*Bu bölümü yazarken 😳 böyle oldum biraz. Siz de okuyunca anlarsınız*
Dakikalardır Taehyung'un odasındaki banyo lavabo karışımı yerdeydim ve klozet ile bakışıyordum. Sakince oraya oturmalı ve işimi halledip hemen çıkmalıydım. Ağlayacak gibiydim! Arkadaşlarım bunu bana nasıl yaparlardı?! Deli miydi bunlar demeyecektim çünkü tam bir deliydiler hem de katıksız.
Acaba siyah desenlere sahip duşakabine mi girseydim? Aynanın karşısına geçmiş ve kan ter içinde kalan kendime bakmıştım. Az önceye göre daha kötüydüm. Eğer rahatlamazsam patlayacaktım.
#Yoongi'den
Hoseok yanımdan gittikten sonra yerde baygın bir şekilde yatan Taehyung'a doğru eğilmiştim. Birkaç hafif tokat attıktan sonra ayılmış ve elini başına atarak gözlerini kısmıştı. "Hoseok'a ne oldu?!" Diye sordum duyabileceği şekilde. Kötü görünüyordu ve bunun sebebi de Taehyung ve diğerleri olmalıydı. "Bilmem ne olmuş?" Dedi alayla. Dayak istiyordu sanırım.
"Dalgayı bırak Kim Taehyung!" Sinirle gözlerimi büyütmüş ve içindeki alevi görmesini sağlamıştı. "Git ve kendin öğren. Benim odamda. Yeşil kapılı olan." Aldığım yarı cevapla ayağa kalkmış ve üstümü silkelemiştim. Eskiden olsaydı Hoseok umurumda dahi olmazdı ama şimdi arkadaşımdı ve onu ister istemez önemsiyordum. Benim için değerli biri haline dönüşüyordu. Bundan memnundum çünkü ben de onun için o hale dönüşüyordum. Sadece ona biraz kızgındım çünkü o kız geldiği zaman beni unutmuş ve onunla ilgilenmişti. Bu da canımı sıkmış ve yanından ayrılmıştım.
Gürültülü ortamdan uzaklaşarak yeşil kapıyı aramaya başladım. Önce karşıma çiçeklerle dolu, sonra da fosfor renklere sahip bir kapı karşıma çıkmıştı. Bu nasıl bir evdi? Ben burada yaşayamazdım. Burası korkunçtu.
Yeşil kapı karşıma çıktığında gülümsemiş ve hiç düşünmeden içeri girmiştim. Büyük ve geniş bir odaydı fakat bu beni ilgilendirmiyordu. Sesler gelen yere yaklaşmış ve kulağımı kapıya dayamıştım. Sakince işaret parmağımı kapıya vurmuş ve "Hoseok orada mısın?" Diye sormuştum. Garip sesler geliyordu ve ne olduğunu anlayamıyordum. Yoksa içeri de biriyle bir şeyler mi yapıyordu? Yanlış bir zaman da mı gelmiştim?
"Hayır değilim!" Sesini duyduğumda gülme isteğim birdenbire arttı. "Orada değilsen o konuşan kim peki?" Dediğimde iç çekme sesleri duymuştum. Hoseok'a zehir içirmiş olabilirler miydi? Sonuçta acayip arkadaşlara sahipti benim gibi. Yaparlardı kesin. "Hoseok sen iyi misin?" Endişeliydim. Umarım ona zarar vermemişlerdir. "Hayır değilim! Hem de hiç değilim!" Ne olmuştu ki? Kesin ona zehir falan içirdiler. Bunun başka bir açıklaması olamazdı. "Sana bir şeyler mi içirdiler?"
"E-evet bana ila-çlı gazoz içirdiler!" Sesi titriyordu. "Ne ilacı içirdiler sana?" Kapının arkasından konuşmak zordu. Ne zaman kapıyı açacaktı? "Azdırıcı!" Dediğini duyduğumda gülmemi tutamamıştım. Azdırıcı mıydı? Ben de zehir falan sanıyordum. "Gülme Yoongi! Ben çok zor durumdayım!" Diyerek inledi. Anlamadığım nokta bunu neden yapmışlardı? Hem de bu parti de. Hoseok'un rezil olma ihtimalini düşünmüyorlardı.
"Git Yoongi!" Kahkahamı duymaması için bastırmış ve "İstersen sana yardımcı olabilirim." Demiştim. Bunu dediğime hala inanamıyordum ama o benim arkadaşımdı sonuçta. "H-hayır! Git!" Cevabını aldığımda oradan ayrılmadım. "Hoseok tüm gece orada mı kalmak istiyorsun?"
"İstemiyorum!" Hırçın bir çocuk gibiydi şu an. Söz dinlemiyordu. "İyi o zaman kal orada ve Taehyung'un sevinmesini sağla!" Dediğimde ondan bir ses gelmemişti. Düşünüyor olmalıydı. "Yoongi sen bana nasıl yardım edeceksin ki?" Demişti masumca. Ben de bilmiyordum ama yapacaktım bir şeyler. "Açacak mısın kapıyı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Theater |Sope✔
Romanceİki homofobik olan Yoongi ve Hoseok eşcinsel bir tiyatro da nasıl başrol olabilirdi?