4,1

356 50 76
                                    

Umarım bölümü beğenirsiniz..

Lalisa'dan

Namjoon cümlesini bitirmesiyle yanımda oturan Jungkook kaskatı kesilmişti. Kendini çok kötü hissetmesi normaldi. Tanrım, biz yenin içindeyiz böyle. "Jungkook." Dedim ona dönerken. Tepki vermiyordu. Onun için endişeleniyordum. Yine bir delilik yapmasından ölesiye korkuyordum. "Jungkook." Dedim yine aynı şekilde. Cevap yoktu. Sadece önündeki hizaya bakıyordu. "Jungkook cevap verir misin lütfen.!" Endişem sesime yansımıştı.

Jisoo, yaklaşıp Jin'in elini tutarken onu kendine getirmeye çalışıyordu. Namjoon ayakta koltuğa bakarken Jimin onunla aynı hizade elini ağzına götürüp yavaş yavaş yere çökmüştü. Taehyung yere odaklanmış bir şekilde bakıyordu. Hoseok şaşkınlıkla Namjoon'a bakarken Yoongi ağzı açılmış bir şekilde gözlerini kırpıştırarak Namjoon'a bakıyordu.

Elimi Jungkook'un bacağına götürüp okşadım. "Sevgilim, iyi misin?" İyi değildi Lisa. Salak salak konuşmayı kes. "Hassiktir!!" Diye çığlık attı Yoongi 20 metre açtığı gözleriyle. "Anası Sikeyim!" Diye eklediğinde kimse bir tepki vermiyordu. Jungkook'a geri döndüğümde elimi saçlarına götürüp okşadım. Sonra beyaz, buz gibi olan yanağını okşadım. "Jungkook beni korkutuyorsun, lütfen bir tepki verir misin?" Yüzüm ağlamaklı bir ifade aldığında sesim yüzümden farksızdı. "Jungkook lütfen." Dediğimde direkt gözlerim doldu.

Jungkook hala önündeki noktaya bakıyordu. Yanağında bir damla yaş süzüldüğünde elimle yanağındaki yaşı sildim. "Bak lütfen ağlama, dayanamam." İç çektim. Yavaşça yüzünü bana döndüğünde dolu gözleriyle dolu gözlerime bakıyordu. "L-lisa? Sen bunu biliyor muydun?" Dedi titreyen sesiyle. "Yeni öğrendim Jungkook. Yemin ederim bilmiyorum."

Namjoon elindeki dosyayı sehpaya atıp burnunu çekti. "Rose'nin kayıp dosyası burada." Jimin yere bakarken Namjoon titriyordu. "Park Rose'nin gerçek adı Park Chaeyoung, 1997, Seul doğumlu. Sihyung ölmeden önce yani Rose 7 yaşındayken, GD onu Sihyung'dan kaçırıyor. 7 yaşındaki bir kıza davranılmayacak kadar berbat davranıyorlar." Sert nefes verdi. "Rose.." sesi kesildiğinde yanağından bir damla yaş süzülüyor. "GD tarafından tecavüze uğrayıp hafızasını siliniyor." Jimin yerinden doğrulduğunda yanağımdan ard arda yaşlar süzülüyordu. Bunu söylememişti Namjoon. Yanağımdan ar arda yaşlar boşalırken tepkisizdim. Hiçbir şey duymuyordum. Jisoo olduğu yerde donmuş bir şekilde ağlıyordu. Yanağında düşen yaşların ardı yoktu. "Hyung.." Jimin hıçkıra hıçkıra ağlarken Hoseok onun yanına çöküp sırtını okşuyordu. "Hyung..Rose.." Jimin'in bu hali beni daha da çok ağlatıyordu.

Namjoon elindeki diğer dosyayı sehpaya fırlattı. "Jennie Kim, GD'nin öz kızı. 1996 Seul doğumlu." İç çekti. "Jennie öz babası tarafından Seul'un uyuşturucu kaçakcısına, 6 yaşındayken satılıyor. Orada ona..." hıçkırdı. "Lütfen hyung..söyleme.." dedi Taehyung yalvaran bir ses tonuyla. Yaşadığım bu ikincisi iğrençlikle dilim tutulmuştu. "Sonra GD onu para karşılığında geri alıyor, hafızasını silip kendi için çalışıtırıyor."

