on üç

3.2K 252 789
                                    

3 yıl sonra

hocanın son dediği şeyleri de not ettikten sonra, defterimle küçük kalem kutumu çantama atıp derslikten çıktım.

hyunjin'in dersinin bitmesine daha yarım saat vardı o yüzden üniversitenin içindeki küçük kafeteryaya gitmeye karar verdim. kafeteryaya geldiğimde psikoloji derslerimizin ortak olduğu wooyoung ve eric'i gördüm.

bir kahve aldıktan sonra yanlarına giderek masalarına oturdum. "selam çocuklar." diyerek elimdeki kahveyi masaya bıraktım. onlar da bana baş selamıyla karşılık verdiler.

"psikoloji hocasının verdiği çalışmayı yaptınız mı?" diye sordu wooyoung. psikoloji hocası üzerinde gerçekten çok düşünmemiz gereken bir çalışma vermişti ve ben asla anlamamıştım.

"hayır, ben hiç bir şey anlamadım." dedim. eric'de onaylar gibi kafasını salladı "ben olayın başını çözebildim sadece, gerisi yok valla."

sohbet ederek geçirdiğimiz yarım saatten sonra çalan telefonumu elime alarak kimin aradığına baktım. hyunjin arıyordu. aramasını daha fazla bekletmeden açtım.

(kalın yerler hyunjin, italik yerler felix)

"felix, neredesin?"

"bölümüne yakın olan kafeteryadayım. ben mi geleyim, sen gelir misin?"

"kiminle oturuyorsun orada?"

"wooyoung ve eric var. niye ki?"

"benim yanımda da arkadaşım vardı da. neyse biz geliriz oturun siz."

"tamam bekliyorum sevgilim."

"görüşürüz."

"görüşürüz."

yaklaşık 5 dakika sonra hyunjin ve san kafeye girmiş ve yanımıza gelip masaya oturmuşlardı. biraz muhabbet ettikten sonra hyunjin chan hyung'un bizi eve çağırdığını söylemişti ve birlikte üniversiteden çıkarak eve yürümeye başlamıştık.

"annem aradı bugün, sınavınız veya ödeviniz yoksa hafta sonu bize gelin dedi. özlemiş bizi. eğer ödevin yoksa gidelim mi?"

hyunjin sorduğum soruyla bana dönmüş "olabilir, bir tane ödevim var ama verme süresine daha çok var. gidebiliriz. bende özledim onları." demişti.

kafamı salladıktan sonra köşedeki marketi göstererek "eve gitmeden önce markete uğrayalım, bir şeyler eksikti." dedim ve markete doğru ilerlemeye başladım.

markete girdiğimizde evdeki eksikleri ve bir kaç abur cuburu alarak hemen kasaya gitmiş ve aldıklarımızı ödeyerek çıkmıştık. çünkü chan hyung geç kaldığımız da kızıyordu.

eve geldiğimiz de etrafta kimsenin olmadığını farkettim. halbuki bu saatlerde seungmin ve jeongin okuldan gelmiş olur salonda oyun oynarlardı, chan hyung da yanlarında oturup onları izlerdi.

elimdeki poşetleri mutfağa bıraktıktan sonra mutfaktan çıkarak hyunjinle birlikte kullandığımız odaya ilerlemeye başladım.

odamda yatağımın üstünde siyah bir pantolon ve beyaz bir gömlek vardı, kıyafetlerin üstünde de bir not.

yatağa yaklaşarak notu elime aldım ve okumaya başladım 'lütfen bu kıyafetleri giyip aşağı gel, bugün romantik bir yemeğe çıkacağız sevgilim.' . nottaki yazıyla yüzümde bir gülümseme oluşmuştu.

hyunjin her zaman baş başa kalacağımız yemekler, buluşmalar ayarlardı. çünkü 8 kişinin kaldığı evin içinde yalnız kalmak pek kolay değildi. o yüzden notu yatağıma bıraktıktan sonra yatağa koyulan kıyafetleri üzerime geçirdim. saçlarıma şekil verdikten ve her zaman taktığım küpeleri taktıktan sonra bir parfüm sıkarak odadan çıktım.

lips - hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin