2,9

511 45 30
                                    

Rose'den

"Bugün için harika olmalısınız..Şansınız var. Porter'a yenilmeyeceksiniz.." Nefes verdim. "Umarım." Garaja indiğimizde Jennie gergindi. Hemde fazlasıyla..

Dünden sonra birdaha onlara yaklaşmama kararı aldık. Aramızda sadece nefret olması gerekiyormuş. Biz onların sürtüğü değilmişiz. Bunları diyenden Jennie Kim.

Garaj yavaş yavaş açıldığında Porter arabanın başındaydı. Arabanın yanına yürüdüğümüzde bize bakmıyorlardı bile. Bizde onlara bakmıyorduk zaten. Bugün Jisoo unnie ve Jin yarışacaktı.

"Kazanacağım." Dedi emin bir şekilde Jin'e bakarak. "Asla onların kazanmasına izin vermeyeceğim." Jennie gülümsedi. "İşte aradağımız Jisoo tamda bu!" Jisoo bize gülümsedi. "Sizleri seviyorum." Güldüm. "Bizde seni pikhachu!!"

Arabaya bindiğinde nefes verdim. Ellerimi birleştirdim. "Tanrım, lütfen ona yardımcı ol." İkiside aynı anda yarışa başladıklarında Jin'i izliyordum. Jisoo'yu seviyordu ama kazanmasına izin dahi vermiyordu..

Attığım tez çığlıkla Lisa ve Jennie sıçradı. "Kazandı!" bağırdığımda herkes bana döndü. Kızlar yandan gülümserken Porter göz devirdi. Jin arabandan indiğinde onların yanına sinirle gitti. Jisoo koşarak yanımıza geldiğinde önde durup kollarımı açtım. Hızla gelip kucağıma zıpladığında bana sımısıkı sarıldı. "Yaptım." Dedi sessizce. Güldüm. "Tabiki.."

Kucağımdan inince grup sarılması yaptık. "Odal!" Bağırdığımızda bir yandan gülüyorduk. 2/1 öndeydik! Birbirimizden ayrıldığımızda Jisoo arada bir Jin'e bakıyordu. Nefes verdi. "O kadar çok bir şey yapmadım." Jennie göz devirdi. "Ne alaka?" Jisoo hiddetle bağırdı. Hızlı adımlarla Jin'e yaklaşıp önünde durdu. "Kazanmama izin mi verdin Jin?!"

Jin nefes verdi. "Git başımdan." Bağırdı. "İzin mi verdin?!' Birbirlerinin gözlerine baktıklarında kısa bir sessizlik oldu. Jin sakince konuştu. "Hayır" Jisoo bağırdı. "Doğruyu söyle bana!"

"Jisoo. Yğrü hadi gidiyoruz." Dedim kolundan tutarak. Elini sertçe çekti. "Soruma cevap ver!!" Bağırıdğında Jin birden kükredi. "Evet ben izin verdim! Belki başarılı gözükürsün diye!" Bağırmayı sürdürdü. "Sen bir hiçsin! Grup arkadaşlarının başarıları ile besleniyordun."

Güldü. "Sen kendini iyi bir yarışçı falan mı sanıyorusun? Hiçbir boka yaramıyorsun Jisoo!" Jisoo yüzüne sert bir tokadı geçirdiğinde Jin'in kafası yana kaydı.

Jisoo zar zor konuştu. "Bunu bilemezsin..." hızla arkasına dönüp koşarak ilerlediğinde arkasından baktım. "Unnie!" Lisa arkasından koşarken Jennie, Jin'in suratına tükürdü. "Düzgün konuş sikik kafalı." Hızla Jisoo'nun arkasındam koştuğunda onlara döndüm.

"Bizim hakkımızda bir bok bilmiyorsunuz! Onu yaşadığı şeyleri asla bilemezsin! Asıl bencil ve canavar şuan sensin!"

Önüme dönüp hızla yürüğümde Jin yere bakarak bırakmıştım ardımda. Garaja girip kapıuı kapattım. Bir kıza bunlar söylenmezdi. Bu çok büyük bir önyargıydı.

Jisoo 16 yaşından beri pistlerde sürünüyordu. İlk o gitmişti bu işlere. Kendini hırpalamıştı. Çabalamıştı, dişini sıkmıştı. Şuan bu konumdaydı. En son ben katılmıştım gruba. Ona her zaman hayrandım. Arabaları düzgün kullanamadığım zamanlar bana yardımcı olmuştu hep.

Jin'in ona bu denli hitap etmesi büyük bir kabalıktı. O alnının teriyle buralara gelmişti.

Jisoo hızla arabanın birine bindi. Garaj kapısı açıkken arabayı hızla çalıştırdı. O kadar hızlı bir şekilde U dönüşü yapmıştı ki..Arabayı deli gibi sürerken piste yaklaştım. "Unnie dur!" Sürekli bağırıyorduk. Arabayla hızla rampadan atlayıp yola ilerledi.

Love SuperiorityHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin