four

1K 132 232
                                    

"it herif, şuradaki kitapları uzat bana."

Dazai, Chuuya'nın dediğine karşılık ona kitapları uzatmıştı. yerinden kıpırdamak istemediği için, 3 metre aralarındaki boşluk, sadece uzatmıştı. Chuuya almak için uzanıyordu, ama nafile.

"düzgünce uzatsana kirpi."

Elinde içtiği sütle ona sinirle bakan kızıl kafaya döndü Dazai. yüzünde küçük tebessüm olumuştu bile.

"köpeğim olduğunu kabul edersen olur."

"siktir git."

Chuuya bu itten adam olmayacağını anlayınca, biraz daha uzanarak şansını denemek istemişti, sonucunda vücudu merdivenden ayrılmış, kendisinden hafif uzakta duran kahveliyi sonunda kendine doğru çekiştirerek düşüşünü hafifletmişti. Dazai ne olduğunu anlayamadan kendini yerde, altında da kızıl kafalıyı bulmuştu. hareket halinde olan kitaplığı fark etti. eli kızılın kafasını ve kendi kafasını bulmuş, bedenini kısa bedeni korumak için siper etmişti.

"DAZAI!"

birkaç dakika sonrasında ikisi de kitaplığın, kitapların altında kalmışlardı. çok şanslılardı, bütün kitapları çıkarmışlardı. sadece yerleştirme görevlerini hallederken olmuş olması gerçekten şanslı olduklarını gösterirdi.

Chuuya kafasını kaldırmak için bir hamle yapacakken sıcak bir el hissetti kafasının üzerinde. bu şerefsizin eli olmalıydı.

"Dazai. yaşıyor musun?"

"yaşıyorum lanet olası bücür. şunu kaldırmama yardım et."

ikisi de birbirinden ayrılmış, üzerlerindeki kitaplığı kaldırmak için tüm güçlerini kullanmışlardı. şu an ise bir masa üzerinden Dazai'ın acıyan yerlerini inceliyordu Chuuya.

"başında bir sorun olmadığına emin misin?"

"eminim kızıl kafa."

"bir yerin ağrıyor mu, ya da kıpırdatamadığın bir yer var mı?"

"sadece ağrıyor bedenim. sen iyi misin?"

"popom acıyor, yere düşünce oldu."

"ovmamı ister misin Chuu-chuuu~~¿"

"pisleşme it herif."

Chuuya gözlerini devirip oturduğu yerden kalktı. elini uzattı kahveliye.

"kalkabilir misin? hastaneye gidelim. motosikletim dışarıda."

Dazai o eli tutmakta tereddüt etti ilk, ama sonra tuttu. düşündüğünden daha da yumuşaktı eli. ve elinin içinde kayboluyordu. küçücüktü eli. fark etmeden tebessüm oluştu yüzünde.

"lan elin babun poposu gibi çok güzel."

"sapık herif, iyilik bile sana fazlaymış. siktir git."

comedy [soukoku]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin