"Sen geldin diye korkuyorlar." Xiao Zhan keyifle sevgilisinin yanağını öptü. Jiyang diğer tarafta iddialarla ilgilenirken onlar yine motosikletin başındaydı.
"Abartıyorsun." dedi Yibo onun dudaklarına yaklaşıp. "Bir yarış kaçırdığım için beni ciddiye bile almıyorlar."
Xiao Zhan birden ciddileşip fısıldadı. "Eğer omzun veya kolun ağrırsa zaman kaybetmeden yarıştan çekileceğine söz veriyor musun?"
"Çok fazla düşünüyorsun, Doktor. Bu parayı alamazsak aç kalırız artık."
Xiao Zhan gözlerini kaçırıp başını salladı. Bu kez geçen yarışta olduğu kadar heyecan dolu değildi. Sadece yarışın hemen bitmesini ve çabucak eve dönmeyi istiyordu. Aklında kurduğu senaryolardan kurtulmak için Yibo'nun gözlerine bakıp gülümsedi. "Eve dönerken arkana binebilir miyim?"
Yibo keyifle sırıttı ve bedenini ona yasladı. "Jiyang'ı yalnız mı bırakalım?"
"Belki yine kaçarız?" demişti Xiao Zhan parmağını onun tişörtü üzerinde göğüsünden aşağı sürüklerken.
"Bu kez gerçekten canımızı okur." Yibo onun burnuna parmağıyla dokunup kıkırdadı. Xiao Zhan omuz silkip dudaklarını büzerek mırıldandı. "Okusun."
"Bakarız." diye yanıtladı Yibo, onun bu tatlı görüntüsüne kıkırdayarak. Bu adamın kendisinden altı yaş büyük olduğuna inanmak istemiyordu bazen. "Şimdi Jiyang'ı bulalım da onun yanına git."
"Dert etme sen, şuradaydı o." dedi Xiao Zhan başını kaldırıp etrafa bakınırken. Ardından gözlerini yeniden buluşturup yüzünü elleri arasına aldı. "Şans öpücüğünü almayacak mısın bu kez?"
İkisinin de dudakları birbiriyle buluştuğu an aralanmış, birbirlerini kabul ederken parmakları kenetlenmişti. Yibo boştaki eliyle onun yanaklarını okşayarak geri çekildi ve ıslak dudaklarını dişleyerek bir süre gözlerini izledi. "Şans öpücüğü mü yoksa dikkatimi mi dağıtıyorsun?"
Xiao Zhan kıkırdayarak onun saçlarını karıştırdı ve motosikletle arasından sıyrılıp burnuna dokundu. "Burada bekliyor olacağım sevgilim."
"Seni seviyorum." dedi Yibo gülümseyip gözlerine bakarak. Xiao Zhan ona kocaman güven dolu gülümsemesini sunup cevap verdi. "Ben de seni seviyorum."
Ondan uzaklaşıp duvarın kenarına yaslandığında gözleri nihayet siyah kapüşonlusunu başına geçirmiş iddia anlaşması için çabalayan Jiyang'ı bulmuştu. Ellerini ceplerine koydu ve gülümseyerek hazırlığını tammalayan Yibo'yu izledi. Dışarıda olmak huzursuz hissetmesine sebep olsa da buna ihtiyaçları vardı ve bir hafta önce geceyi dışarıda geçirmiş olmaları ona az da olsa güven veriyordu. Aylardır aranıyorlardı zaten, bu gece de değişen bir şey olmayacaktı.
Yanında ona sigara teklif eden adamı reddedip ondan biraz uzaklaşarak kendi güvenli alanını kurdu. Jiyang işini bitirene kadar onun yanına gitmeyi düşündü ancak oradaki adamların da gözünün önünde olmak istemiyordu.
Yibo hazırlığını tamamladığında Jiyang hala dönmemişti. Belli ki bir sorun vardı ve karşısındaki adamla bunu çözmeye çalışıyordu. Xiao Zhan yaslandığı yerde dikleşip kaskının ardından onu göremese de Yibo'ya gülümsedi. Gülümsemesinin ardından Yibo başını önüne çevirmiş ve yola odaklanmıştı.
Xiao Zhan daha önce sadece bir kez yarışa gelmiş olsa da bugün karanlık sokaktaki kalabalık rahatsız edici geliyordu.
Yarışın başlamasından birkaç dakika sonra sokağın başında yükselen araç sesleri dikkatini dağıttı. Gözleri Jiyang'ı ararken hareketlenen kalabalık onu da harekete geçirmişti. Yibo tehlikede olabilirdi, bu gece burada bir şeyler dönüyordu.