Arkadaşlar multimediadaki Begeç. Umarım beğenirsiniz. Bu arada sizlerle paylaşmak istediğim birşey var. Ne olursa olsun her zaman yanımda olan kardeşime @Bordoo61Mavimm 'e cok tesekkür ediyorum. Ve bana destek çıkan @fb-aski 'ye minnettarım. Son olarak bu bölümü çok sevdiğim kankama @mrymsd 'a armağan ediyorum. Iyiki varsınız. bütün takipçilerime tesekkür ediyorum. Seviliyorsunuzzz :) :*
Alanguva'nın seslenmesiyle o tarafa döndük.
- Özür dilerim.. Özür dilerim konuşabilirmiyim? Hepimiz gülmeye başladık. Alanguva yine yapıcağını yapmış,en kötü zamanlarda ortamı rahatlatmıştı. Babam Tarbın basını sallıyaraktan;
- Konuş bakalım. Dedi. Alanguva yine söze başlayıp ciddi bir sekilde; - Demin Ulcabek sizlere Küdarukbeğ'im ve Şahsenem'im dedi. Ayrıca Kraliçe Kefire'de bizim için Beria sizin teyzeniz dedi. Ya benim kafam karıştı ben anlamadım şimdi bunları. Biriniz anlatsaya? O sırada yine annem'in tatlı sesiyle yönümüz bir kez daha değişti. - Alanguvacım, kuzucum ilk birinci sorunu cevapliyim. Dünya'da kimi yerde Kral, kimi yerde Sultan, kimi yerde de Padişah olarak adlandırılan Hükümdarlara bizde Küdarukbeğ, Kraliçe ve kadın Sultanlara da Şahsenem denir. Ikinci sorunun cevabına gelicek olursak sizler benim yeğenlerimsiniz. Çünkü Alanguva ve Dura'nın annesi Çebe, Bükle'nin annesi Çıtsu ve Beria Teyze'niz benim öz kardeşim. Yani siz kızlar Yura da dahil kuzen oluyorsunuz. Protokol'u bıraktık,dördümüz birden çığlığı bastık. Ne yani Alanguva ve Dura kardeş, bizler de kuzenmiydik? Bu sırada Dura zihninden geçenleri dışa vuraraktan; - Ne yani? Ben ve Alanguva kardeş...mişiz. Ve Bükle ile Yura'da kuzenimmiş. Yok artık ben rüya görüyor olmalıyım. Önce Duha'larız sonra adın Hayal değil Dura. Prenses oldu bizim Masal - Yura. Şimdi Dikeasuğ dağındayız ve karşımızda Dikeasuğ gezegeninden gelen Kral ve Kraliçe. Birde üçgen piramitin içinden çıktılar. Yok yok kesin rüya bu kesin. Dedi ve sonra çığlığı bastî. Alanguva gidip çimcik' i basıp; - Rüya değil, gerçekteyiz kızım. Demesiyle ortalığı bir kahkaha seli götürdü. Şimdi gerçekten inanıyordum bunların ikisinin kardeş olduğuna. Gerçekler açığa çıkmaya başladıkça içimde bir huzur, gözümün önünde de sorular bir bir sıralanmaya başlamıştı. - Küdarukbeğ'im şimdi biz Dünya'da mı kalacağız sizinle mi geleceğiz? Gelecek olursak bizi büyüten anne ve babalarımızın durumu ne olucak. Kalırsak bizim durumumuz ne olacak? dedim vericeği cevapları çok merak ediyordum. Babam söze başladı. - Senemim tatlım. Ne dedi o bana benim adım Yura değil miydi ya. Kafam karıştı puff; - Senemim ne Baba? Babam hafifçe gülümseyerek; - Dünya'daki Prenses bizde Senemi güzel kızım. Hmm şimdi anlaşıldı. Babam yine söze girince başımı kaldırıp ona baktım;
- Sizin belirli görevleriniz var. Bunlar tamamlanıncaya kadar buradasınız. Fakat artık irtibatı hic bir zaman koparmayacağız. Iletişimi nasıl kuracağınızı öğrendiniz. Beria da size yardım edecek. Aynı görevler annen ve benim de başından geçti çünkü biz Dünya gezegeni insanlarıyız. Dünya'ya her zaman yardım etmeye ve sorunlarını gidermeye hali hazırız. Seni büyüten koruyucu anne ve babana gelince onlarla hiç bir zaman teması koparmıyacaksın. Annen ve ben hâlâ Dünya'daki koruyucu anne ve babamızı belirli zamanlarda ziyaret ederiz. Bu söz üzerine akan gözyaşlarımı silerken; - Ne yani baba siz Dünya'ya geliyor ve beni görmeden mi gidiyorsunuz? Bunu cevabı yine tatlı konuşmasıyla annen verdi; - Hayır yavrucum her geldiğimizde seni görüyor ve öpüpte gidiyorduk. Çok sıkılmıştım bu durumdan anneme dönerek istem dışı da olsa sesim yüksek çıkmıştı;
- Peki ben niye bilmiyorum anne? Dedim. Ağlamamak için tırnaklarımı avucuma geçirirken bir cevap bekliyordum; - Zamanı geldiğinde nerde ziyaret ettiğimizi hatırlıyacaksın. Dedi. Inanmıyorum ya nasıl bu kadar sakin olabilirler ki. Bu cevabının üstüne daha çok sinirlenerek resmen bağırmaya başladım. - Zaman zaman zaman tam 17 sene oldu anne 17. Daha devam edicekken arkadan Bükle'nin sesini duyunca susmak zorunda kaldım ona dönüp konusmasını bekledim. Sözümü kesicek kadar önemli ne diycekti acaba merak ediyordum. - Ne yani bizde görmedik anne babamızı, tanımıyoruz bile. Sakin ol Yura. Ona cevap vermek yerine hışımla tekrar anne ve babama dönüp; - Sizi 17 senedir görmüyorum ve bana saçma sapan belirli görevlerden dolayı hâlâ burda kalmam gerektiğini söylüyorsunuz. Abimi kardeşimi hiç görmedim ben. 17 senedir varlığınızdan habersiz yaşıyorsam bundan sonra da yaşayabilirim. Gözlerimden akan yaşların haddi hesabı yoktu. Akan yaşlar yüzünden etraf bulanıklaşmaya başlamıştı. Ellerimle gözyaşlarımı silerek arkamı dönüp koşmaya başladım. Nereye gidiyordum onu bende bilmiyordum. Arkamdan Ulcabek'in bana seslendiğini duyuyor ama durmakta istemiyordum. Arkadan bir elin beni tutup çekmesiyle aniden o tarafa döndüm. Tutan kişi tabikide Ulcabekti. - Prensesim lütfen. Öfkeyle kalkan zararla oturur..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
*Aşk Bizim Olunca*
RastgeleDünya'dan baska bir gezegene göç eden insanlar. 17 yaslarında Dünya'ya gönderilen dört genç kız. Normal hayatlarına devam ediyorlarken rüyalarına giren dört erkek. Rüya gerçeğe dönüşürse ne olur? Iyiler mi kötüler mi? Aşk, kudret, kazanma hırsı heps...