45.BÖLÜM
Murat Göğebakan: Kalbim Yaralı
"Abin canını hiç olmadığı kadar çok acıtacak kardeşim!"
Tekin saçlarımda olan elinin baskısını artırarak beni geriye doğru çekiştirdi. Acı dolu çığlıklarım mutfakta yankılanıyor ama bir türlü Tekin'e ulaşmıyordu.
Saçlarımı kökünden kopartmak ister gibi çekti ve beni yerde kanlar içinde yatan Berna'nın önüne attı. Dizlerimin üstüne düştüğümde refleks olarak ellerimle yerden destek aldım. İşte tam bu anda Berna'nın kanları elime bulaştı.
Her yer kandı. Berna'nın ağzından akan kanlar gri fayansta küçük bir gölcük oluşturmuştu. Tekin'in arkamda ki varlığını umursamadan dizlerimin üzerinde süründüm. "Berna..." diye seslendim.
Berna bana bir ses vermeyince hızlı bir şekilde hem ellerimle hem de gözlerimle vücudunu taradım. Vücudunda bir kurşun yarası yoktu ama yüzü yara bere içinde, kandan dolayı görünmüyordu. Kolları ve elbisesinin açıkta bıraktığı bacaklarında fazlaca çizikler vardı. "Berna..." dedim bir kez daha ve dikkat ederek başını kaldırıp kucağıma koymaya çalıştığımda Tekin "Sakın dokunma!" diye kükredi.
Dehşet barındıran yaşlı gözlerim Tekin'in gözlerine çevrildi. "Ona dokunmayacaksın!" elinde ki silahı bize doğru uzattı. "Bırak başını yere!" donmuş bir vaziyette gözlerine bakarken "Hadi..!" diye bağırdı.
Korku içinde yerimden sıçradım. Yavaşça Berna'nın başını yere bıraktığımda dudaklarının arasında acılı bir inleme döküldü. Berna'nın acılı inlemesine dayanamayarak "Abi acı çekiyor..." diye feryat ettim.
"Çeksin..!" kan çanağına dönen mavi gözlerini yüzüme dikti. "Uzaklaş biraz." Dediğini yaparak dizlerimin üzerinde geriye doğru uzaklaştım. Tekin'in her hangi bir saldırışına karşılık tetikte bekliyor gözlerimi Berna'nın üzerinden çekmiyordum.
"Abi..."
"Sus! Sus! Sus...!" çıldırmış gibi bağırmaya başlayan Tekin'le Berna'ya yaklaştım. Korku sinsi bir zehir gibi bütün bedenimi etkisi altına almış, beni hiç olmadık düşüncelere sürüklüyordu. Avuç içiyle alnına vurarak "Sus" diye haykıran Tekin kendini kaybetmişti. Hem destek almak hem de destek vermek için Berna'nın ince uzun, narin parmaklarının arasından kendi parmaklarımı geçirerek ellerimizi kenetledim. Berna benim dokunuşumu hissetmiş gibi bal rengi gözlerini zar zor araladı.
"Berna..." fısıltılı çıkan sesim Berna'ya ulaşmıştı ve elinin içinde olan elimi sıktı. "Yorma kendini." Göz ucuyla Tekin'e baktım, sakinleşmişti ve bize öldürücü gözlerle bakıyordu.
"Sana ondan uzaklaş demedim mi Ahu?" büyük iki adımda yanıma gelip kolumdan sertçe tuttu. "Sen beni neden siklemiyorsun kızım?" ağzından fışkıran tükürükler midemi bulandırıyordu. "Dediğimi yapacaksın!" beni kolumdan çekiştirmeye çalıştığında onu var gücümle ittim. Beklemediği bu tavrım karşısında bir iki adam gerilediğinde Berna'yı koruma içgüdüsüyle üzerine kapandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUZ YANIĞI
General Fiction"SENİN DERDİN NE?" diyerek bağırdım karşımda beni sinir eden adama, ağlamamak için kendimle mücadele veriyordum. Ama nafile bir mücadele olmuştu. Çünkü, gözyaşlarım yine bana ihanet ederek, yanaklarımdan aşağıya süzülüyordu. Arkası dönük olan Melih...