2 yıl sonrajisung
odanın içinde bir o yana bir bu yana giden hyunjin'i oturduğum koltuktan gözlerimle takip ediyordum. neden bu kadar gergin olduğu hakkında hiç bir fikrim yoktu. altı üstü evleniyordu, beş yıldır sevgilisi olan çocukla. çokta abartılacak bir şey yok nihayetinde.
mesela ben düğünümde böyle değildim. gayet sakince beklemiştim düğün zamanın gelmesini. galiba baskın taraf daha çok heyecan yapıyordu. minho'da düğünden önce çok gerildiğini, çok heyecanlandığını söylemişti. minho demişken bir ara onların yanına da gitmeliydim.
odanın kapısı çalınınca yerimden kalkıp kapıyı açtım. hyunjin o kadar stresliydi ki kapının çalınmasını dahi duymamıştı. kapıyı açtığımda changbin ve chan hyungun geldiğini gördüm. hyunjin onları felix'i ziyaret etmeleri için göndermişti. beyefendi heyecanı yüzünden bizi hizmetçisi yapmıştı.
sonunda odaya giren changbin ve chan hyungu gören hyunjin doğru onların yanına gitmişti. sonunda sakinleşerek yanlarına oturduğunu düşünmüştüm ki bu sefer de onları soru yağmuruna tutmaya başlamıştı. daha fazla bu gürültüye katlanamayacağımı düşündüğüm için chan hyunga kaş göz yaparak odadan çıktım. umarım beni anlamıştır.
felix'in odasına geldiğimde kapıyı tıklatıp içeri girdim. neyse ki kapıyı kitlememişlerdi. hyunjin daha fazla stres olacağını söyleyip kimseyi odasına almıyordu bu yüzden zorla kapıyı kilitlettirmişti.
odaya girdiğimde sakince sohbet eden felix, minho, seungmin, jeongin ve felix'in annesinin kafaları bana dönmüştü. beni gören minho kocaman gülümsemiş ve gelmem için eliyle yanlarını işaret etmişti. yanlarına gittiğimde felix'in takım elbisesini inceledim. aldığında maalesef ben yanlarında olamamıştım.
krem tonlarında şık bir takım elbiseydi. çok fazla düğün takım elbisesi havası vermese de hyunjin ve felix daha rahat olmak için, takım elbiselerini bu tonda seçeceklerini söylemişti. hyunjin'in ki de felix'in takım elbisesine benziyordu.
''çok güzel olmuşsun felix.'' gözlerim dolarken konuştum ve boynuna sarıldım. çocuklarımın mürüvetini görüyormuş gibi hissediyordum. halbuki biri benden ay olarak büyüktü. ''teşekkür ederim jisung.'' demişti felix'de.
yanlarına oturduğumda onlara hyunjin'in durumunu anlatmaya başladım. ''hyunjin'in halini görseniz o kadar komik ki. sanki evlenmeyecek de doğum yapacakmış gibi görünüyor.'' biraz birlikte hyunjin'in durumuyla dalga geçip, güldükten sonra düğün vaktine az kaldığı için hyunjin'in yanına döndüm. zira hyunjin tek başına bayılabilirdi.
odaya geldiğimde hyunjin koltuğa oturmuş, başını elleri arasına almış oturuyordu. gidip yanına oturdum. ''hyunjin, neden bu kadar gerginsin?''.
hyunjin başını ellerinin arasında kaldırmış ve yüzüme bakmıştı. ''düğün ağır bir sorumluluk jisung. sen belki böyle hissetmemiştin ama minho'da aynen benim gibi hissediyordu. evlendiğimiz de felix'i üzmekten yada incitmekten korkuyorum. sonuçta artık her tartıştığımız da birbirimizi arkada bırakıp evden çıkıp gidemeyiz yada ara verelim diyemeyiz. ya felix'i üzersem ve ayrılmak isterse diye korkuyorum. ya ona layık olamazsam. korkuyorum işte, bir çok şeyden.''.
dedikleriyle omuzlarımı düşürdüm, sonunda bana derdini açabilmişti. ''hyunjin böyle düşünüp kendini üzme. tamam belki evlendiğinde her şey mükemmel olmuyor, ara sıra kavga etmeye devam ediyorsunuz. bu her ilişki de vardır ama evlilikte kavga ettiğinde karşındakine daha anlayışlı yaklaşmaya başlıyorsun. sonuçta o senin aynı evde yaşadığın, ömrünü adadığın insan. emin ol felix küçük bir şeyde ayrılacak biri değil yada sen felix'e kötü davranacak biri değilsin. çoğu zaman kavga edeceksiniz ama en fazla iki saate barışacaksınız, garanti ediyorum bak.''.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lips - hyunlix
Ficção Adolescentehyunjin, küçük kiraz renginde ki dudakları gördükten sonra bir daha hiç bir şeyin yolunda gitmeyeceğini anladı.