#Hoseok'tan
Bir ders daha sonlanmıştı ve canım çok sıkılıyordu. Taehyung ve Jin beni sinir etmek için başımda konuşup iki de bir beni dürtüyorlardı. Sadece geçen sefer yapamadığım ama bu sefer de yapmak için can attığım şeyi yapacaktım. Kafamı sıraya koyarak gözlerimi kapatacaktım.
"Hey Hoseok uyuma!" Taehyung işaret ve orta parmağı ile koluma baskı uygularken acıdan gözlerimi açmak zorunda kalmıştım. "Ya kes artık! ŞURADA MÜHİM BİR İŞİM VAR!" Dediğimde koca ağzını açarak kahkaha atmıştı. "Uyumak gibi mi?" Dediğini umursamayarak tiyatro metnine göz gezdirmiştim. Uyumama izin vermiyorlarsa ben de biraz edebiyat için çalışırdım.
Hem ben onlara küsüm. Mümkünse benimle konuşmasınlar. "Ben diyorum ki o gün için alışverişe gidelim. Sence nasıl fikir Hoseok?" Kafamı kağıttan kaldırarak bana hevesle bakan ikiliye "Neyden bahsediyorsunuz?" Dedim. Onları dinlemediğimi elimden geldiğince belli etmiştim zaten ama daha neyi soruyorlardı?
"Ya sabahtan beri konuşuyoruz ve sana bir şeyler anlatmak için ter döküyoruz ama sen bizi dinlemiyorsun! Yazıklar olsun sana!" Bir dakika ya. Haklı taraf ben iken nasıl haksız duruma düşmüştüm ki? "Sen ne biçim arkadaşsın!" Taehyung'tan da azarı yedikten sonra kağıdıma geri döndüğümde Jin elini omzuma koyarak "Tamam üzgünüm ve özür dilerim. Lütfen beni affet." Dediğinde Taehyung kaşlarını oynatarak bir şeyler anlatmaya çalıştığı zaman Jin kendince cevap vermişti. Taehyung'ta oflayarak bana dönmüş ve "Tamam ben de özür diliyorum. Bir daha böyle bir şey olmayacak söz." Dedi. Şüphelenmiştim. Kesin bir şeyler çeviriyorlardı. Neyse sonra çıkar kokusu.
"Bir cevap vermeyecek misin?" Jin yavru köpek bakışı atarken Taehyung'ta ona uymaya çalışıyordu. Sadece çalışıyordu çünkü bir lamadan başka bir şeye benzemiyordu. "Tamam tamam affediyorum." Kendimi gülmeye zorlamış ve ellerini sıkı sıkı tutmuştum. Bu özürler pek inandırıcı gelmemişti.
Öğlen arasına yavaş yavaş yaklaşırken can sıkıntısı ile kağıda baktım. Yoongi ile tekrar bir bakışma yaşamak istemiyordum. Zaten o bakışmayı ikimiz de zorlanarak yaparken Eunji hoca tekrar tekrar başa aldırmıştı. Görüyordu çünkü birbirimize olan nefretimizi ama inatla bunu yapmaya zorluyordu ikimizi. Hayatım zehir olmuştu sayesinde. Bir de söylediğimiz kelimeler ne kadar da cıvıktı?
"Jin çekirdeğini çıkarmayı unutma. Bugün öğle arasının tamamında çitleyeceğiz çünkü." Bana ima yaptığını anladığımda tek kaşımı kaldırdım. "Eunji hocaya sizi almamasını söyleyeceğim." Tehtidimin karşısında dudağını büktü Taehyung. "Ama Hoseok ya!" İsyan ederken Jimin de gülümseyerek ellerini Taehyung'un omzuna koyarak daha fazla konuşmasına izin vermemişti. "Jungkook diyor ki kısa bir toplantı yapalım." İkisinin de kolundan tutarak kendisine çekmiş, önümdeki sıradan kaldırmıştı.
Oh be biraz kafa dinleyebilecektim! Sıradaki dersin kitaplarını çıkararak hocanın gelmesini beklemeye başlamıştım. Dersin fizik olmasına üzülüyordum.
Ders başlamış ve Taehyung hiçbir şey yapmadan yerine oturarak uslu uslu kitabını açmıştı. Bu çok şaşırtıcıydı açıkçası.
Öğretmen sandalyeye oturduktan sonra sınıf defterini doldurarak öğrencilerden kaldığı yeri öğrenmiş ve kendisiyle getirdiği kitaplardan birkaç şey okuyarak tahtaya kalkmak adına hareketlendiğinde kaşlarını çatmıştı. Bir şey mi olmuştu? Taehyung yoksa yine bir işler mi karıştıyordu?
"Sandalyeye Japon yapıştırıcısı mı sürdün?" Jin gülmemek için çaba sarf ederken bir yandan da Taehyung'la konuşmaya çalışıyordu. "Dersten kalmak mı istiyorsun?" Taehyung'a ithafen konuşurken Jin "Aman boşver. Azıcık eğleniriz hem fena mı?" Dedi. Evet kabul ediyorum bu iki arkadaşım tam bir deliydi. Dersten kalmaktan asla korkmuyorlardı. Özellikle de adı Taehyung olan arkadaşım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Theater |Sope✔
Romanceİki homofobik olan Yoongi ve Hoseok eşcinsel bir tiyatro da nasıl başrol olabilirdi?