"Ölümümün sen olacağını bilseydim eğer çoktan kesmiştim bileklerimi sana kavuşabilmek için Ackerman. "
-Anemon.
☽︎☽︎
Onun sesi aynı okyanusun kıyıya vuran gürültülü uğultuları gibiydi. Bir o kadar güçlü, bir o kadar da mükemmel. Ama onun sesini öyle acısız dinleyemezdiniz. Cayır cayır yanan okyanusun acı çığlıkları sesinde gizliydi.
Dikkatimi Erwin'in anlattıklarında tutmaya çalışsamda onun sesini duyduğum saniye tüm dikkatim uçup gidiyordu. Sesini derinliğine düşmek, sesinin karanlığında kaybolma isteği zaten yarısını onun cazibesi yüzünden kaybetmiş olduğum aklımı ele geçiriyordu. Erwin cümlesini bitirdiğinde sanki onu dinliyor gibi kafa salladım. Bizim çaylaklar Levi'nin yeni ekibi olarak seçilmişti. Bende Hange'nin yanında görevlere devam edecektim. Keşke normal bir asker olup Levi'nin ekibine gitseydim. Hange'yi sevmediğimden değil de Levi'nin ekibinde olmak kulaklarımda çiçekler açmasını sağlıyordu sadece.
Ekip bizden önce yola koyulmuştu ve bizde birazdan yola çıkacaktık. Hange'nin Eren üzerinde yapacağı deneyler merakımı uyandırıyordu. Ama kesinlikle bunu ona sormak gibi bir düşüncem yoktu. Eren'den duyduğum doğruysa eğer Eren ona titanları sorduğunda sabaha kadar bıkmadan anlatmıştı. Aslında dinlemek güzel olurdu tabii her şeyi bilmeseydim.
Üzerimi hızlıca giyinip teçhizatlarımı kuşandım. Levi, Hange ve Hange'nin bir kaç askeri ile beraber Eren'lerin olduğu dağ evine doğru ilerlemeye başladık. Umarım güzel bir temizlik yapılmış olurdu zira Yüzbaşı'dan çekecekleri vardı. Çok hafifçe gülümsedim kendime. Onu tanımaya başlamıştım. Bu durum beni mutlu etmişti. Sığındığım küçücük bahaneye takılmamaya çalıştım.
Buraya atanmadan önce üstlerime ekip kurmak istediğimi bana asker atamaları gerektiğini söyledim ama yapılan seferler ve operasyonlardan dolayı asker açığı olduğunu söyleyip beni sallamışlardı. Hange ile yan yana at sürerken bu durumun eksikliğini pek hissetmiyordum ama arada kendimi evlatlık gibi hissetmiyor değildim. Yol boyunca Levi'nin rüzgarla havalanan saçlarını izlemek çok keyif vericiydi ama çok sürmeden dağ evine gelmiştik. Hızla atlardan inmiştik. Moblit atları alıp bağlarken bizde eve doğru ilerledik. Levi içeri girip herkes dışarı çıkarttığında bende bahçede Hange'nin yapacağı deneylerin önizlemesini dinliyordum. Bazen Eren'e acımıyor değildim.
Hange'nin üst üste yaptığı deneyleri yukarıda bir tepeden soluksuz izlemiştim. Bu durum pek hoş değildi ama buradaki herkes insanlığın geleceği için uğraşıyordu. Son denemede Eren güçsüzlükten bayıldığında burada bitireceğimizi anladım ve yüzümü buruşturdum, çocuk adeta harap olmuştu.
Hange Eren'i Titan'ın içinden çıkarttığında yüzümü buruşturdum. Gerçekten iğrenç bir görüntüydü. Gözlerimi Yüzbaşı'ya çevirdiğimde yüzünde her zaman olduğu gibi hiçbir mimik yoktu. Gözleri aniden bana döndüğünde yutkundum. Aniden çatışan gözlerimiz beni her zaman hem geriyordu. Hem de heyecanlandırıyordu. Vücuduma aniden bir titreme yayıldığında ellerimi arkamda birleştirdim, fark edilmek ve onun gözünde aciz birisi olmak istemezdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Levi Ackerman ❦︎ Levi Ackerman
FanfictionO güzel kanatlar onurlu omuzlarına öyle yakışıyordu ki nefesim kesilmişti, yaşıyordum ama. Ölüyor gibi olmuştum, can çekişen ruhumu hissetmiştim ama can çekişen ruhumda aynı anda çiçekler açmıştı. Sadece ona baktığımda görebiliyordum zira onu görem...