"oi, Aku. bu lanet Dazai nerede?"
Akutagawa içtiği sütten bir yudum almıştı. şu an gözleri, kantinin diğer tarafında Tanizaki ile oturan Atsushi'de idi. o şerefsiz beyaz saçlı nasıl başkalarına bu kadar yakın olabilirdi ki?
"oi, Aku. dinliyor musun lan beni?"
bir anda irkilen çocuk sütü burnuna kaçırmış, öksürük krizine girmişti. Chuuya peçete uzatmıştı, sümkürmesi için.
"niye sen şu beyaz kafalı kaplana bakıp duruyorsun? bir şey mi yaptı sana?"
Akutagawa gözlerini kaçırdı Chuuya'dan. söylese mi, söylemese mi bilemiyordu. yutkundu.
"hoşlanıyorum ondan."
kızıl kafalı genç şaşkına ağzını açmıştı. Aku bir sinir tepkisi bekliyor, bir karşı çıkma nidası duymayı beklerken Chuuya gülmeye başlamıştı.
"hayırlı olsun lan, kalpsiz emomuzun bile kalbi varmış demek. şanssız çocuk."
"niye şanssızmış be?"
"çünkü sen seviyorsun onu. gerçi... o da seni seviyor gibi baksana."
Akutagawa kafasını yana çevirince ona bakan bir Atsushi görmüştü. çocuk kafasını kızararak çevirmişti. galiba Aku onu ilk kez böyle görüyordu. kalbini tutup kya dememek için kendini zor tuttu.
"hadi yanlarına gidelim. salak Dazai gelmemiş sanırım bugün."
böyle dese bile Chuuya endişe etmişti bir şey olduğuna dair, ama yine de boş verdi ve Atsushi'nin olduğu masaya gittiler.
"eee Atsushi, senin şu salak arkadaşın nerede?"
Atsushi, gözlerini Akutagawa'dan aldığı vakit kızıl kafalının sorusunu cevaplayabilmişti, sanırım yaklaşık beş dakika sonra.
"o evde. üzerine ayı düşmüş sanırım. öyle dedi. anlamadım ben de, her zamanki intihar girişimleri deyip sorgulamadım."
"ayı mı? öküz herife bak ayı diyor. neyse, evi nerede?"
"buradan biraz uzak, ben de bilmiyorum. yarın gelince görürüz."
"numarası var mı?"
"var ama sana verirsem beni dövebilir. o yüzden vermem."
"iyi, bok yiyin ikiniz. gel Tanizaki, oksijen seviyemiz artsın."
Chuuya siniriyle dışarı çıkarken, masum çocuğumuz Tanizaki'yi de kollarından sürüklemişti bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
comedy [soukoku]
Fanfictionchuuya ve dazai aynı kızdan hoşlanmıştı. [ DEVAM EDİLMEYECEKTİR ]