~oy ve yorumlarınızı bekliyorum~
"bebeğinizin cinsiyeti kız" karnımda güzeller güzeli bir prenses vardı. Benim prensesim
Biraz önce duyduğum ses prensesimin minik kalbiydi. Beni hayata tutunduran,yaşamamın nedeni olan şey kızım...Şükür kaynağım...Ona en iyi şartlar altında bakmak istiyordum ama yanı sıra başıma gelecek kumayı düşünmek kalbimi acıtıyordu. Belkide Demir o kadını istiyordu? Neden olmasın ki? Sonuçta genç ve yakışıklı bir kocam vardı. Şu zamanlarda ona tam anlamıyla aşık olduğumu düşünüyorum.
Beni etkiliyordu,evlendiğinizden beri bir kez olsun bana şiddet uygulamamıştı. Buraya gelirken en büyük korkum dövülmekti ama şükür ki bana elini bile kaldırmadı Demir'im...Hastaneden çıkıp arabaya bindik ve Demir ilk kez elini benim karnıma koyup kızımızla sesli bir şekilde konuştu. Gözyaşlarım bir bir aktı
"babacım,canım kızım seninle ikinci sefer tanıştık. Seni çok seviyoruz meleğim" onu ilk kez böyle duygulu şekilde görmüştüm
Araba daha ilerlemiyordu ve kafasını bana doğru çevirip alnıma uzun bir öpücük bıraktı. Beni ilk kez öpüyordu,ilk kez...Bu zamana kadar beni babam bile öpmemişken sevdiğim adamın öpmesi canımı acıtmıştı bir o kadar da mutlu olmuştum. Beni sevdiğini biliyordum.
*****
Eve geldiğimizde bizi bekleyen Haşim babaya selam verip içeri geçtik ve etrafta görünmeyen Bora'ya bakındım. Yine odasında olduğu için direkt odasına girdim,yatağında oturmuş bizi bekliyordu. Ne kadar da masum ve saf bir çocuktu...Hayat şartları ona bunu getirmişti
"boracım nasılsın kuzum?" kucağıma alıp mis kokulu saçlarını okşayıp öpmeye başladım
"annem nerde Hazan abla?" yüreğimi delik deşik eden soruyla karşı karşıya kalmıştım
Arkadan gelen amcasının kucağına atladı ve sımsıkı sarıldı ona. Babası yerine koyuyordu
"naber koçum?"
"amca annem nerde?"
Demir yüzüme aval aval bakınca durumun ciddiyetini bir kez daha anlamıştım. Cevap veremiyorduk ki. Ne desek boştu onun için.
"amcacım biz seninle ne konuşmuştuk? Eğer böyle yaparsak anneni hiç ziyarete gidemeyiz"
Böyle diyerek Bora'yı susturmayı başarmıştı.Hep birlikte çay içmeye indik ve Bora'yı onların arasına sokmamak için yanıma oturttum. Evin büyükleri baş köşeye kurulurken üçümüz yan yana oturuyorduk. Bebeğimizin cinsiyetini biz söyleyecektik ve Zeliha ananın mutluluğana mani olamayacaktık çünkü bana kuma getirmek için can atıyordu
"hadi söyleyin bakalım torunumun cinsiyetini"
İlk adım Haşim babadan gelmişti
"hayırlısıyla kızımız olacak baba" bir anlık cesaret ile söylemiştim bebeğimin cinsiyetini
Zeliha ananın yüzünde anlam veremediğim bir ifade vardı. Sevinç desem değil? Hüzün desem hiç değil? Fitnelik düşünüyordu yine. Başıma gelecek kumanın hayallerini kuruyordu kesin.
"o zaman yarın sabah geliyor Çiçek" desene sonum gelmişti. Yaşadığım stres yetmiyor mu?
"Çiçek kim ana?"
