"Çifte kumrulara göz kulak olmamıza neden gerek olduğunu anlamıyorum. Bence Kook, Joon'un ufaklığına çok da iyi bakıyor. Amma evhamlı yahu!" Kihyun hyung konuştuğunda derin bir nefes vermiş, başımı Jungkook'un sabun kokan fermuarlı kapşonlusuna gömmüştüm.
O bana kıkırdarken Yoongi hyung'la birlikte, hyungumun emriyle kontrole gelen Kihyun hyungu, ona ağrı kesicisini uzatan Yoongi hyung cevaplamıştı.
"Alışık değiller ayrı olmaya. Joon'un kalbi dayanmaz genelde böyle şeylere de sesini kesip ilacını içersen birazdan gideceğiz zaten. Doktor randevuna az kaldı." birbirlerini kollarken bile birbirlerine olan çekimleri içimi kıpır kıpır ediyordu.
Kihyun hyung ilacını agresifçe içerken bakışlarının kızgın olduğuna inansa da Yoongi hyunga kirpiklerinin altından yumuşacık gözlerle bakıyordu.
"Bana emir verme hyung. Sıf senin yüzünden gidiyoruz doktora. Ben bir daha o kadının suratını çekmektense ağrı içinde kıvranmayı tercih ederim." Jungkook omzumdaki elini saçlarıma çıkardığında göğsüne kulağımı yaslamış, birbirlerine bakan ikiliyi izlemeyi sürdürmüştüm.
"Ne tatlılar." Jungkook'un nefesinin altında konuşmasıyla kıkırdadığımda Kihyun hyungun gözleri gerçekten de doktorunu görmek istemediğini haykırıyordu.
Anladığım kadarıyla, Yoongi hyungla yakın olduğumuzdan bana söylemişti, Bayan Choi, Yoongi hyungla oldukça ilgilenmişti. Eh, Kihyun hyung araya girmeye çalıştığında ve Bayan Choi'nin kahve teklifini ittirmeye çalıştığında Yoongi hyung, sessiz kalmaya uğraşsa da Bayan Choi, Kihyun hyunga hayatının ayarını vermişti.
"Bay Yoo. Sanırım Yoongi teklifimi reddetmek istese kendi edebilirdi. Kaldı ki bir sevgilisi olmadığını da söyledi. Bu durumda, kahve teklifimin sizi ilgilendiren bir tarafı var mı sizce?"
Yoongi hyungun söylediğine göre Kihyun hyung kulaklarına kadar kızarmıştı ama bu kızarmasının utançla alakası yoktu. Hyung onu Bayan Choi'nin odasından koridora götürmese kadını öldürmek için kırık ayak falan dinlemeden uzandığı muayene yatağından zıplayacaktı.
Tabii Kihyun hyung kıskandığını kabul etmiyordu ya, neyse.
"Bayan Choi eğer ağrıların devam ederse gelmeni söylemişti."
"Seni görmek için bir taraflarından element uyduruyordu."
"Abartma Kihyun. Hyemi sadece işini yapıyor. Sen de onun hastası ol-"
"Artık ilk isimlerle muhattap oluyorsunuz yani? İşte bu harika! Çok sevgili Bayan Hyemi'yle bu kadar buluşmak istiyorsan defol buluş ama beni neden inatla sürüklüyorsun?" Kihyun hyung sinirle konuştuğunda ki surat ifadesi kendini tutmaya çalıştığını haykırıyordu, Yoongi hyung minik sırıtışını saklamaya çalışmış, onu izleyen bana göz kırpmıştı.
"Çünkü benimle bir bağlantısı yok. Senin için gidiyoruz. İsmini de bana numarasını verirken söylediği için hatırlıyorum."
"Oh oh! Ben odada acı içinde kıvranırken sen bir de utanmadan doktorların numaralarını mı alıyorun hyung? Ya sana kim izin verdi? Benimle gelmene yani. Bana bir ağrı kesici daha verir misiniz? Şu adama bakmak bile başımı ağrıtıyor da şuan." sinirlerine hakim olamadan dikleştiğinde hala ağrayan bileği yüzünden yüzünü buruşturmuştu Kihyun hyung ve canının yandığını gören Yoongi hyung oyunu bırakıp hızlıca Kihyun hyunga yardım etmek için yanına ilerlemişti.
Bu arada hala Jungkook saçlarımla oynuyordu ama ikimiz da sanki film izliyor gibi ikiliye kitlenmiştik.
"Bekle de yardım edeyim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kiss /Taekook
FanfictionJungkook, titreyen ellerini yanaklarıma koyduğunda gözlerimi gözlerine çıkarmıştım. Jungkook'un gözlerinin güzel olduğunu hep biliyordum ama böyle parladıklarından, insanı böyle içine çektiklerinden haberim yoktu. Ya da bana böyle güzel baktığının...