Cefa: El- ne?
Bilinmeyen Numara: Eleysa.
Cefa: Bak, ne saçmalıyorsun bilmiyorum ama bildiğin üzere kafam yerinde değil
Cefa: ve muhtemelen sabaha seni hatırlamıyor olacağım
Cefa: Sal beni
Cefa: Son şişemi de gömüp eve gideceğim
Cefa: Hadi eyvallah
Mesajlarım anında görüldü olurken ne yazacağını beklemeyip telefonu kilitledim ve cebime attım tekrar. Son şişenin dibinde kalan bir kaç yudumu da bitirip şişeyi poşete attığımda kafamın döndüğünü hissediyordum. Ama sarhoş değildim. Bedenim alkole fazlasıyla bağışıklık kazanmış olmalıydı.
ve ben bir futbolcuydum. Ne hoş, öyle değil mi?
Ceketimin kolunu sıyırıp saatime baktım. Gece yarısına geliyordu. Eve gitmeliydim.
Ayağa kalktığımda biraz başım dönse de çok sallamadım ve bira şişelerini poşete toplayıp yürüyüş yoluna girdim. Beşiktaş stadına doğru yürürken önüme çıkan ilk çöp kutusuna atmıştım poşeti.
Stadın önüne geldiğimde gözlerim kardeşimi aramaya başlamıştı hemen. Manitasıyla birlikte buralarda olması lazımdı. Kartal heykelinin o tarafa yürüdüğümde merdivenlerde sarmaş dolaş oturan iki gerizekalıyı görmüştüm.
Feda, yani kardeşim gülerek bir şeyler anlatıyor sevgilisi Meray da onu gülümseyerek dinliyordu. Hayata karşı kalan en küçük umudumu diri tutan sebepti bu ikisi. Karşılıklı aşkın var olduğuna inandıran iki çiftten birisiydi onlar benim için. Diğeri zaten annem ve babamdı.
Onlara doğru yaklaştığımda Feda beni fark etmiş ve hala sapasağlam olup olmadığımı kontrol etmek için vücuduma bakmıştı. Ardından Meray'ın elini tuttu ve kalkıp merdivenlerden indiler.
"Çok dağıtmamışsın?" Dedi Feda, dalga geçerek. "Bu gece havamda değilim." Diye yanıtladım.
Feda güldü ve konuşmadan eve yürümeye başladık. Evimiz Beşiktaş'taydı ve stada yürüme mesafesindeydi. Doğduğumuzdan beri bu evde yaşıyorduk.
-muz diyorum çünkü doğmayı bile tek başıma becerememişim. Berkan ailesinin üçüz bebeklerinden biri olarak dünyaya gelmiştim ve dakika olarak da olsa en büyükleri bendim. Benden sonra Feda ve Sefa doğmuşlardı. Babam Emir Berkan ve annem Deniz Berkan, tamamen objektif bakacak olursam, dünyanın en iyi anne-babası olabilirlerdi.
Babam da annem de Beşiktaş'ın efsaneleriydiler. Tüm Türkiye onları tanıyordu çünkü bir zamanlar hem futbollarıyla hem de birbirlerine olan aşklarıyla dikkat çekiyorlardı. Ben o zamanları çok hatırlamıyorum tabii ki,malum küçüktüm.
Annem ve babam hala Beşiktaş için çalışıyorlardı. Babam erkek futbol as takımında yardımcı teknik direktörlük yapıyordu, annem ise daha yeni kadın futbol as takımında teknik direktör olmuştu.
Feda, yani yanımdaki kardeşim, biraz manyaktı deliydi ama iyi çocuktu. Yaklaşık bir yıldır falan hayatında Meray vardı. Bebeklikten beri beraber büyümüştük zaten ama bizim angut Feda daha yeni fark etmişti ve aşık olmuştu kıza. Güzel bir ilişkileri vardı. Sürekli birbirlerine şarkı söyleyip duruyorlardı gerizekalılar.
Diğer kardeşim Sefa ise kendi halinde takılan bir tipti. Annemin birkaç yıl önce bıraktığı Youtube işini devralmış ve orada içerik üretmeye başlamıştı. Aynı zamanda rap yapıyordu, bu beat işlerinden falan iyi anlardı. Bazen Feda ve Meray'ın sahnelerine dj olarak çıkıyordu. Aşk hayatı ise tamamen boka batmış durumdaydı. Lise yıllarında fazlasıyla çapkın takılırken, hayatına giren bir kızla tamamen o işleri bırakmıştı. Kıza açılamamasının kendince sebepleri vardı ve bile bile süründürüyordu kendini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eleysa☁️ (Tamamlandı)
AléatoireO, kendi halinde yaşardı. Okuldan eve, evden antrenmanlarına giderdi. Gündüzleri normal biriydi. Sıradandı. Onu kimse merak etmezdi. Ünü için peşinde koşanlar olurdu ama onu gerçekten tanımak isteyen kimse olmazdı. Ben hariç. Ben, gündüzleri a...