Berbat bir durumdaydım. Namjoon'un bize söylemediği şeyler bunlardı anlaşılan. Yanağımdan yaşlar ard arda düşerken tepkisizdim. Jisoo'nunda benden bir farkı yoktu. Taehyung ayakta hıçkırıklara boğulduğu da Yoongi onu sakinleştirmeye çalışıyordu. Yavaşça koltukta ayağa kalktım. Yavaşça merdivenlere yürdüğümde Jungkook'ta ayağa kalktı. "Gelme, lütfen." Dedim ağlarken. Yerinde durdu. "Bırak Jungkook, gitme." Dedi Namjoon arkamdan. "Ama hyung ben onu o halde bırakamam." Namjoon otoriter bir sesle konuştu. "Hayır."

Arkamdan konuşmalarını duydum sadece. Jungkook'un odasının kapısını açıp içeriye girdim. Kapıyı kapatıp yatağa yürüdüm. Yatağa uzandığımda yavaşça ağlamaya başladım. Ağlamam öyle şiddetlenmişti ki nefes alamıyordum. GD bu iğrençliklerin hepsini yapmışmıyıdı? Yıllarca uğruna hayatımı verdiğim, minnet duyduğum, baba dediğim adam; kardeşime tecavüz edip, satmıştı. Ben bunları kaldırmazdım ki. Bedenim ve gücüm bu kadarını kaldırmaya yetmezdi benim. Boğazım titriyordu ağlarken. Çığlıklarım odada yankılanıyordu. Rose, Jennie...Kardeşlerim yıllarca ne yaşamıştı böyle...

Jisoo'dan

Koltukta sadece ağlıyordum. Jin benim elimi sımsıkı tutuyordu. "Yukarı çıkmak ister misin?" Taehyung ve Jimin hıçkıra hıçkıra ağlarken oldukça sakindim. İçimde fırtınalar kopuyordu. Konuşamıyordum bile. Cevap verecek takadim kalmamıştı benim. Çok yorulmuştum artık...ben bu yaşadıklarımı nasıl kaldıracaktım ki şimdi?..

Namjoon bana bakıyordu. "Üzgünüm ama daha bitmedi." Diğer elindeki bir dosyayı daha masanın üstüne bıraktı. "Lalisa Manoban." Jungkook'un gözleri endişeyle bağırırken Namjoon cümlelerini zar zor bitiriyordu. "Lisa 10 yaşındayken öz ailesi tarafından satılıyor. Lisa'yı arkadaşlarının oğluna satıyorlar para için. Adamla zorla evlendiriyorlar." Namjoon konuşamıyordu bile. "Adam Lisa'ya piskolojik ve fiziksel şiddet uyguluyor. Lisa tam intaar edecekken GD onu satın alıyor ve yanında büyütüyor."

Jungkook gözünü kırpmadan Namjoon'a bakarken Tanrı'dan bu şeye bir son vermesi için yalvarıyordum. Yaşamak kelimesi benim için anlamını yitiyordu şuan. Jennie, Rose, Lisa bu olanları bilseler ölürlerdi. Kendimi tutamayıp hıçkırıklarımı saldığımda Jungkook boşluğa bakıyordu. İfadesiz ve tepkisizdi. Jin bana sarıldığında hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Yaşadığım şeye mi yoksa kızların yaşadığı şeylere mi?

"Kim Jisoo." Gözlerim açıldığında başımı kaldırıp Namjoon'un yüzüne bakıyordum. Bana acı çekerek bakıyordu. "Kim Jisoo aslında 1995 Seul doğumlu, annesi ve babasının elinden zorla kaçırılmış, intaara sürüklenmiş, insanları eğlendirmek için çeşitli acılar çekmiş, GD tarafından alınıp hafızası silinilmiş, zorla Lee Gyeong'la birlikte olmuş ve.." dediğinde acıdan ölüyor gibiydi. Jin yanımda ağlarken Namjoon hıçkırıklara boğulmuştu. Ona bakarken tepkisizdim. Namjoon'a bakıyordum. Hıçkıra hıçkıra sözünü bitirmeye çalıştı. "Ve.." dediğinde sözünü bitirmeye çalıştı. "Ve abisi tarafından yıllarca aranan güçlü bir kız."  Hıçkırdı. "Abisi Kim Namjoon tarafından.."

Vote vermeyi unutamayın, size bir kıyak yapıp yarın akşam bir yb de atacağım, sizce böğüm nasıldı? Yorumlara bekliyorum

Love SuperiorityHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin