beş

5.6K 504 589
                                    

sınav haftamız gelmişti ve felix sürekli biyolojisinin ne kadar kötü olduğundan şikayet edip duruyordu.

o yüzden ona biyoloji çalışmayı teklif ettim. biyolojim çok iyi olmasa da kötü de değildi. en azından onun açıklarını kapatabilirim diye düşündüm.

bu hafta 3 gün okul çıkışı kütüphane de ders çalışmak için sözleşmiştik ve şuan birlikte kütüphaneye yürüyorduk.

kütüphaneye gittiğimizde çok fazla insanın olmadığı bir köşeye geçtik. zaten kütüphanede de çok fazla kişi yoktu.

bulduğumuz boş masaya oturduktan sonra kitaplarımı çıkarmaya başladım o da önüne küçük bir defter çıkarmıştı.

"ilk hangi konudan başlamak istersin?" diye sordum kitabımın kapağını açarken.

"ikinci ve üçüncü ünitelerde anlamadıklarım var biraz onları tekrar etsek yeter." dedi yüzünden eksik olmayan gülümsemesiyle. gülümsemesi günümü güzelleştiriyordu.

"tamam o zaman" dedim sondaki a harfini uzatarak "gel bakalım önce bunlar ezberinde mi onlara bakalım.".

yaklaşık bir saat sonra sıkılmış şekilde arkasına yaslandı ve sıkıldığı kanıtlar nitelik de uzun bir 'of' çekti.

"çok mu sıkıldın?" diye sordum yavru köpek bakışlarımla.

kafasını sağa sola salladıktan sonra "yanlış anlama sen çok güzel anlatıyorsun hatta bu konuları baya anladım sayende ama ders çok sıkıcı ya." dedi.

"biraz ara verelim istersen, gel kantine gidelim kahve falan alırız." dedim yerimden kalkarak. daha sonra çantamın önünden paramı alıp arka cebime koydum.

felix de uyuşuk şekilde yerinden kalktı daha sonra gerindi ve çantasına eğilerek parasını alıp yanıma geldi. yanıma gelince ona sevimli sevimli güldüm ve yürümeye başladık.

kantine indikten sonra ona bir masaya oturmasını söyledim ve kahvelerimizi aldıktan sonra gidip yanına oturdum. rutin muhabbetlerimiz eşliğinde kahvelerimizi içmeye başladık.

felix

hyunjin'den hoşlanıyordum. bu saklayamacağım bir gerçekti.

bir kere yakışıklıydı, yetenekliydi, zekiydi ve en önemlisi kibardı. ondan daha iyisini bulabileceğimi asla düşünmüyorum.

tek sıkıntı şuydu ki her zaman bana küçük kardeşi gibi davranıyordu. her zaman arkamı kolluyordu ve bana yardım ediyordu. kendimi küçük kardeşi gibi hissetmekten alıkoyamıyordum.

kesinlikle bunun böyle olmasını istemiyordum. friendzone dünyanın en iğrenç şeyiydi ve bir kez daha aynı duruma düşmek istemiyordum.

onunla yakınlaşmak istiyorum ama elimden hiç bir şey gelmiyor ve böyle devam etmek zorundayım.

belki ders çalışmak için buluşacağımız üç gün işime yarar diye düşünüyordum ama derse o kadar odaklanıyordu ki onu seyrettiğimi bile fark etmiyordu.

aslında ilk ondan etkilenmem birlikte dans ettiğimiz gündü. o günü asla aklımdan çıkartamıyordum ve o günü düşünmek beni flörtöz davranmaya itiyor. ama ters karşılanacağımdan korkutuğum için sadece o gün öyle davranabilmiştim.

sonraki günler bir şey dememişim gibi devam etmişti. ve bu durum kesinlikle canımı sıkıyordu.

hyunjin

kahvelerimizi içtikten sonra kantinden çıkıp kütüphaneye geri dönmeye başladık. daha sonra aklıma gelen fikirle felix'e döndüm.

"felix, istersen bugün derse devam etmeyelim, okul da çok ağırdı bugün ve eminim beynin çok yorulmuştur. istersen yarın devam edelim?" diye aklıma gelen fikri ona yönelttim.

küçük parlayan gözleriyle " gerçekten miii? o zaman yarın devam edelim olur dimi? gerçekten yoruldum bugün. çok teşekkür ederim hyunjin." dedikten sonra kollarını belime sararak bana kocaman bir sarılma hediye etti.

bu sarılma kesinlikle tüm yorgunluğumu almıştı. ben de kollarımı onun omuzlarına sararak sarılışına karşılık verdim.

yükselen kalp atışlarımı ve hızlanan nefes alış verişlerimi duymaması için dua ettiğim saniyelerden sonra benden ayrıldı ve önden yürürken "hadi kütüphaneye gidip çantalarımızı toplayalım sonra daaa evimize gideliim." dedi.

yüzümde oluşan gülümsemeyle onu takip ettim. çantalarımızı topladıktan sonra da aynı güzergahta olan evlerimize gitmek için aynı dolmuşa bindik.

 çantalarımızı topladıktan sonra da aynı güzergahta olan evlerimize gitmek için aynı dolmuşa bindik

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

@hwhyunjin : şirin @lixie

------------------

bu kadar geciktirdiğim için özür dilerim, inanın hiç yazasım yoktu. ama sonunda aklımı başıma topladım ve yazabildim umarım beğenebilirsiniz, bana sövmek serbest <3. yazım hatalarım varsa affedin, kontrol edemedim.

lips - hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin