dieciséis

524 75 60
                                    


Yaşandığı zaman muazzam duygular hissettiren bazı anılar, o duyguları kaydettiğimizde  bastırılması mümkün olmayan üzüntülere dönüşüyordu çünkü yokluğu kabullenilmemiş her şey  insanı acıtmaya devam ederdi. Gidişini bir türlü kabullenememiştim, unutamamıştım da. Şimdi ise hiç beklemediğim bir şekilde yeniden karşıma çıkmıştı. Bir yerde okumuştum. İki insan birbirini gerçekten severse araya ne  kadar zaman girerse girsin, kimlerle neler yaşanırsa yaşansın, elbet  bir gün yeniden karşılaşırlardı. Ya birbirlerini affederler, çok sevdiklerinden. Ya da asla affetmezler, yine çok sevdiklerinden.

''Kim?'' Diye sordum titreyen sesimle. Bu seste yılların birikmişliği ve atlatılmamış kalp kırıklığı vardı. Dizlerin bağı çözülüyordu sanki, ayakta duracak gücü kendimde bulamıyordum. Profesör bu şaşkın tavrıma sinirlenmiş olacakki derin bir 'of' çekmişti." Lalisa sen kendinde misin, her şeyi iki kere mi söylemem gerekiyor? Git üstünü giyin ve yetmiş beş numaralı odada beni bekle. Diğer arkadaşlarının yanından da ayrılma."

Arkasını dönüp gittiğinde tüm bu beyaz ışıklar, beyaz duvarlar ve gidip gelen insanlar dönüyordu sanki. İsmi tüm hücrelerimde deprem etkisi yaratmış, yıllar önceki gibi tüylerimi diken diken olmasına neden olmuştu. Gözümü tek bir duvara dikip odaklanmaya çalıştım. Bir nevi zihnimi yerine getirme çabasıydı bu. Sonunda cisimler dönmeyi bıraktığında diğerlerin de gitmiş olduğu soyunma odasına doğru ilerlemeye başladım. Her bir adımda acıya yaklaştığımı bile bile gittiğim için adımlarımı geri geri gidiyordu. En çok canımı yakan şeyde bu farkındalığımdı. Ne olacağını biliyor ama önleyemiyordum. Dünyadan haberi olmayan, aklı beş karış havada olan kızlardan olsaydım canımın daha az yanacağını biliyordum ama öyle bir kız değildim. İnce düşünenler çok incinirdi.Ben de çok incinmeye mahkumdum.

Soyunma odasının kızlar için ayrılmış olan kabinine giridğimde Fakülte ikincisi Seohyun üstünü giyinmiş, çantasını dolaba yerleştiriyordu. Okulun ilk yıllarından beri benle amansız bir rekabet içindeydi. Kendini hep benle kıyaslar, daha iyi olmak için gecesini gündüzüne katardı. Rekabetçi bir yapım yoktu, hiç olmamıştı. Hep kendi kendime çalışır, iyi bir yere gelmek için çabalardım. Başka öğrencileri görmez, sadece kendime odaklanırdım. Beni birinci yapan şey buydu sanırım. 

Beni baştan aşağı süzdükten sonra başını çevirmiş, kendi işine bakmıştı. Yanındaki dolabı açıp çantamı içine koydum ve asılmış olan mavi üst ve pantolonu elime aldım. Seohyun odadan çıkıp gittiğinde ise üstümdekileri çıkarıp dolaba atmıştım.Yeni iş kıyafetlerimi giyip yandaki boy aynasından silüetine baktım. Zayıf, kısa saçlı, yüzünde makyaj yerine hayatın vermiş olduğu lekeler olan, yaşıtlarından uzun bir kız görüyordum. Yıllardır beklediğim bir şey gerçekleşmiş ama artık anlamı kalmamıştı.

Aynanın önünden çekilip dolabımı kapattım ve odadan dışarı çıktım. Odaların numaralarını takip ederek yetmiş beşinci odaya ulaştığımda içimde tuhaf bir duygu vardı. Kalp bitmez kırıldı mı , hiçkimseye aldırmaz ve hiçbir şeyi umursamazdı. Belki mutluluğun sonu ama huzurun başlangıcıydı bu. İçimdeki mutsuzluğu burda gösteremezdim, huzurlu yanımı göstermek zorundaydım. Eğer içerideki Jeon Jeongguk yıllar önce beni bırakıp giden Jeon Jeongguk ise mutsuzluğumu göstermemek daha da zorlaşacaktı. Derin bir nefes verip elimi kapının koluna götürüp açtım. Kararlı ve bir o kadar da karamsar adımlarla içeri girerken koridorun duvarından dönüp tam anlamıyla içeri girmiştim.

Gördüğüm manzarayla olduğum yerde kalmıştım. Şu an yatakta cihazlara bağlı olan kişi beni yıllar önce terk eden Jeon Jeongguk'tu. Çokça kilo vermiş, önceden neşeyle aralanan kırmızı dudaklarının yerini rengi bile belli olmayan bir morartı almıştı. Bakımlı cildi kurumuş, kıvırcık saçları dökülmekten seyrelmişti. Gözleri kapalı bir şekilde bir kurban gibi yatarken tanıdığım Jeongguk'tan çok uzaktı. Bu kadar kendine bakan, hayattan zevk alan birinin bu hale gelmesi inanılır gibi değildi. Jeongguk tanınmayacak haldeydi.

Nothing Breaks Like a Heart | LiskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin