İyi okumalar ⚘
Önceki bölümü atlamayın lütfen...
Miraç
Ayaz'la mesajlaştıktan sonra yüzümdeki aptal sırıtışı silmeden mağazayı kapatmaya başladım. Yaklaşık on dakikada işim bitmiş, Ayaz'ın yanına gidiyordum. Mağazaya girince gözüm, babasıyla konuşan sevdiceğime kaydı. Elimi hafiften havaya kaldırıp selam verdim. Beni gördüğü zaman gözünün parladığına anbean tanık oldum. Babasının yanından ayrılıp benim yanıma geldi."Hoşgeldin sevgilim." diye fısıldadı. Mağazada birkaç çalışan vardı ve mağazayı toparlıyorlardı.
"Hoşbuldum sevgilim." diye karşılık verdim fısıldayarak. O sırada Hüseyin amca yani Ayaz'ın babası beni gördü ve yanımıza geldi hemen. Beni çok severdi.
"Ooo Miraç oğlum. Hoşgeldin. Nasılsın bakalım?" diye sordu gülümseyip, sırtıma hafifçe vurarak.
"Hoşbuldum Hüseyin amca iyiyim sen nasılsın?" diye sordum gülümseyerek.
"Eh iyiyim, görüyorsun işte oğlum. İş güç uğraşıyoruz. Senin nasıl gidiyor bakalım?" diye sordu.
"İyi gidiyor Hüseyin amca, devam." dedim. O sırada Ayaz kasanın ordan ceketini aldı ve yanıma geldi. Hüseyin amcayla vedalaşacakken o benden önce davrandı konuşmak için.
"Miraç oğlum. Bak sana ne diyeceğim? Biz size gelmek istiyoruz bir akşam." deyince, anlam veremedim ama yine de geri çevirmek olmazdı tabii.
"Gelin tabi Hüseyin amca. Misafire her zaman kapımız açık." dedim gülümseyerek.
"Ama hayırlı bir iş için geleceğiz." dedi Ayaz'a gülümseyerek baktı. O an dünya durdu benim için. Gözlerim şokla açılırken Ayaz'a baktım. O da çok şaşkındı. Hüseyin amca biseyler diyordu ama duymuyordum. Beynim o üç kelimeyi tekrarlayıp duruyordu.
Hayırlı bir iş...
Hayırlı bir iş...
Hayırlı bir iş...
Mihriban... Kardeşimi sevdiğim adama istemeye geleceklerdi. Kalbim yanmaya başlamıştı sanki. Biri kalbime ateş atmıştı ve içerden içerden yanıyordu kalbim. İnanasım gelmiyordu bir türlü. Nasıl olacaktı? Tanrım ben ne olacaktım? Kardeşimi sevdiğim adama nasıl verecektim? Bu nasıl bir acıydı böyle?
Hüseyin amca omuzuma dokunup seslenince kendime gelmeye çalıştım.
"Ee ne diyorsun Miraç oğlum? Yarın akşam müsait misiniz?" diye sordu. Yüreğim yangın yerine dönmüştü saniyeler içinde. Kalbimde keskin bir sızı baş göstermiş,bütün bedenimi sarmıştı. Nasıl dayanacaktım? Ağlama isteğimi zar zor durdurarak cevap verdim.
"Müsaitiz Hüseyin amca." dedim başım öne eğik bir şekilde.
"Tamam o zaman. Yarın görüşürüz evladım." deyip gitti yanımızdan. O gider gitmez gözümden bir damla yaş düştü yerle buluştu. Ayaz'ın titrek sesini duydum.
"Miraç... Yemin ederim haberim yoktu. Bilmiyordum." dedi sona doğru sesi kısılırken. Bir şey demeden dışarı çıktım. Hızlı adımlara yürürken peşimden geldi ve kolumdan tutup ara sokağa çekti beni. "Miraç, dinle beni." dedi omuzuma dokunarak. Ben zaten onun suçu olmadığını biliyordum ki. Açıklama yapmasına gerek yoktu. Ama ben ağlamamı bastıramıyordum artık. Boğazımdan bir hıçkırık koptu, ıssız sokakta karanlığa karıştı.
"Senin bir suçun yok. Ama bu bir gün olacaktı. Bak, bizi kimse görmüyor. Yanımızda hep bir kız görmek isteyecekler. Bizim için istedikleri hayat bu. Düşündükleri bu. Belki yarın siz yüzük takacaksınız. Sizin yüzüğünüz benim için yağlı urgan olacak." dedim ağlayarak. Yüzüne baktığımda o da ağlıyordu.
"Hayır Miraç. Hayır! Ben seni seviyorum anladın mı? Çok seviyorum. Asla bırakmam seni." dedi ve sarıldı sımsıkı. Hıçkırıklarını duyuyordum ve içim parçalanıyordu. Bende kollarımı onun vücuduna sardım. Hiç bırakmak istemez gibi.
"Seni çok seviyorum Ayaz. Ben ne yapacağım?" dedim ama bu sorudan uzaktı. Kendime demiş gibiydim daha çok. Hıçkırıklarımız karanlık ve ıssız sokakta birbirine karışırken sanki sevdiğim adamla son kez sarılıyor gibiydik...
Kaoossss...
Yorumlarınızı bekliyorum 🌸
![](https://img.wattpad.com/cover/229521342-288-k294007.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİR♡AY
RomanceHoşlandığım kızın abisine aşık olmuştum... ... 05...:Sarı saçlarını deli gönlümeee. Bağlamışım çözülmüyor mihribaaann,mihriban. Sarışınım:Ayrılıktan zor belleme ölümü,ölümü Görmeyince sezilmiyor mihriban,mihribaaann. Bu güzel düet için teşekkür ede...