Rüzgarın uğultusu kulaklarımda çınlarken, yüreğimde kopan fırtınanın daha şiddetli olduğunu hissettim. Ruhum semaya yükseliyor, bu şehrin sokaklarında yatan acı çığlıkların duası oluyordu.
Tanrı beni kuklası olarak kullanmıştı ve ben bun...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Savaşçılarım! Size söylediğim yerde şarkıyı lütfen açın (:
Multimedya: Barlasımız
꧁꧂
2.Bölüm: "GEÇMİŞTEN GELEN."
Geçmişin kırıntıları minik minik önüme çıkmaya başlıyordu. Bu geçmişin bana sunduğu bir lütuf muydu, yoksa hayatın bana hazırladığı dikenli yolların bir parçası mıydı? Geçmişime karşı divane değildim ama tahassür duyduğum iki kişi vardı, birisi geri dönüşü olmayan bir yere gitmişken, diğeri tam karşımda duruyordu.
"Ne demiştim ben Cimcime? Beni tanıyamazsın... Zeytin Gözlü çocuğun iddiayı kazandı." Şaşkınca ona bakarken kendimde konuşacak gücü bulamıyordum. Ağzımı açıp kapatıyordum ama bir kelâm bile edememiştim. Ellerim, dizlerim her yerim titriyordu. Yıllar önce bir daha göremeyeceğimi düşündüğüm 'arkadaşım' tam karşımda duruyordu ve ben kıpırdayamıyordum.
"Abi, bu galiba şoka girdi ya şşş, alo Azelya, kendine gel." Mustafa'nın sesini kulağımın dibinde duymamla sanki bir rüyadan uyanmışcasına ileriye doğru sıçradım.
"Ödümü kopardın manyak." dedikten sonra baş parmağımı ön dişlerime bastırıp yukarı ittirdim.
O arada yanımdan gelen öksürük sesiyle kafamı hızla o tarafa çevirdim. Yine o kara gözler... Rüya olma olasılığı var mıydı acaba? Elimi yavaşça yüzüne doğru uzatıp yanağına değdirdim. Sonra sakallarının üzerinde hafifçe parmak uçlarımı gezdirdim. Parmaklarıma batan sakalları gülümsememe sebep oldu. Gerçekti. Burnum sızlamaya, gözlerim yanmaya başladı.
Kollarımı boynuna dolayıp sıkıca sarıldım ona. Geçmişime, zeytinime. O kadar sıkı sarılıyordum ki, sanki seneler önce beni bırakıp gittiği gibi gitmesin diye. Gitmesinden korkar gibi sarılıyordum ona. Sarılırsam bir daha gidemezmiş gibi.
Ağzımdan bir hıçkırık daha kaçarken kafamı boynuna gömdüm ve içime derin bir nefes çektim...
"Şşşş." diye fısıldayıp önce elini belime yerleştirdi, sonra diğer elini saçlarıma götürüp sıkıca sarıldı. Benim ona sarıldığım gibi sıkıca sarılıyordu bana. Yüreğim heyecandan havalanıp uçacaktı sanki. Bu anın yaşanması bile bir rüya gibi geliyordu bana.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
