Bölüm 03

389 82 18
                                    

   “Wendy, seni çok özlemişim kızım. Buraya geleceğinden haberim yoktu. Kötü bir şey olmadı değil mi tatlım?”

   Kötü bir şey değil bir çok şey oldu anne. Ama bunları anlatıp üzülmeni izlememi bekleme benden.

   “Her şey yolunda anne. Biraz sevgi kırıntısına ihtiyacım vardı ve bunu sende bulabileceğimi düşündüm. Hepsi bu.”

   Sesimin titremesine aldırmayıp annemin cümlelerinin kulaklarımı doldurmasına izin verdim.

   “Ne demeye çalıştığını anlamıyorum birtanem. Bir şey olduysa anlat. Anlat ki; ben de sorununun ne olduğunu bilip sana yardım etmeye çalışayım.”

   Bunu gerçekten istiyor musun anne? Üzülmeyi veya paramparça olmayı kastediyorum. Sanmıyorum. Bu yüzden her zamanki yaptığım gibi anlatmayacağım.

   “Sadece bana sarıl olur mu? Buna ihtiyacım var.”

   Annemin şefkatli kolları bedenimi sardığında kalbimin ısınmaya başladığını hissetmiştim bile. Sanki hiç güneş açmayan kalbimde kuşlar ve kelebekler uçuşuyor, ağaçların yapraklarının çıkardığı hışırtıyı duyuyor gibiydim. Beni yeniden hayata bağlamıştı sanki. Yeniden gülümsememi sağlamıştı.

   Teşekkür ederim anne. Beni sevdiğin için. Yeniden bana hayat verdiğin için. Yaşama sebebim olduğun için.

   “Babam, işte mi?” dedim başımı mis gibi kokan saçlarından ayırırken. O da sadece kafa sallamakla yetindi.

   ***

   Kapının zili çaldığında oturduğum koltuktan hemen kalkıp babamı görme umuduyla hızlı adımlar attım. Kapıyı açtığımda babamın surat ifadesini görmeliydiniz. Öyle güzel gülümsüyordu ki...

   Şaşırmanın vermiş olduğu etkiyle bir süre gözlerimin içine baktı ve bir şey diyemedi. Onu kendine getirmek amacıyla yanağına bir öpücük kondurduğumda -nihayet- transtan çıkabilmişti.

   “Prensesim. Seni o kadar çok özlemişim ki. ”

   “Ben de seni baba. Ben de seni çok özledim.”

   Omuzlarına doladığım kollarımı ısıttığı yere soğukluk sahip olmuşken bana buruk bir gülümseme verdi.

   Takım elbisesi ve dağınık saçları yorulduğunu ifade etmekten çekinmiyordu. Göz altları şişikti. Uykusuzluktan olmalı. Zavallı babam, onu şirkette ne kadar da çok yoruyorlardı böyle.

   “Yorgun görünüyorsun, bir yorgunluk kahvesi içmek ister misin baba?”

   “Gerek yok prensesim. Sen yanımda olduğunda hiç bitkin düşmeyecekmişim, dünyanın en güçlü adamıymışım gibi geliyor bana.”

   Koltuğa oturdum ve babamın yanıma gelmesi için sağ tarafımdaki boşluğa hafifçe vurdum. O da istediğimi yaparak yanıma oturdu.

   Başımı babamın göğsüne yasladığımda onun kokusunu ne kadar çok özlediğimi bir kere daha fark ettim.

   “Babamı da gördüğüme göre artık kendi evime gitmenin zamanının geldiğini düşünüyorum.”

   Mutfaktan telaşlı bir şekilde yanıma gelen annem saatin geç olduğunu ve burada kalmamı istediklerini söylediğinde onu onayladım.

   Bir çok genç kızın aksine ben ailemi seviyordum. Onlardan hiçbir zaman nefret etmemiştim ya da ailesiyle her gün kavga eden kızlardan olmamıştım.

I Wish ➳ Z.MHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin