-Yekta-
Semih hararetli bir şekilde Reha'yı nasıl dövdüğünü anlatırken tüm bahçeyi turlamış hatta sınıfımıza giden koridorun yarısındaydık. Emir'in hiçbir şekilde kafasını kaldırmaması ikimizin de dikkatini çekmiş olsa da Semih hala gözündeki parlamayla kaşına attığı yumruğu anlatıyordu.
Yanımızdan geçen iki kız bana baktıktan sonra gözlerini kaçırmış ve aralarında konuşmaya başlamıştı ki koridor sonundaki Cansu'nun tüm dikkati bizim üzerimizdeydi. Buradan çıkarılması gereken bir şey olacağıydı ki koluma dolanan el varsayımımı doğruluyordu.
Yürümeyi bıraktığımda Semih konuşmasını yarıda bırakıp ilk önce kolumdaki ele sonra da sahibine bakmaya başlamıştı. Emirse telefonundan başını kaldırıp kaşlarını çatmıştı.
Arkamı dönüp saçlarını yeni kestirmiş olan Akın'a gülümsedim."Buyur?"
Dünkü göz devirme olayından dolayı değil de bugün olan küçük komedinin onu sinirlendirmiş olması garipti.
"Bana bulaşma demiştim."
Sadece küçük bir espriye güldüm.
"Ben bir şey yapmadım."
"O küçük kıkırtını götüne sokayım mı?"
Kolumda olan el hızla geri savrulduğunda olayların hızına yetişememiştim. Reha, Akın'ın kolunu ittikten sonra çocuğu yere sermişti ki Akın'ın arkadaşı fa Reha'ya tekme atmıştı. Bunun üstüne Semih tekme atan çocuğa doğru uçmuştu. Bunlar yaşanırken sadece izliyordum.
Grubumuz için kavga normal bir şeydi ama neden asla ben olmazdım. Yediği tekmenin etkisinden kurtulduğunda eski yerini alan rehayı belinden kavrayıp kendime doğru çektim. Kulağına doğru konuşmaya başladığımda hala derin derin nefesler alıyordu.
"Hadi, sigara içelim."
Kolumu itip küfür ederek yürümeye başladığında arkamı döndüm. Hala çocuğun üstünden almam gereken bir Semih vardı. Yalvaran gözlerle Emir'e bakmaya başladığımda derin bir nefes verip elini yumruk atmaya devam eden arkadaşımızın omzuna koydu. Elinin değmesi ile kendine gelmiş olan Semih sanki transtan çıkmış gibi hızla kalkıp üstünü sirkeledi ve bahçeye doğru ilerlemeye başladı. Müdürün bağırışları koridorun sonunda duyulurken Emir dışarı, ben ise çatıya çıkmak için merdivenlere doğru ilerletmemiştim.
Merdivenleri ikişer ikişer çıktıktan sonra geniş demir kapıyı yavaşça aralayıp duvarın yanına oturmuş arkadaşıma baktım. Elindeki yanmamış sigarası ve kaşındaki yaraya inat masum bir çocuk gibi oturuyordu. Kapıyı seslice aralayıp dikkatini çektikten sonra yere bakarak yanına ulaştım.
Kafasını kaldırmadan elini uzattığında cebimdeki çakmağı elinin içine bırakıp yanına geleceğim oturdum.
"Nedenini sormayacağım, sadece bana niye sorun olmadığını söyledin?"
Ona yalan söylediğimi düşünüyordu.
"Sana yalan söylemedim. Sorun yoktu-"
"Olayı anlatmanı istemiyorum..."
Kaşındaki yaraya dokunmaya çalıştığında elini tutup yere indirdim. Cebimdeki paketli ıslak mendili çıkarıp açtım. Mendili almak için elini uzattığında kafasını kendimde döndürdüm. Elim çenesini tutmaya devam ederken o am aramızda uzun bir bakışma oldu. Gözlerimi sonunda gözlerinden ayırdığımda mendili kaşına bastırdım. Anında acısını belli edecek bir ses çıkardı.
Kaşındaki yarayı iyice temizledikten sonra ayağa kalkıp elimi uzattım. Anında sigarasını söndürüp elimi tuttu. İşte bu kadardı bizim kavgalarımız. Çocukluğumuzdan beri aramız bir şekilde düzelirdi ama ikimiz de nasıl olduğunu anlamazdık. Aşağı indiğimizde bahçe kapısının önünde bize el sallayan ikiliye doğru koşmaya başladık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karıştın Ruhuma | bxb
Teen FictionYaman: Keltoşşş, babana koşşş. Akın: Siktim belanı. - Reha: Sigaranı düşürdün. Yekta: Götüne sokabilirsin.