Okula 1 saat daha erken gitmiştik. Jimin disko toplarının çoğunu bana ve Jungkook'a taşıtmış, Taehyung ile de bize söylemediği ağır poşetleri okula kadar taşımıştı. İçinde ne vardı merak ediyordum açıkçası. Ne kadar ısrar etsekte bize söylememiş, sadece sürpriz olduğunu ve bir daha sormamamız için bizi uyarmıştı. Neyse eninde sonunda öğrenecektik zaten.
9 ve 10. sınıfların gelmemesi için Eunji hoca ile konuşmuş ve bir şekilde ikna etmiştik. Bir de onlar gelirse başımıza bela olurlardı. Hepsi küçük bir bebekti. Okulda olup bitenleri ailelerine yetiştirebilirlerdi. 11. sınıflar bizim kadar akıllı oldukları için bir şey demeyeceklerini düşünerek onların okula gelmesine izin vermiştik. Şimdi ise ben Eunji hocanın fazladan getirdiği süslemelerle uğraşıyordum.
Jungkook içecekleri çıkarırken Jimin hepsini bir bardağa dolduruyordu. Yani sanırım dolduruyordu. Daha çok içlerine bir şey katıyor gibiydi. Emin değilim ama umarım saçma bir şey yapmıyordur. Sonuçta o Park Jimin'di. Taehyung Jimin'e "Sen ne yapıyorsun öyle?" Dediğinde sarı kafa etrafa bakınarak "Hiçbir şey." Demişti. Tabii ki de Taehyung bunu yememişti. En az benim kadar akıllıydı. "İçine bir şeyler daha ekledin Jimin. Gözlerimle gördüm."
"Şştt sessiz ol." İşaret parmağını kalın dudaklarına götürdü. "Ne koyuyordun peki? Onu söylersen sana yardım eder ve kimseye söylemem." O kimseye söylemese bile ben söylerdim. "Hani benim babamın barı var ya. İşte oradan biraz içki getirdim. İçine onları aktarıyordum." Ne?! Jimin'in aklında beyin olmadığını biliyordum ama bu kadar olduğunu bilmiyordum. BİZ OKULDAYDIK YA! MÜDÜR ÖĞRENİRSE BİTERDİK!
"Jimin!" Diyerek süslemeleri bırakmış ve dikkatini çekmiştim. Tamam risk almayı severdim ama bu fazla değil miydi? "Çabuk onları çöpe dök!" Yanına giderek birkaç bardağı elime aldım hızla. "Neden dökecekmişim?" Birazdan Eunji hoca bizi yoklamaya gelecekti. Eğer bunu öğrenirse bir daha bize güvenmezdi. "Sen nedenini daha iyi bilirsin."
"Duydun demek. Neyse önemli değil." Dedi umursamazca. "Disipline gitme ihtimalimiz var. Bunu hiç düşünmüyor musun?" Tabii onun düşünmesine gerek yoktu. "Jin merak etme hiç kimseye bir şey olmayacak. Bunlar hafif." Aklıma Taehyung'un verdiği içkili parti geliyordu. Hoseok bizi şikayet ettiği için o gün herkese rezil olmuş ve cezalar almıştık. Bunun bir daha yaşanmasını istemiyordum. "Öğrencilerden biri şikayet ederse biz biteriz."
"Bak tüm amacım Hoseok ve Yoongi'nin biraz kendilerinden geçmesi. Anladın mı? Tek amacım bu. O yüzden yapıyorum bunu." İnanmıyordum. Onun amacı insanlardan sırlarını öğrenip istediğini yaptırabilmekti. Jimin böyle biriydi. Maalesef arkadaşımı tanıyordum. "Jimin sana güvenmiyorum." Dedim direkt ve zaten o bunu biliyordu. "Okul kameraları bozuk. Korkma."
Of Eunji hocam of! Şu deli iki homofobiği birleştirmek için nelere katlanıyordum! "Ne yaparsan yap ama sakın beni bir şeye katma. Benim bundan haberim hiç olmadı." Diyerek işime geri döndüm. Bugünün çabuk bitmesini istiyordum.
#Hoseok'tan
Evden çıkmış ve okula doğru gidiyordum. Buraya kadar her şey güzeldi fakat Daeho denen insanı gördüğümde ağlamak istemiştim. Peşimi bırakmıyordu. Gün boyu bana yapışıp doğduğundan beri olan olayları anlatıyordu. Bu beni ilgilendirmiyordu ki! Ben sadece Yoongi ile takılmak ve hissettiklerimden emin olmak istiyordum ama o buna izin vermiyordu!
"Merhaba Hoseok!" El sallayarak koluma girmişti. "Merhaba Daeho." Dedim sadece. Bugün de ondan kurtulmayacaktım sanırım. Bir şey de diyemiyordum ki. Kalbi kırılsın istemiyordum. "Edebiyat ödevini yaptın mı?" Diye başladı konuşmaya. Soru soruyordu fakat cevabını beklemeden yeni şeyler söylüyordu ve ben yetişemiyordum! "Hoseok sen hiç birine aşık oldun mu?" Diye bitirdi sorularını. Buna verebilecek bir cevabım yoktu sanırım. Benden cevap alamayan Daeho "Aşık olmadın mı?" Dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Theater |Sope✔
Romanceİki homofobik olan Yoongi ve Hoseok eşcinsel bir tiyatro da nasıl başrol olabilirdi?