2,5

398 35 8
                                    

Yoongi'den

Sinirle merdivenlerden çıkıp odama girdim. Namjoon ve Heosok arkamdan şaşkınca bakarlarken onları takmamıştım bile. Kapı çarparak kapattığımda sinirden geberiyordum.!

Jisoo'yu ilk ben sevmiştim, onu ilk ben öpmüştüm, ilk bana ağlamıştı! O benimdi!!!

Önüme geçip tutmuştu onu! Onu benden alamazdı. Ben onu daha çok seviyordum! Kafayı yemek üzereyim. Jin'den nefret ediyorum! Hayatımda ilk defa aşık olmuştum ve o bunu bende çalamazdı! İzin vermeyecektim. Beni kiöse aptal yerine koyamaz!

Sinirden elim ayağım boşalıyordu. Masamın üstünde duran bütün herşeyi devirdiğimde sinirden çıldırmak üzereydim! Sandalyeyi tekmelediğimde yere düştü. Sinirlerim gittikçe artıyordu. Duvara ard arda yumruklar atıyordum. Ellerimin acısını bile hissetmiyordum. Sinirden hiçbir şey hissetmiyorum.

Derim zedelenip kanayamaya başlayana kadar vurdum. Duvar kan olmaya başladığında vurmaya devam ettim. Sinirden geberiyordum! Jin'den nefret ediyordum! O benimdi! Jisoo benimdi! Onu kimse elimden alamazdı! Yolam kimse çıkamazdı!

Lalisa'dan

Hastanenin kapısından yürüyerek çıktık. Rose'nin suratı asıktı. Hiçbir şekilde tepki vermiyordu. Konuşmuyordu. Bu durum beni daha çok sıkıyordu. Omuzuna dokundum Jimin'in. "Piskoloğa mı götürsek?" Jimin başını bana çevirdi. "Deli falan değil o!"

Önüne geri döndüğünde Rose'nin yanından yürüyordu. "Rose ne yapmak istersin şuan?" Rose tepkisizdi. "Hiçbir şey." Dedi sesi zar zor çıkarken. "Böyle yapma ama Rose.." dedi Taehyung kadife bir sesle.

"Rose keyfin yerine gelir belki?" Dedi Jisoo gülümserken. "Ya anlamıyor musunuz!?? Bir şey yapmak istemiyorum! İs-te-mi-yo-rum!! Daha ne kadar söylemem gerek!" Sert bir şekilde çıkıştığında herkes şalkınca ona bakmayı sürdürdü. Önden hızla arabaya yürüdüğünde Jennie arkasından koştu. "Dur bekle! Rose yavaş ilerle."

Jisoo arkasına döndüğünde Jin sordu. "Yardım edebileceğimiz bir şey var mı?" Jisoo başını salladı. "Yok ama Teşekkür ederiz Jimin." Dedi zar zır gülümserken. Jimin nefes verdi. "Gitme." Diye mıdıldandı içinden Rose'nin arkasından bakarken. Kendimi daha daha kötü hissetmiştim o an.

"Görüşürüz Jin." Dedi Jisoo el sallarken. "Görüşürüz Jisoo." Dedi Jin gülümserken. Sanırım araları iyiydi. Gözüm Jungkook'a takıldığında tek kelime bile etmeden öylece ayakta duruyordu. Dünden sonra hiç konuşmamıştık. Hala bende rahatsızlık duyuyordu! Ben bile kendimden rahatsızlık duyuyorum...

Yüzüm düşerken Jisoo sırtımı sıvazladı. "Sakin ol..Zamana ihtiyacı var." Diye mırıldandı yürürken. Arkamızda onları bıraktığımızda yüzüm düştü. "Jisoo. 1 aydır görüşmekdik. Daha ne kadar zamana ihtiyacımız var?"

Yürümeye devam ediyorduk. "Hiç anlatmadın bize Lalisa. Bu çocuk senin ölmediğini görünce ilk ne yaptı? Bunları bana anlatırsan sana yardımcı olabileceğim.."

' Sen çok güzelsin Lalisa. Ama sadece ışığını kaybetmişsin..'

Sesi kulaklarımda yankılanırken içimde kelebekler uçtu bir anda. Hala bana aşık mıydı? Ya da benden hoşlanıyor muydu? Kafamda deli sorular vardı sadece...

Namjoon'dan

Yoongi ölü gibi aşağıya inerken Heosok'la ayağa kalktık. Merakla sordum. "Rose nasıl? İyi mi?" Ofladı. "Başlatma Rose'ni." Sessizce mırıldandığında Heosok kaşlarını çattı. "Ne oluyor Yoongi? Bu sinirinin nedeni ne?" Yoongi koltuğa oturdu. "Sinirli değilim ben." Dedi olabildiğince gergin bir ses tonuyla.

Love SuperiorityHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin