"Öldürün"
Bu emir yerde diz çokmuş adamın daha fazla yalvarmasına neden olmuştu.
"Lütfen."
"Evde küçük çocuğum var.Lütfen öldürmeyin."
Tekrar aynı emir geldiğinde adam sustu ve son dakikalarında küçük çocuğu düşündü.
Tabancadan çıkan mermi adamın göğüs kafesine isabet etmesiyle adam yere yığıldı.
Son sözleri ise,
" JIN HYUK" olmuştu.
Adam son nefesini verdiğinde adamlardan biri,
"Efendim çocuğu ne yapalım?"
Adam eline sıçrayan kanı temizlerken,
"O çocukla bir işim yoktu.Ama gelecekte işime yarayabilir. O yüzden çocuğu yurt dışına gönderin. Koruyucu bir aile bulun. Çocuk için ne gerekiyorsa yapın.Anlaşıldı mı?"
Adamların hepsi bir ağızdan,
"Evet efendim" diye bağırdılar
....
▪13 Yıl Sonra▪
"Hanfendi"
"Hanfendi"
Genç kız uykusundan uyandırıldığı için oldukça sinirlenmişti."
"Rahatsız ettiğim için özür dilerim ama şuan oturduğunuz koltuk bana ait."
Kız eğilip koltuk numarasına baktı. Yanlış koltukta oturuyordu. Onun koltuğu hemen yan koltuktu.
Karşısındaki gençten özür dileyip ona ait olan koltuğa yerleşti.
Uçağın kalkmasına az bir vakit kalmıştı.
Kız çantasından yeni aldığı kitabı çıkarıp incelemeye başladı. Bir yandan göz ucuyla yanına oturan genci inceliyordu. En fazla on dokuz veya yirmili yaşlarında olmalıydı ya da daha az. Genç elindeki kağıtları dikkatle inceliyor ve kağıda bir şeyler karalıyordu. Kızın ona baktığını farkedip elindeki kağıdı çantasına tıkıştırdı. Daha sonra umursamaz bir ifadeyle gözlerini kapadı. Kız ise tekrar kitabını incelemeye koyuldu.
....
(Kızın ağzından)
Nihayetinde uçaktan inmiştim. Bir an uçakta ölecekmiş gibi hissettim. Babamın hala neden bu kadar uzak bir yerde okumamı istediğini hala anlamıyorum.
"Hye-Ji!"
Sesin geldigi tarafa döndüğümde yerinde zıplayıp duran Min-Hee'yı gördüm.
Koşarak bana sarıldı.
"Seni çok özledim." dedi.
Zorlukla
"Ben de" diyebildim. Nefes alamıyordum. Nefes alamadığımı farkeden Min-Hee
"Özür dilerim biraz fazla abarttım" dedi.
Min-Hee benim en iyi arkadaşımdır. Hayalimiz aynı okula gitmekti fakat zorla yurt dışında okuduğum için 4 yıl boyunca birlikte olamamıştık.
"Hye-Ji artık beraber olmamız mükemmel değil mi?" diye sordu heycanla.
"Evet öyle"
"Söyle bakalım bunca zamandır orda neler yaptın?"
"Uyudum.Uyandım.Okula gittim. Ve yine uy.."
"Kes! Kes!" diyerek ağzımı kapattı.
....
Min-Hee son bavulu odamın kapısına bırakırken
"Bu kadar bavul az değil mi sence (!)" diye söylendi.
Odamın kapısını açıp içeri girdim. Bıraktığım gibiydi. Mor yatak örtüm. Okuma kitaplarım..
"Özlemiş olmalısın." dedi Min-Hee elindeki bavulu içeri taşırken.
Gülümseyerek çalışma masamın üstünde duran annemin fotoğrafına baktım.
"Evet özledim."
Arkamı döndüğüme Min-Hee bavulumu açmış karıştırıyordu.
"Yaa! Hey! Kişisel eşyalarıma dokunmana kim izin verdi?" diye sordum.
Min-Hee yüzüme aptalca bakarak
"Kim olacak tabiki ben" dedi.
"Hediyeni arıyorsan biraz zor bulursun çünkü o bavulun içinde değil."
"Nerde?" diye sordu.
Siyah beyaz cizgili bavulu işaret ederek
" Şu bavulda."
Min-Hee koşarak bavulu alıp açtı.
"Ya! Hye-Ji ala ala bana baksır mı aldın?" diye çıyakladı.
"Neyden bahsediyorsun sen? Ben sana ne almışım?" diye sordum şaşkınlıkla.
Min-Hee bavuldan siyah renkli bir şey çıkarıp önüme attı ve tekrarladı
"Baksır!"
"Ben sana baksır falan almadım. Bir saniye bu benim bavulum değil ki."
Min Hee kahkaha atarak
"Şimdi bu bavulun senin olmadığını mı söylüyorsun?" diye sordu şaşkınlıkla.
"Evet."
Min-Hee tepinerek
"Hediyeem!" diye bağırdı.
Gözlerimi kısarak Min-Hee'ye baktım.
"Yani bavuluun!" diye tekrar bağırdı.
"Bavulumu ilk kaybedişim değil. Bu yüzden Adımı ve telefon numaramı bavulun arka tarafına yazmıştım" diye söylendim umursamazcasına.
"Gerçekten çok zekisin. Fakat arayacağını nerden biliyorsun?" diye sordu Min-Hee.
"Bilmiyorum.Her neyse babamın yanına uğramam lazım gelmek ister misin?" diye sordum.
"Gelemem. 1saat sonra gitar kursum var. Eve gidip gitarımı almam lazım."
...
(Gencin ağzından)
Nihayetinde o gün gelmişti. İntikam alacağım bu günü sabırsızlıkla beklemiştim. Planım oldukça basitti;
Babamı öldüren adamın hayatını cehenneme çevirecektim.
Uçaktan indiğimde intikam duygum daha da artmıştı.
▪13 yıl önce▪
"Efendim çocuktan haber alamıyoruz. Gönderdiğimiz koruyucu aile çocuğun kaçtığını söyledi." dedi korumalardan biri.
"Küçücük bir çocuğa nasıl göz kulak olamıyorsunuz?Siz ne bicim adamlarsınız?Ben sizi çocuğu kaybedesiniz diye tutmadım.Derhal çocuğu bulun!" diye bağırdı adam.
"Ama efendim biz..."
"Çocuğu derhal bulun dedim!" diye tekrar bağırdı adam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YOU ARE NOT BAD
Fanfictionİntikam Almak İsteyen Bir Genç Bu İntikamı Engelleyecek Olan Bir Kız Peki Ya Sonuç?