Demir'in sorgu sual hali beni de şaşırtsada kim olduğunu bilmiyordum onun. Bana gelecek yepyeni bir düşmandı. Çiçek...Belkide denilen kadar kötü biri değildir? Yada bana zararı olan birisi değildir? Olamaz mı? Her kuma aynı olacak diye bir şey yoktu dimi ama. Kendi kendime vesvese yapmaya son verdim ve olaya dahil oldum
"bak Zeliha ana,sana saygım sonsuz bilirsin. Ama ben bunu hakedecek bir şey yapmadım, şimdi size şu durumu anlatmak çok zor olacak ama ben usanmadan anlatacağım size. Bebeğin cinsiyetini anne değil baba belirler! Sizin gibi cahil insanlar bunu bilmiyor dimi ama?"
"bana bak gelin bana bak! Laflarını seçerek konuş yoksa elimden bir kaza çıkacak" üstüme üstüme yürümeye başlamıştı ki Demir konuştu
"yavaş gel ana! O benim karımdır ve dediği sözlerde sonuna kadar haklı. Onun karnındaki bebeğin babası benim evet cinsiyetinin kız veya erkek olması benim elimde. Allah'ın takdiri buymuş demekki? Şu Çiçek midir nedir yarın gelsin,ama geleceği varsa göreceği de vardır. Hadi hazırlan Hazan gidiyoruz" diyip elimden tuttu ve odamıza çıkmaya başladık
Nereye gideceğimizi bilmeden üstümü başımı değiştirdim. Tam bu havalar için olan beyaz elbisem ve siyah parmak arası terlikleri giyip çantamı aldım ve odadan çıktım. Ama Bora evde tek mi kalacaktı? Olmaz! O kadınla onu baş başa bırakmam,çocuğun psikolojisini daha fazla bozmalarına asla izin vermem. Demir'i çağırıp Bora'yı da almak istediğimi söyledim.
Onay verince birlikte arabaya bindik ve yola koyulduk. Açtığım müzik insanın neşesini yerine getiriyordu. Bora ile şarkıyı söylüyor ve kahkahalara boğuluyorduk. Daha sonra Demir aramıza katıldı ve oda şarkı söylemeye başladı"amca nereye gidiyoruz?" aynadan bakış atıp bana döndü ve yüzümün her hattını inceledi
"sürpriz amcacım" dedi
Gittikçe meraklanmaya başlamıştım. Demir'in beni sevdiğine inandıkça içimde yeşeren ümit tekrar tekrar beni hayata döndürüyordu. Biz birbirimize kenetlendikçe aramızdaki buzların kendi kendine eriyeceğinden adım gibi eminim
******
Araba büyük bir evin önümde durdu. Nereye geldiğimizi bilmiyordum ama küçükken hep hayalini kurduğum tarzda bir evdi burası. Çok güzel bir yerdi. Kime gelmiştik ki biz? Neden buradaydık? Meraklanmaya başlamıştım artık.
"nereye geldik Demir?" elini belime attı
"evimize" burası şimdi bizim evimiz miydi?
"ne? Ne demek burası bizim evimiz Demir?"
"ben artık o evde yaşamak istemiyorum Hazan. Kızımızla,seninle ve Bora'yla yepyeni bir hayat kurmak istiyorum. Kabul eder misin?"
Düşünmeme bile gerek yoktu ki. Ben sadece huzur istemiştim bu hayatta. Belkide bundan sonrasında,ömrüm boyunca mutlu olacaktım?
"seninle olan her şeye varım ben" ilk defa ona sarıldım. Tüm kalbimle sarıldım Demir'ime...
"oleeyy hadi girelim"
Bora,amcasının kucağına atladı. Bende elimi kızımın üstüne koyarak konuştum
"annecim hazır mısın yeni hayatımıza?"
~oy ve yorumlarınızı bekliyorum~
*üzgünüm biraz kısa bir bölüm oldu*
BÖLÜM SINIRI: 80 oy ve 10 yorum💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERDEL (TAMAMLANDI)
Teen FictionAcı sadece fiziksel midir? İnsanın ruhu acımaz mı? Daha 20 yaşında biri anne olmak için çok genç değil miydi? Ya da sevmediği biriyle evlendirilmek için... Nerden bilebilirdi ki, nefret ederek evlendiği adamın bir ömre bedel olacağını? Veya nerden b...