Okul koridorunda lakros takımının kaptanı olan Jackson'dan dayak yemekten daha kötü bir şey varsa o da sevdiğiniz kızın önünde lakros takımının kaptanı olan Jackson'dan dayak yemektir.
Lydia dolabına yaslanmış sevgilisini, yani bizi dövmekle meşgul olan Jackson'ı beklerken utancımdan ölmek istiyordum. Çocukluğumdan beri peşinde koştuğum ama ezikler takımında bir numaralı oyuncu olduğum için dikkatini çekemediğim Lydia, kesinlikle Beacon Hills'in en güzel kızıydı. Aksini iddia eden bir tek Scott olabilirdi. Onun tercihi de zaten belliydi.
"Bir daha bana çarparsan seni öldürürüm, Stiles." dedi. Benimle birlikte dayak yiyen fedakâr arkadaşım Scott patlayan dudağını tutmakla meşgulken göğsümü sıvazladım. İki gündür kaburgalarımın başına gelmeyen kalmamıştı. Arkasını dönüp giden Jackson'a bakan Scott ayağa kalkıp bana elini uzattı. "Nefes aldığımız için de dövebilir." diye mırıldandı. Benim gözüm hicbir şey olmamış gibi dönüp giden Lydia'daydı. Kendimi çabucak toparladım.
"Az kalsın gözlerini görecekti," diye çıkıştım. "Ve tırnaklarını. Ve dişlerini. Ve dostum o ne çirkin bir burundu öyle."
Dayak yerken Scott'ın dönüşmeye başladığını fark etmiştim ve dikkati üzerime çekmek adına Jackson'ı yumruklamıştım. Keşke Derek'e yaptığım gibi yere serebilseydim ama o bir anlık şanstı. Yumruktan sonra daha da öfkelenen Jackson Scott'ı bırakıp beni haşlamıştı. Eh, nihayet kurtulmuştuk.
Erkekler tuvaletinde yüzümüzü yıkarken, "Lydia ve Allison bu gece birlikte çıkıyor." diye mırıldandı. Anlaşılan konuşmalarını duyuyordu. Sırıttım. "Harika. Demek onu ektin."
Gözlerini kaçırdığını fark edince yüksek bir sesle, "Oh, elbette onu ekmedin!" Ellerimi sallayınca yanımdan geçmekte olan Danny ıslandı. Eliyle yüzünü silerken, "Sağ ol Stiles." diye mırıldandı. Elimle selam verdim.Scott'la öğle yemeği için kantine ilerlerken kaburgalarım inceden sızlıyordu. Allison da yemekte bize katıldı ama aklım bambaşka yerlerde olduğu için sohbete katılmadım. Scott'da dolunayla mücadele içinde olduğundan susup durdu. Yemek yerken sessiz kaldık ama Scott'ın derin nefesler alıp verdiğini işitince bunun çok uzun sürmeyeceğini anladım. Gözleri yine renk değiştiriyordu. Günü nasıl tamamlayacağımıza dair bir fikrim yoktu.
Çıkış ziliyle birlikte dışarı fırladığımızda her şey daha da kötü oldu. Otoparkın diğer ucunda Derek duruyordu. Scott, onu pek hatırlamıyordu. Bu yüzden fark etmedi. Ama ben görmüştüm. Derek de bizi görmüştü. Üstelik tek görenler biz değildik. Okuldan çıkan herkes, kız veya erkek fark etmeksizin, Derek Hale'i süzüyordu. Siyah deri ceketi, siyah tişörtü ve siyah kot pantolonuyla dehşet görünüyordu. Yanından geçmekte olan bir kıza gülümserken köpek dişleri parladı.
"Stiles, kime bakıyorsun?" Scott'a Derek'i işaret ettim. Derek bize bakarak başıyla işaret etti ve arkasını dönüp ilerlemeye başladı. Scott yüzünü buruşturarak, "Ah, dostum!" diye söylendi. "Neden burada ki?" Onu dinlemeyi keserek çekiştirdim. Telaşla okulun etrafından dolanıp arka sokağa geçtik. Derek omzunu duvara yaslamış bekliyordu.
"Selam Stiles." dedi. Alay kokan sesini görmezden geldim. Tek kelime etmedim çünkü bu ikisinin arasındaydı. Kurtadam meselesiydi. Ve ben kurtadam filan değildim. Stiles Stilinski olmaktan başka olayım yoktu. İkisinin konuşmasını beklerken arabamı almaya karar verdim. Böylece babamın telsizini dinleyebilirdim. Yanlarından ayrıldım ve Jeep'i almak için okula döndüm. Bahçede benim arabamdan başka hiçbir şey kalmamıştı. Arabaya binip motoru çalıştırdım. Scott'ın yanına döndüğümde Derek ortalıkta yoktu. Binmesini bekledikten sonra, "Ee," dedim. "Ne konuştunuz?"
Yüzünden memnuniyetsiz bir ifade geçti. "Allison'la çıkacağımı söyleyince bana vurdu. Akşam onun evine gitmem gerekiyormuş. Kendimi kaybedersem beni tutabilecek tek kişi oymuş." derken sesinden hiddet akıyordu. İç çekip gaza bastım. Omuzlarımı silkerken, "Eh ne diyebilirim ki? Kurtadam filan ama haklı." diyerek Derek'i onayladım. Bu arkadaşımı daha da öfkelendirdi ama sessizliğini korudu. Boğazımı temizleyip, "Seni neyin ısırdığını söyledi mi?" diye sordum. Başını olumsuz anlamda iki yana salladı ve böylece, ormandaki her neyse Derek'in de bir fikrinin olmadığını anladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
they can't take you from me [sterek] b×b
FanficTeen Wolf Fanfiction | Sterek Derek'in sesini tünelin ucundan geliyormuş gibi duydum. "Yapma Stiles." dedi. İçlerinde en güçlü duran oydu, her zamanki gibi. Ama konuştuğunda sesindeki çaresizliği gizleyememişti. Şeytanla anlaşma yapabilseydim o an...