once

546 64 113
                                    


Beomgyu'dan

Karşımda on yedi yaşlarında zengin görünümlü, güzel bir kız berilmişti birden bire. Kim olduğundan habersizdim. Bana gülümseyerek bakması tedirgin ederken ona karşı sert duruşumu bozamazdım. O zaman beni hafif bir erkek sanırdı.

"Jennie de kim?"diye sorduğumda gülmüştü sesli bir şekilde. Kendini çok havalı zannediyordu. Saçları, giyimi ve topuklu ayakkabıları ile fazlasıyla ilgi çekiyordu. İkide bir gülmesi sinirimi bozuyorken kollarımı birbirine bağladım. Gülmeyi bırakıp konuştu.

"Şimdi sen gerçekten de Kim Jennie'yi tanımıyor musun?" Diye sorduğunda derin bir nefes verdim." Ya nerden bileyim, deli misin nesin git şurdan. Seninle uğraşamam." Dediğimde dudakları büzülmüştü. Şımarık kızlardan nefret ederdim. Jennie de bu kızlardan  birine benziyordu. 

"Ben modelim. Gangnam'daki billboardlarda fotoğraflarım var. Hiç görendin mi yani?" Dediğinde göz devirmiştim." Gangnam'a gitmiş gibi bir halim mi var?"diye sorduğumda süzmüştü baştan aşağıya. Daha önce hiç Gangnam'a gitmemiştim. Zaten oraya benim durumumdaki insanlar adımını dahi atamazdı.

"Aynı zamanda ablanın sınıfındayım. Lalisa ile çok iyi anlaşırız, değer verdiği arkadaşlarından biriyim." Gerçekten çok hızlı ve boş konuşuyordu. Şimdiden onu çözmüş, çözdüğüm gibi sıkılmıştım.

"Senden hiç bahsetmemesinden anlamalıydım arkadaş olduğunuzu, doğru."

"Ne kadar da gerginsin! Senle konuşmaya çalışıyorum. İlgimi çektin yakışıklı." Deyip güldüğünde mimik dahi oynatmamakta kararlıydım. Onun gibi kızlar beni sadece oyuncak olarak kullanırdı. Hevesi kaçtıklarında ise bir kenara atar, her zamanki erkekleri ile uğraşırlardı. Kendimi kimseye oyuncak edecek halim yoktu.

"Ben senle konuşmak istemiyorum. Ne işin varsa söyle, boş boş konuşup zamanımı çöp etme. Senin aksine zamanım değerli." Dediğimde başını sallayıp çantasından bir çanta daha çıkarmıştı. Uzattığından elinden aldım.

"Dün gece Lalisa partide unutmuş. Arkadaşı olarak vereyim dedim."dediğinde arkadan küçük kardeşim Baekho'nun sesi yükselmişti. "Abi!"diye bağırıp bana doğru koştuğunda Jennie küçük bir çığlık atmıştı.

"Bu tatlı şey kardeşin mi? Aman tanrım, gözleri çok büyük!" Deyip güldüğünde Baekho bacağıma sarılmış, Jennie'ye bakıyordu. Jennie eğilip Baekho'nun saçlarını okşadığında ne yapmaya çalıştığına anlam veremiyordum. "Merhaba ufaklık. Abinin ismi ne acaba? Kendisi söylememekte ısrarcı da."dediğinde Baekho hiç beklemeden söylemişti." Beomgyu abla." Dediğinde derin bir nefes vermiştim.

Jennie ayağı kalkıp şeytani bakışlarını bana sunduğunda ondan nasıl kurtulacağımı düşünüyordum. Bana sulanıyordu ve ondan gram haz almamıştım. Gözlerinden bile iyi bir insan olmadığı belliydi. Gözlerinden kalbini okuyabiliyordum ve o masum değildi. Çantasından bir kart uzattığında almamıştım." Bu numaram, almak istemiyor musun?"diye sorduğunda başımı iki yana salladım.

Derin bir nefes verip masanın üstüne koydu. "Gidecek misin artık?"diye sorduğumda gözlüklerini takıp arabasına doğru yürümüştü. Masaya doğru gidip çantayı bıraktım ve kartı aldım elime. arabasına binmiş, bana bakıyordu. "Numaramı kaybetme Beomgyu. Senle sonra görüşmeyi isterim."dediğinde kapıyı açıp arabasının önüne geçtim. 

Camı açmış bana bakarken elimdeki kartı gülüp parçalara ayırdığımda yüzündeki samimiyetsiz gülüşü solmuştu. Kartı parçalayıp yüzüne fırlattım." Senle işim dahi olmaz. Bir daha da yüzünü görmek istemiyorum."dediğimde direksiyondaki elleri titriyordu.

Nothing Breaks Like a Heart | LiskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin