Az önce 20. Bölümü de attım aşkımlar, onu okumadan gelmeyin.
Keyifli okumalar, satır aralarında buluşalım♥️
☁️☁️☁️
"Aga yıldım valla yıldım ya, sonunda bitti vize haftası." Sare söylenerek geri geri yürümeye başladı ve kollarını havaya kaldırıp son ses bağırdı. Dikkatinizi çekerim, kampüsün en kalabalık bahçelerinden birinde.
"Bitmeseydin amına koyduğumun haftası, diploma sahibi olacağım diye anksiyete sahibi oldum ulan!"
Onu görenler gülmüşlerdi. Bu kız ruh hastasıydı, başka açıklaması olamazdı.
"Kız haklı bu arada... Vize haftası başlarken 'sen mi büyüksün, ben mi?' Diyerek girmiştim vizelere, anladım ki onlar daha büyükmüş." Çağıl dudaklarını büzerek bunları söylediğinde Atalay başını aşağı yukarı salladı.
"Balın'ın notları bile kurtaramadı beni." Diye homurdandığında sırıttım. Beni kurtarmıştı.
İlk vizeden sonra, aynı olduğumuz derslerin vizelerine hep Balın'la çalışmıştık. Genelde okulun kütüphanesinde takılmıştık zaten, evine -karavanına- gitmemiştim bir daha.
Bugün de görememiştim ortalarda.
İşin garip yanı... Kızla takılmaya alışıyordum.
"Valla beni kurtardı. Bugün ben hiç göremedim onu ya, siz gördünüz mü?" Diye ortaya bir soru attığımda istemsizce gözlerim Çağıl'a kaymıştı. O gün kafedeki gidişinden sonra bana karşı yumuşasa da -ki, ne bok yediğimi bile bilmiyordum ve sorma gereği de duymamıştım- muhabbetimizde Balın geçse ya da kız yanımıza gelse hemen bozuluyordu. Ya surat asıyor, ya da gidiyordu. Çağıl'ın niye sürekli dibimizde olduğunu bilmiyordum. Tamam hoş kızdı, arkadaşımızdı, bizi çalıştığı mekana davet etmişti falan ama... Garip ve anlamsız davranışları vardı.
"Kanka ben gördüm onu bugün, beş dakika muhabbet ettik sonra sınava girmek için sınıflara dağıldık." Dedi Sare. Başımı sallayıp konuyu kapattım.
"Nereye gidiyoruz?" diye sordum, arabanın önüne gelince.
"Ben eve gideceğim, uykum var." dedi Sare. Atalay da onu başıyla onayladı. "Aynen, bende."
Gözlerim Çağıl'ı buldu. Önüne gelen bir tutam yeşil saçı kulağının arkasına sıkıştırdı ve gülümsedi. "Ben de eve giderim sanırım."
"Hadi atlayın o zaman, bırakayım hepinizi." Dediğimde Sare beklemeden arka koltuğa oturdu. Atalay da onun yanına geçince Çağıl yine benim yanıma oturmak zorunda kalmıştı.
"Ay, Balın'a ayıp olur mu ki kanka? Arasa mıydık kızı?" Sare bana seslendiğinde omuz silktim. "Numarası bende yok. İstesek de arayamayız."
"Nasıl lan? Nereden haberleşiyorsunuz siz?" Dedi Atalay.
"İnstagram'dan. Telefonu servisteydi en son, aldı mı bilmiyorum." Dediğimde Sare başını salladı ve başını Atalay'ın omzuna koydu.
"Çok yorgunum be Ata'm. Hayat çok zor. Ah be kahpe dünya, ağzımıza sıçtın. Allah'ım dünyayı hemen yok et yarabbim!" Sare yine kendi kendine yükseldiğinde Atalay gülerek avucuyla kızın yüzünü kavradı. Evet, yüzünü.
"Boş yapma, uyu."
Onların fark etmeden yaptıkları bu flörtleşme sonrasında sırıtarak imayla Ata'ya baktım aynadan. Göz göze gelince göz kırptım. Atalay bana sessizce söverken ben arabayı çalıştırmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eleysa☁️ (Tamamlandı)
DiversosO, kendi halinde yaşardı. Okuldan eve, evden antrenmanlarına giderdi. Gündüzleri normal biriydi. Sıradandı. Onu kimse merak etmezdi. Ünü için peşinde koşanlar olurdu ama onu gerçekten tanımak isteyen kimse olmazdı. Ben hariç. Ben, gündüzleri a...