"Mutlu olmakla mutsuz olmanın arasında bir yerde kaybolup gitmekten korkuyorum."
***"Seninle çalışmamı istiyorsun yani..."
Biraz duraksadıktan sonra yeniden söze atıldı kadın.
"O halde bana daha iyi bir şeyler sunmalısın."
Dudaklarından dökülen bu cümle cüretkar bir tekliften başka bir şey değildi aslında. Karşısında oturan adamın da bunu anladığından emindi.
"Dediğim gibi sana en büyük olanağı sunuyorum zaten. Burada çalışacaksın ismin şahlanacak ve çok daha fazla miktarda para ödenecek. Ceyhun ve mekanı sana istediğin hiçbir şeyi veremiyor."
Kadın kıvrılmış dudakları ve parlayan gözleriyle istediğini tekrar daha açık bir şekilde dile getirdi.
"Ceyhun bana birçok konuda yetebiliyordu, sen Ceyhun gibi olabilecek misin?"
Arsızlık bu kadın için yaratılmış bir kelime olabilir miydi acaba?
"Ben sana istediğini veririm de, sen bana istediğimi verebilirsin emin olamadım."
Adam kadının kalakalmış surat ifadesiyle keyiflendi ve tekrar sözlerine devam etti.
"Ama meraklanma sana yetebilecek başka elemanlarım da var."
Bu adam nasıl böyle konuşmaya cesaret edebilmişti. Kadının etkileyemediği tek bir insanoğlu yokken neye güveniyordu böyle? Altında ki iki para etmez aletine miydi bu güveni?
"Kabul etmiyorum o halde."
İntikamını elbette laflarıyla alabilirdi fakat buna gerek kalır mıydı? Elbette hayır.
"Ah bir de kusura bakmayın ama unuttuğum bir detay var. Ceyhun Bey zaten buna izin vermezdi."
Adam yanlarından geçen garsona eliyle bir şeyler işaret ettikten sonra tekrar kadına döndü.
"Odanızı hazırlattım söz verdiğim gibi. Benim birkaç işim var, sabah sizinle tekrar görüşebiliriz."
Masadan tüm heybetiyle kalkan adam kadını oldukça bozmuştu.
Siyah gömleği ve kumaş pantolonu üzerine oldukça yakışmıştı. Esmer teniyle çıkmaya yüz tutmuş sakalları mükemmel bir uyum içerisindeydi. Saçları dağınık ve özensiz duruyordu fakat asla kötü durmuyordu.
Kadınsa adamın tam tersine kusursuz bukleli saçları, pürüzsüz teni ve kıpkırmızı dudaklarıyla güzelliğini ortaya seriyordu.
Kadın tam adamın hareket edeciği sırada ayaklandı ve bedenlerini dipdibe getirdi.
"Ben istediğimi alırım. Bu yüz-"
Adam kadının lafını kabaca böldü.
"Beni bu kadar istediğini bilseydim eğer seninle böyle dalga geçmezdim güzelim, kusuruma bakma."
Alay edercesine konuşmasının üzerine kadın ellerini adamın kasıklarında dolandırdı.
"Eğer benimle böyle laubali konuşmaya devam edersen bu ellerimi durduramam."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurnaz
General Fiction"Kırmızı ışığı görebiliyor musun?" diye fısıldadı boynuma. Bu beni kendimden geçirmeye yetmişken elleri bellerimde dolandı ve daha kalın daha tok bir sesle fısıldadı. "Söyle Kurnaz, kırmızı ışığı görüyor musun?" Dilim ona itaat etmek istemezken beyn...