-4

411 19 4
                                    

Hayalet okuyucuları var ve bu beni uzuyor :( vote atmayı unutmayın canlarım..

ARYA

Başımın zonklamasıyla gözlerimi araladım. Olanları idrak etmek için biraz tavan izlemeye karar verdim. Güzeldi.
Gün geçtikçe Barış'a alışıyordum. Abisi da komikti, en çok babasını merak ediyordum tabi ama hakkım değildi bunları sormak. Dudaklarımı büzerek doğruldum. Lavaboda rutin işlerimi hallederken aynaya baktım. Kafamda sargı bezi çökmüş göz altları rahatsız ediyordu. Çekmeceden göz altı kapatıcımı alıp güzelce yedirdim. Üzerime günlük beyaz dar bi kazak ve  altına Jean giydim. Neşeli bi şekilde  aşağı inerken Barış ve abisinin kahvaltı yaptığını gördüm. Gülümseyerek onlara yaklaştım.

"Günaydın."

Barışın çenesi kasılırken Savaş bana bakarak gülümsemişti. Çatalı sesli bi şekilde tabağına bırakıp hızla önümden geçen Barış'a Şaşkınca baktım. Nolmuştu birden bire buna be ?

"Sabahları hep öyledir boşver gel Sucuklu yumurta  var. "

Bakışlarım Savaş'ın dediklerine dönünce gülümseyerek oturdum. Yine de içim içimi yiyordu. Burda olmamdan mı sıkıldı acaba ? Savaş bir lokması bitirmeden diğerini ağzına atınca gözlerimi açtım. "Dur dur hepsi senin" Yüzümü buruşturdum. Hepsi senin ne Arya !

Savaşın kahkahası kulaklarımı doldururken bende gülümsedim, çayımı yudumlayıp bende yemeye başladım. Yorgunluk beni acıktıŕmıştı. Sessiz geçen kahvaltı sonrası Savaş ayaklandı." Ben çıkıyorum Aryacım çok işim var sonra görüşürüz"

"Görüşürüz."  Oflayarak elimi çeneme yasladım. Aklıma gelen ilaçlarımla ayağa kalktım ve mutfağa gittim. Barış'ın tavrı hoşuma gitmemisti. Gerçi onu tanıďığımdan beri hep Böyle huysuzdu niye şaşırıyosam!

İlaçları ağzıma atıp soğuk suyu kafama diktim. Belki akşam için yemek yapabilirdim.. Evet hemde teşekkür yemeği. Sonuçta beni kurtarmış sayılırdı. Akşama daha çok olduğunu görünce salona geçip televizyona kuruldum. Müge Anlı vardı.

"Müge abla bu beni bırakıp karıya gidiyor birde üstüne Üstelik fotoğraf çekiniyor yanak yanağa!"

"Tü utanmaz arlanmaz oğluma iftira atıyor birde!" Kadının kocasınin annesi tam bir kaynana edasıyla oğlunu savununca kahkaha attım. Bunu izlemeyen ölsün ayol!

"Bak sen sus kaynana geçen bileziklerimi yürüttüğünü söyletme bana burda" ağzım o şeklinde açık bakıyordum. Nasıl insanlar vardı..

Geçen bi kaç saatin ardından yemek yapmaya koyuldum. Mutfağa geçip köfte için malzemeleri çıkardım. Yanına patatesleri soyup ocağa attım ikisinide. Yanına yaptığım Akdeniz salatası ve ayranla sofra tamamdı. Bugün Savaş gelecek mi bilmiyordum ama onun içinde hazırlamıştım. Kapının çalmasıyla irkilerek kapıya doğru gittim. Korumalardan Burak bana elindeki poşeti uzatıyordu.

"Arya hanım bu sizin Barış bey gönderdi." Poşeti elime tutuşturdu. Yarım ağız teşekkür edip kapıyı kapattım. Güzel bı kabin içinden telefon çıkmıştı. Hemde iphone X..
Benim bi önceki telefonumda iphoneydi ama 5s di. Yanındaki sim kartını takıp telefonu açtım. Ah bu adam beni düşünüp telefon almıştı!

Normalde olsa tabiki kabul etmezdim ama babam sayesinde telefonum ve hattım yoktu. Bu sefer dış kapı kendi açılınca merakla gittim. Barış ağzı yüzü kan içinde içeri giriyordu. Dehşetle gözlerimi açıp yanına koştum.

"Barış ne bu halin noldu sana!" Kolumu sertçe ittiğinde yerimde irkildim.

"Sanane sen kendi işine bak!" Tökezleyerek salona gittiğinde arkasından mal gibi baktım. Bu adam bana telefon alan Düşünceli adammı acaba ?  Kaşlarımı çatıp salona gittim.

"Barış yarana bakmam lazım-"

"Arya git başımdan."

Şaşkınca bakıyordum. Napmıştım ben?

"Noldu ne bu tavır hayırdır?" Sinirlenmeye başlarken dik dik suratına bakıp sordum. Bana cevap vermeden hızlıca kalkıp yukarı çıktı. Elimi sıkıp yumruk yaptım. Bu davranışı hakedecek bişey yaptığımı sanmıyordum. Yaralıydı ve bakmama izin vermemişti. Belki yemek yer düşüncesiyle yaptığım yemekleri güzelce tepsiye koyup yukarı çıkardım. Canı sıkkındı ve ben pes etmeyecektim. Kapıyı tıklatıp içeri girdim. Karşımda üstü çıplak Barış'ı görmeyi beklemezken yutkunup tepsiyi komidine bıraktım.

"Şey pardon ben yemek getirdim."

"Çık dışarı" Kaşlarımı çattım. Buz gibi bana bakıyordu. Bugün kaşlarımı çatmaktan yüz felci geçirmezsem iyiydi.

"Benimle ne derdin varsa açık açık söyle! Böyle kaçmak yakışmıyor sana!"

Gözlerim alev püskürürken dilimde öyleydi ki Barış hiddetle bana yaklaşıp Kolumdan tuttuğu gibi duvara sertçe dayadı. Ağzımdan küçük bi inleme firar ederken korkuyla karşımdaki adama baktım. Dediği şeyle şaşkına uğrayarak gözlerine baktım.

"Ailen kim senin? Kimsin sen Arya Demir!"

Katilime Âşık Oldum! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin