comedy [soukoku]

eleven

"oi, oi, oi, minik serçe, nerelere uçarsın böyle?"

"sana ne lan sırık!? istediğim yere giderim."

"ama ben sensiz bu okulda nefes alamam... gitme bak. bırakırsın kalbimi böyle kırık, acılı..."

Dazai yine hareketlerini dramatize ederek kızılın önüne geçmiş, ilerlemesine izin vermiyordu. sonunda suratına güzel bir yumruk yemişti tabiî.

"Dazai, seninle gerçekten uğraşamam. Git işine."

Chuuya bunu kahvelinin sadece duyacağı şekilde, kısık sesli söylemişti. kahveli alagavat ise buna çok şaşırmış, birkaç saniye mal gibi kalmıştı.

"Chuuya! ağlayacaksın omzum her zaman sana açık."

şakayla karışık konuşmuştu kahveli, sonrasında bedenini ele geçiren kısa kollar, güzel koku ile büyülenmişti. kaskatı kesilmiş bir şekilde bakıyordu göğsüne yaslanmış kızıl cüceye, böyle bir atak hiç mi hiç beklemiyordu.

elini saçların arasına koyup okşayacakken göğsünden gelen boğuk sesi duydu.

"bunu sakın ama sakın, kimseye söyleme. ve piçlik yapma."

aklının bir köşesinde bile belirmeyen fikirler karşısında yutkundu, Dazai. iyice sarmalarken kızılı sessizce söz verdi.

"kesinlikle kullanmayacağım."

arkalarındaki duvarda onları izleyen sarışın ve siyah saçlı kızdan habersiz bir şekilde yapıyorlardı bunu.

"çektin mi Higuchi?"

burnu kanayan sarışın gözlerindeki kalplere dönmüştü mavi gözlü dostuna.

"kesinlikle çektim Shimizu senpai~~ telefon duvar kağıdım, whatsapp duvar kağıdım ve kilit ekranı duvar kağıdım yaptım hemen."

mavili kız kaşlarını çattı. arkadaşının ensesine bir tane geçirip peçete uzattı.

"bana mobilini açıp hemen at, yoksa kafa göz dalarım sana."

Dazai ve Chuuya bilmiyordu ki, sevdikleri kızın onları yakıştırdığını.

medyadaki resmi çıkartıp duvarıma astım, sınava girmeye bire bir motivasyon. 🤧