"Seni seviyorum." Dedi Yoongi içtenlikle. Bunu gerçekten söylemeyi istiyordu ama yapabileceğinden emin değildi. Hoseok'un onu reddedip, dalga geçmesinden korkuyordu.
Karşısında duran Hoseok'ta utangaç gülümseme ile "Ben de seni seviyorum." Diyerek başını eğmişti. Acaba bu bir gün gerçekleşecek miydi? Bir gün oynanan bu sahnenin gerçeği olacak mıydı?
...............
Edebiyat Öğretmeni Eunji elinde ki kağıtlar ile konferans salonuna giren zeki öğrenciye baktı. Buraya yeni geldiği için biraz bilgi alması gerekiyordu okul hakkında. (!) Özellikle de Hoseok ve Yoongi ile ilgili gerekli bilgileri öğrenmesi gerekiyordu.
10. sınıflar ile yazdığı eşcinsel tiyatro da ikisinin başrol olarak oynamasını istiyordu. Birbirlerinden nefret ettiğini bile bile ikisini o tiyatro da oynatmak istiyordu ve bunu yapacaktı da. Zor da olsa bunun olmasını sağlayacaktı çünkü o ikisinin bu tiyatroyu çok iyi oynayacağından emindi.
"Beni çağırmışsınız hocam. Bir şey mi oldu?" Kalın çerçeveli ve uzun boylu çocuk gülümseyerek konuştuğunda Eunji'nin içi bir hoş olmuştu. Bu çocuğu seviyordu. Zeki bir öğrenciyi kim sevmezdi ki? "Biliyorsun Namjoon buraya geleli 1 ay oldu ve ben hala bu okula alışamadım. Görev yaptığım okullara göre burası fazla garip."
"Benden ne istiyorsunuz hocam?" Gözlüklerini düzelterek gülümsemeye devam etti. Bu hocayla iyi anlaşacağını umuyordu. "Direkt sadede geliyorum. Bana Hoseok ve Yoongi ve biraz da onların arkadaşlarını anlat. Onlar hakkında merak ettiklerim var." Dediğinde Namjoon kaşlarını çattı. O homofobik ve birbirinden nefret eden ikiliyi ne yapacaktı ki? "Hadi Namjoon. Zamanımız daralıyor." Saatine baktı edebiyat öğretmeni.
"P-peki tamam. Şey bildiğim kadarıyla Hoseok'un ailesinin durumu iyi. Zengin değiller ama maddi durumları her şeye el veriyor. Hoseok'un biraz renkli bir kişiliği var. Saçlarını sürekli boyatır. Şu sıralar ise kırmızıyı daha çok kullanıyor. Dersleri iyi. Genellikle okul formasının üstüne renkli ince veya kalın hırkalar giyer. Ben bunların kişiliğini yansıttığını düşünüyorum. Arkadaşlarına gelirsek, onlar biraz tuhaf. Jin genellikle Hoseok ve Yoongi kavga ettiklerinde yanında taşıdığı poşetten çekirdek çıkartarak Yoongi'nin arkadaşları ile dedikodu yapmaya başlıyor. Taehyung ise kendi halinde gibi. Yani esprileri olmasa daha halinde gibi."
Eunji Namjoon'u pür dikkatle dinlerken bir yandan da içindeki havai fişek patlamalarını durdurmaya çalışıyordu. Bu iş çok heyecanlı olacaktı.
"Yoongi ise Hoseok'a göre hareketsiz biri. Yani sporunu yapıyor ama bir şey istediğiniz zaman elini dahi kıpırdatmıyor. Hoseok gibi ailesinin durumu iyi. Bir motosikleti var. Her gün onunla okula gelip gidiyor. Dersleri gayet iyi. Uyuşuk biri gözüküyor. Arkadaşlarından Jimin bazenleri bana deliymiş gibi geliyor. Saçları gibi sarı bir mikrofonla gezip Yoongi'nin başında şarkı söyleyip duruyor. Jungkook ise sakin biri. Yani o bir şey yapmıyor. Onu pek bilmiyorum açıkçası."
Daha çok Jungkook'tan emin değildi. O biraz onlara göre normaldi.
"Uzun lafın kısası Hoseok ve Yoongi birbirlerinden hiç hazzetmezler. Aynı ortamda bulunmak zorunda kaldıkları zaman birbirine öldürecekmiş gibi bakar ve daha sonra gereksiz şeyler için birbirlerine girerler. Okulda da bilinirler. İkisinin de popülerliği yüksektir. Anlamadığım şey ise neden benden bunları istediğiniz? Yani bunları öğrenip ne yapacaksınız?" Dediğinde öğretmenin dudaklarında ki kıvrak gülümseme arttı.
"Hiç sadece bir şeyler denemek istiyorum." Kapıdan giren iki 9. sınıf öğrencisini görünce Namjoon'a "Sen gidebilirsin ve bu bilgiler için teşekkür ederim." Dedi. Zeki öğrenci çıktıktan sonra 9. sınıf öğrencilerine yaklaştı. Kahverengi saçlıya dönerek "Soobin sen git ve bana 12. sınıf öğrencisi olan Jung Hoseok'u çağır." Dediğinde Soobin adında ki çocuk konferans salonundan çıktı. "Ve sen Yeonjun, sen de bana 12. sınıf öğrencisi olan Min Yoongi'yi çağır." Dediğinde Yeonjun yutkundu. Yoongi'den biraz çekiniyordu. Yoongi Hoseok'a göre sinirli biriydi. Başını salladıktan sonra vakit kaybetmeden Eunji'den uzaklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Theater |Sope✔
Romanceİki homofobik olan Yoongi ve Hoseok eşcinsel bir tiyatro da nasıl başrol olabilirdi?