10 | Ölümün elleri lanetli ruhun kibritini aşkla çaktı.

2.6K 236 144
                                    

"İsminin dudaklarımdan dökülmesi öyle haz veriyor ki bana, son nefesimde bile senin adını söylemek istiyorum."

-Anemon

☽︎☽︎

Bağlı ellerime bakarken içime çekebildiğim kadar derin bir nefes çektim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bağlı ellerime bakarken içime çekebildiğim kadar derin bir nefes çektim. Korkuyordum ölmekten değil, cezamdan korkuyordum. Ölümden daha acı olmasından korkuyordum. Hergün ölüp dirilmek istemiyordum. Bunların hiçbirine inanmak istemiyordum ama bu soyutluk başımı döndürüyor ve beni somutluğa mahkum ediyordu.

Ama nereden bilebilirdim ki cehennem olarak gönderilen yerin cennetim olacağını. Nerden bilebilirdim asıl cehennemin onun gözleri olduğunu.

Büyük işlemeli tahta bir kapının önüne geldiğimde gözlerim kırmızı koridorda dolandı bir süre ardından ise maskeli ve üstünde pelerinin kapşonunu kafasına geçirmiş kadının birisi elindeki siyah bez parçası ile geldi. Gözlerime bezi başladığında kollarımın bağlı olması sayesinde hiçbir şey yapamıyordum.

Beni tutan iki kişinin yardımı ile biraz yürüdükten sonra açılan kapıyı, çıkarttığı büyük gürültü sayesinde anlamıştım. Bir süre daha ilerledikten sonra açık bir alana geldiğim nefeslerimin rahatlamasından belli oluyordu. Yanımdan adım sesleri uzaklaştığında burada yanlız başıma kaldığımı fark etmiştim. Ne oluyordu böyle? Beni kurtlara yem etmeyi falan mı düşünüyorlardı bunlar? Sadece kurucular tarafından verilen görevi reddettiğim için mi, bu çok saçma olurdu bence.

"Anemon Fernweh, yaptığın saygısızlığın bedelini ödemek için buraya getirildin."

Kafamı sesin geldiği yöne çevirdiğimde gözlerimde bağlı olan bez yüzünden hiç bir şey görmemiştim ama burada benden başka birilerinin olduğunu bilmek beni germişti. Hemde fazlasıyla.

"Bu yüce güce yaptığın saygısızlık yüzünden yargılanacaksın, aciz insan."

Adamın kibirle konuştuğu ses tonundan belli olurken kanımın kaynamaya başladığını hissetmiştim.

"Kimseye saygısızlık yaptığım falan yok. Kendi kendinize gelin güvey olan sizlersiniz. Kimse sizin köleniz değil. Kimse sizin acizliğiniz ve egonuz tatmin olsun diye birilerini öldürmek zorunda değil. Siz bir avuç katillersiniz. Ve kirlettiğiniz ellerinize kendi ellerimle asla bir damla kan bile bulaştırmam."

Tükürürcesine söylediğimde etrafından uğultular çıkmaya başlamıştı. Onları sözlerimle tahrik ediyordum ama asla fikrimden vazgeçmezdim. Eğer katil olacaksam ben istediğim için olurdun. Eğer ellerimi kana bulayabilecek kadar düştüysem, o kanda kendimi boğardım.

"Seni saygısız varlık."

Adamın sesi yükselmiş ve bağırışı yüzünden herkesi sessizlik kaplamıştı, işte o an içimden öyle gülmek gelmişti ki dayanamamış ve kahkahalarla gülmeye başlamıştım. Gözlerimden yaşlar akıyordu ve ben kendimi tutamayıp yere diz çökmüştüm. Burada ne sikim iş dönüyordu bilmiyordum ama öyle komikti ki, dayanamamıştım.

"Yine aynı zırvalıklar. Ne o? Yoksa beni olmayı kabul etmediğim deve yem falan mı edeceksiniz? Lütfen durmayın ve bunu yapın, sizi ezikler."

"Sen hainsin! Sen insanlığımızı tehlikeye atan aptal bir hainsin. İhanet kanına işlemiş sesin. Sen lanetlisin. "

"Ben ne hainim ne de lanetli. Ben sadece özgür bir insanım ve sizin saçma zırvalıklarınızın hiç birisine katılmayacağım. İnsanları öldürmeye hakkınız yok."

"Sen Anemon Fernweh, kurucu güç tarafından lanetlendin."

"Bu sik gibi işlerinizin hiçbirisine inanmıyorum. Kurucu güç diye bir şey yok sizi bunaklar. Siz sadece- sadece insanları kandıran ahmaklarsınız."

Adam beni duymuyor gibi sözlerine devam ettiğinde gülüşüm yüzümde donmuştu çünkü şuan hareket edemez hale gelmiştim. Damarlarımda akan kanı hissediyordum. Miden kasılıyor ve kusmak istiyordum. Tenim karıncalanıyordu. Boğazım kuruyordu. Nefes alamıyordum, hareket etmeyi unutmuş gibiydim. Adeta kitlenmiştim. Neler oluyordu bana?

"Kurucu güç seni damarlarında akan kana ihanet ettiğin için lanetledi. Anemon Melanié Fernweh kimse tarafından sevilmeyeceksin. Kanında dolaşan ihanetin zehri hergün seni zehirleyecek ve kimse ile konuşamayacaksın. Kalbin ve dilin arasındaki iplikler çözülecek ve sen kaderine göz yumacaksın. Ama kaderin sana küsmüş olacak. "

Adam durdu, üzerimde gözler hissetsemde buradan kaçıp gitmek istiyor olsamda nefes almayı dahi kendi isteğim dışında yapıyordum. Gözlerim yanıyordu çünkü onları bile kırpamıyordum. Kanım damlarlarımı patlayacak kadar hızlı akıyordu kalbim ise son dakikalarındaymışcasına tüm gücü ile kaburgalarımı kırmak istiyordu.

"Bu ızdıraba alıştığında ise kara deliğe düşecek ve kendi sonsuzluğunda ihanet kokan kanlarınla intihar edeceksin ama fark edeceksin ki ölüm bile seni sevmiyor olacak. Anemon Melanié Fernweh, sen aşk denen cehenneme sürgün edileceksin ve kibritini kanlı ellerin çakacak. "

Nefes alamadığını hissettiğimde ise ellerimi boğazıma doğru götürmek istesemde arkamdan bağlı ellerim buna engel olmuştu. Nefes alamıyordum. Duyduğum son sözler ise şunlardı.

" Condemnabitur de anima, quod ignis animo capere.
Mors et dolor meus exprimi gutturi tuo.
Et oculi vestri et eritis sicut caeci anima tua.Amor erit plaga tua.
Sed quod tribulatio patientiam meam cupiant."

Gözlerim yavaş yavaş kapanırken hissettiğim tek şey anlamını bilmediğim sözlerin ağırlığıydı.

...
Merhabalar :)
Bu bölüm kilit noktaydı aslında çok açık bir şekilde anlattım her şeyi, umarım anlarsınız :)
Teorileriniz neler?
Oy ve yorum atın arkdşlr, flop bırakmayın bölümleri.
Kendinize iyi bakın!

-lavi

Levi Ackerman ❦︎ Levi AckermanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin