★☆ Geri Dönüş ★☆

166 18 19
                                    

Arkadaşlar multimediadaki Yargın.
@siyakiz'e destekleri icin tesekkür ediyorum iyi bir takipcim :)
Bu bölümü @mervecutur7 'e itafen yazıyorum :) Iyi okumalar :))

- Senemim ( Prensesim ) lütfen, öfkeyle kalkan zararla oturur.
Geri dönmüştük. Annemle babam'ın bana nasıl bir tepki vericeklerini bilmiyordum. Evet Ulcabek haklıydî onlara öfkemi kusmuştum yıllardır içimde tuttuğum ama ne olduğunu bilmediğim öfkemi. Kızgındım onlara ayrıca kırgın. Saçma sapan bir adet yüzünden annemden,babamdan,abimden ve kardeşimden ayrıldım. Abimle şakalaşmalarımız gözümün önüne geldikçe aslında onu ne kadar çok özlediğimi farkettim. Ulcabekle geri dönüyordum ama onun bilmediği birşey vardı. Onlara tek şart koşucak kabul etmezlerse bunlar hiç yaşanmamış gibi eski hayatıma dönücektim. Içeri girmeden önce zihnimi kapatmıstım kimsenin ne düşündüğümü bilmesini istemiyordum. Içeri girdiğimizde annemle babamı tartışırlarken, çocukları ise bir köşeye sinmiş onları izlerken buldum. Hiç istifimi bozmadan söze girdim. - Anne ve baba size bir teklifim var. Herkes ne diyceğimi merak ederek pür dikkat beni izliyordu. Izlemelerinden rahatsız olsamda annem başıyla konuşmamı onaylayınca tekrar konuşmaya başladım. - Madem bu Dikeasuğ gezegeni çok gelişmiş bir gezegen o zaman benim kopyamı yapın hemen burda şimdi. Ben bugün sizinle birlikte kendi gerçek gezegenime gelicem ve bir hafta orda kalıcam. Abim Talıman ve kardeşim Semenik'le. Kabul ediyormusunuz Küdarukbeğ'im ve Şahsenem'im?
Annem ve babamda dahil olmak üzere herkes çok şaşırmıştı. Ne diyeceklerini gerçekten çok merak ediyordum. Eğer kabul etmezlerse dediğimi yapar yüzümü onlara göstermezdim. Babam bana bakarak konuşmaya başladı; - Pekii,kabul etmezsek ne olucak?  Inanmıyorum ya babama bak hemen kabul etmezlerse ne olucağını soruyor. Başımı önüme eğerek ellerimle oynamaya başladım. Annem sesini yükseltip; - Evet seni dinliyoruz Yura. Kabul etmezsek ne olucak?
Korkmuştum ben korkuyordum. Dahademin diklenen, başını dik tutan kıza ne olmuştu bir an da nasıl bu kadar korkak birisi olmuştum. Korktuğumu belli etmemeye çalışarak hemen cevap verdim. - Nee.. nee mi olucak? ( off aferin sana Yura! Sesim titremiş gözlerim dolmaya başlamıştı ama başımı hic kaldırmıyor gözyaşlarımı saklıyordum. Ağladığımı anlamaları umrumda bile değildi. Ben güçlü Yura değildim ben eski masum Masaldım. Iste bu yüzden hiç bir şeyi takmayarak sözüme devam ettim.) zel soru anne ve baba. Hemen açıklıyayım. Eğer kabul etmezseniz bunları hiç yaşanmamış varsayarak eski hayatıma geri dönücem. Sözümü bitirdiğimde anne ve babam konuşmak istiyor fakat susuyor gibiydiler. Dura'nın sesiyle ona döndüm; - Yura, nasıl bu kadar bencil olabilirsin ya nasıl? Seni tanıyamıyoruz artık o kadar çok değiştin ki bu bizim kardeşimiz olamaz. Sen şart koşmuyorsun sen resmen tehdit ediyorsun. Eğer Küdarukbeğ'im ve Şahsenem'im ( anne, babama dönerek gülümsedi ve tekrar bana dönüp konuşmasına devam etti. ) kabul etmezlerse ve sende bu dediğini yapıp bunları hiç yaşanmamış varsayarsan biz yokuz. Bundan sonra hayatına tek devam ediceksin ve şunu da unutma bir gün bunu dediğine çok pişman olucaksın. Başımı kaldırıp kızlara baktım artık gözyaşlarımı gerçekten saklayamıyor ve akmalarına izin veriyordum. Beni hayatlarından çıkarıcaklardı. 17 senedir tanıdığım kardeşlerim beni bırakıcaktı. Öfkeme ve duygularıma engel olamayarak konuşmaya başladım. - Kes sesini Dura. Ben onları tehdit etmiyorum. Ya niye kimse anlamıyor beni. Bunu nasıl düşünürsünüz ben asla bencil olmadım olmam daa. Ve ben çok şey istemiyorum sadece yıllar önce kaybettiğim abimi ve yüzünü bile görmediğim kardeşimle bir hafta çok değil sadece bir hafta vakit geçirmek istiyorum. Yıllardır almadığım nefesi, bulamadığım mutluluğu tatmak istiyorum. Sizde şunu unutmayın. Anne ve babamın kararı ne olursa olsun sizi asla ama asla affetmiycem. Eğer kabul etmezlerse ve ben bunları yaşanmamış sayarsam yanımda olmıycaksınız ya hani bundan sonra ben hiç bir zaman sizin yanınızda olmıycam. Artık Masal diye bir kardeşiniz yok. Deli gibi, hiç susmadan hıçkırarak ağlıyordum. Kendimi daha fazla tutamayarak ayaklarımın üstüne çöktüm. Ellerimle yüzümü kapatıp hıçkırıklarımı bastırmayı istedim. Çok yalnız hissediyordum kendimi bir çıkmazda ve tek başına. O sırada birisi  gelip bana sımsıkı sarıldı. Bu onun kokusuydu sevdiğim adamın Ulcabek'in kokusu. Onun kokusuyla içim huzur bulurken beni kucağına alıp yatağa yatırdı. Bırakmasını gitmesini istemiyordum. Elinden tutup oturmasını söyledim. O yanıma oturunca anne ve babama bakıp  konuşmalarını bekledim. - Yura, bunu aslında kabul etmememiz gerek. Ama haklısın abini ve kardeşini görmek senin de hakkın. Fakat bizde kopyalama gibi birsey yok. Çünkü bizde insanız. Korumacı ailelerinizden tatile çıkıyoruz diye izin alın. Biliyorsunuz yarıyıl tatilindesiniz. Şimdi Dünya'ya dönün  ve korumacı ailelerinize haber verin. Kızlar sizde hazırlanın ve gece 12'yi bulmadan buraya gelin. Anlaşıldı mı? Sorusu olan? Kabul etmislerdi gidiyorum abimi kardeşimi görücektim. Gözlerimin güldüğüne emindim. Ulcabek'in yanından ayrılıp anne ve babama sarıldım. Kızlar daha cevap vermemişti. Umut dolu gözlerle onlara bakıyordum. Beni çok kırmışlardı ama onlar benim herşeyimdi. Yıllardır beni bırakmayan ailemdi. Onlara bir özür borçluydum galiba. Alanguva ve Bükle dayanamayarak bana doğru koşmaya başladılar annemlerin yanından ayrılıp bende onlara doğru hızlı adımlarla yürüdüm. Yanlarına gidince ikisinin de ağladığını farkettim. Hemen kendime çekip sıkıca sarıldım onlara. Ikiside bisey dememisti ki en çok kırgın olduğum kişi Dura'ydı. Ama ben ona da kıyamazdım. Alanguva titrek sesiyle; -Yu.. Yura bizi bırakma. Dedi cok zor konusuyordu. Hemen ikisininde basını kaldırıp bir elimle Alanguva'nın gözyaşlarını diğer elimle de Bükle'nin gözyaşlarını sildim. Ve hemen söze girdim. - Ben sizi hiç bırakırmıyım Şapşallar. Siz ne bakıyorsunuz bana o o anlık bir öfkeydi. Ben sizden ayrılamam ki siz benim herşeyimsiniz hem teyze çocuklarıyız istesekte ayrılamayız. Dedim. Ikiside tekrar sıkıca bana sarılıp aynı an da; - Kardeş sözü mü? Dedi. Bizim sifremiz kardeş sözü mü? :) - Evet, kardeş sözü. Sonsuza deek.! Dedim. Onlardan ayrılıp Dura'ya baktım. O da aynı benim gibi çaresiz, pişman ve korktuğumda yaptığım gibi elleriyle oynuyordu. Başını kaldırıp bana baktı. Birtanem benim yaa. Alanguva ve Bükle'nin arasından geçip bana sarılîp ağlamaya başladı. O sırada Alanguva yine devreye girip; - Peki Şahsenem'im biz ailelerimizi tatildeyken nasıl telefon açıcaz? Deyince ortalığı bir kahkaka seli aldı Dura ve ben bile ağlamayı bırakıp kahkalarla gülüyorduk. Annem'in sesiyle o tarafa döndük;  - Alanguvam benim uçuk akıllı yeğenim sen telepati yolu ile görüşüceksin ama annen ve baban da telefonla görüşüyormuş izlenimi bırakıcak. Babam bana tebessüm ederek söze girdi; - Böyle mızmızlanmaya devam ederseniz küçük hanımlar değil Dikeasuğ gezegenine siz eve bile gidemiyceksiniz. Dedi. Sonra  Ulcabek'e dönerek; - Ulca kızları evlerine bırakıp tekrar buraya geliyorsunuz. Dedi. Ulcabek bir bana baktı daha sonra babama dönerek cevapladı; - Başımüstüne Küdarukbeğ'im. Dediği sırada biz yürümeye başlamıştık bile. Ama izin istemedik. Fakat geçtiğimiz yollar hiç bilmediğimiz yerlerdi. Ulcabek yanımıza gelince; - Senemim eve dönüş yapabilmemiz için elinizi verin lütfen. Diğerlerine dönerek sizlerde el ele tutuşup gözlerinizi kapatın. Dedi. Elimi ona uzatıp gözlerimi kapattım. Rüzgârı saçlarımda hissedebiliyordum. Sanki Dünya'yı dolanıyorduk. Gözlerimi açsam ne olur diye merak etmeye başlamıştım. O sırada yine zihnimde o ses. -  Aklının ucundan bile geçirme Yura. Ama bu ses Beria abla'nın sesi. - Beria abla ama bu nasıl olur ben zihnimi kapatmıştım. Teyzem yani Beria Ablam hemen cevap verdi; - Boyutlar arasında gidip gelirken zihin her zaman açık olur ve işte şimdi gözlerini açabilirsin güzelimm. Gözlerimi açtığımda teyzem karşımdaydı. Kırk yıldır görmemiş gibi boynuna sarıldım o da bana sımsıkı sarılıp içten bir sesle; - Kuzumm benim hoşgeldiniz. Dedi. Kızlar teyzeme benim kadar alışık olmadığı için biraz soğuk durdular. Teyzem bunu farkedip; - Kızlar, teyzenizin elini öpmiycekmisiniz? Dedi ben ve erkekler gülerken kızlar sıraya geçmiş teyzem'in elini öpüyorlardı. Ilk öpen de Alanguva oldu ve teyzem'in boynuna sarılıp; - Senn gerçekten bizim Teyzemiz misin yaw? Deyince Beria Teyzem de; - Yok be kızım ben çakmayım. Deyip güldü. Ondan sonra Bükle ve Dura teyzemin elini öpüp sarıldılar. O sırada Büklr teyzemize; - Teyzee annem Çıtsu kime benziyor. Size mi yoksa Şahsenem'imize mi benziyor? Vee ben anneme benziyormuyum? Teyzem tebessüm ederek cevap verdi; - Yok kızım annen Çıtsu teyzen Çebe'ye benziyor. Çünkü onlar ikiz. Yine Alanguvamız; - Yuhh artık ya dahaa neler duycezz biz? Dura'nın sakinliği devam ederken teyzem Dura'ya bakıp; - Işte annen ve teyzen karşında duruyor. Deyip eliyle duvara işaret etti. Şimdi duvara bakın. Duvarda iki resim belirdi. Sol tarafta Dura  ve sağ taraftaki resimler tıpkı birbirine benziyordu. Bükle bir Dura'ya bir de resimlere bakıp; - Hangisi benim annem ve Dura sen bu resimdekilere çok benziyorsun. Deyince teyzem; - Sağ taraftaki annen Çıtsu, sol taraftaki ise teyzen Çebe. Dedi. Ulcabek çekingen bir sesle; - Beria abla lafını bölmek istemem ama Küdarukbeğ bizi bekliyor. Ayrıca kızlar ailelerinden izin alıp yola çıkıcaklar müsaden var mı? Dedi. Teyzem; - Okey Ulcabek. Ben Yura'nın ailesinden izin işini hallederim. Yura'ya izin aldıktan sonra kızların ailesi rahatlıkla izin verir. Dedi. Herşey tamam da ailelerimize nereye gidiyoruz diye izin alıcaktık? Bunu hiç düşünmemiştim. Kızlara zihinden; - Kızlar biz nereye gidiyoruz diye izin alıcaz ailelerimizden? Teyzem'in; - Murat dağı kayak tesisleri diyeceksiniz kızlar. Hadi bakalım izin işini halleden haber verip buraya gelsin. Ailelerinizden biri sorun çıkarırsa bana haber verin ben hallederim.. Herşey çok güzel geçicekti bunu biliyordum o bir hafta benim hayatımın en güzel haftası olucaktı..

Arkadaşlar gecikme için çok özür dilerim. Aralık'ta bir ameliyat geçirdim. Yayınlıyordum aslında ama bir süre sonra yazamamaya başladım. Artık çok iyiyim bundan sonra hergün yayınlamaya çalışıcam. Okuyan herkese teşekkür ediyorum. Seviliyorsunuz :*

*Aşk Bizim Olunca*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin