"Teyze ben çıktım!" Diye seslendikten sonra kapıyı kapatmış ve adımlarımı hareketlendirmiştim. Pazartesi ne yazık ki gelmişti.
Haftanın başı olan bugünü gerçekten sevemiyordum çünkü okulların tekrar tatil olmasına daha beş gün vardı. Bazen gerçekten buraya kadar gelebildiğime bile şaşırıyordum.
Hiç sevmeden lise seviyesine gelebilmiştim ve bu seviyenin de bitmesine az kalmıştı.
Egemen'e dün yazdıklarımdan sonra bana bir cevap vermemişti ama şükür ki engellememişti de.
Bu bile benim için çok çok iyi bir şeydi.
Bir yandan yürüyor bir yandan da çantamı kontrol ediyordum. İki telefon da yanımdaydı. Şayet yakalanırsam biterdim.
Bir şekilde mesajlaşmaya okulda da devam edecektim çünkü ne kadar hızlı olursam o kadar erken rahata erebilirdim. Bir an evvel hakkında önemli bir şeyi öğrenip Hale'ye söylemem gerekti ve bu sayede de o videomu elinden almış olurdum.
Okulun bahçesine girmeden önce kapıda gördüğüm küçük kedi dikkatimi çekmişti. Üşüyor gibiydi. Ona doğru yaklaştım ve yere eğildim. Yavaşça dokunmaya başladım.
"Sen ne tatlı şeysin öyle." Oldukça güzel ve tarlı bir kediydi. İlk başta benden çekinsede daha sonradan hareketlerime adapte olmuştu.
"Sen üşüdün mü pamuk şey." Dedikten sonra kucağıma aldım. Hâlâ aynı konumumdaydım. Hayvanları seviyordum ama kedilere karşı ayrı bir zaafım vardı. Şayet teyzem koysaydı eve bir sürü alabilirdim.
"Kapının orada dikilmesen mi?" Arkamdan duyduğum sesle kucağımda kesi hemen döndüm. Başımın orda dikilip kaşları çatık bir şekilde bana bakan bir adet Egemen beklemiyordum.
Hızlıca ayağa kalktım ve yutkundum. Üzerinde siyah spor bir yağmurluk vardı. Altına da gri bir kapüşonlu giymişti.
"Özür dilerim, kediyi öyle gör-"
"Derse geç kalıyorum." Dedi ve benim konuşmama dahi izin vermeden sesimi kesti. Sinirle soludum ve geçmesi için yolu açtım.
"Dersler çok umrundaymış sanki." Diye kediye doğru fısıldadım. O an durdu ve elleri cebinde bana baktı.
Duymuş muydu? Gerildim ve ona bakmamaya çalıştım. Bir şey demedi ve yoluna devam etti. Kesin duymuştu. Belki de şu an beni nasıl öldürebileceğini planlamaya bile başlamış olabilirdi.
Olabilir miydi?
Bu kadar salak düşünce yeter Eflal, sen de derse geç kalacaksın gir artık içeri.
Kediyi bekçinin olduğu yere getirdim.
"Hasan abi kedi burada durabilir mi? Çıkışı alırım ben." Diyerek bekçiden izin aldım. Hasan abi bu dediğime güldü ve başıyla onayladı. Kediyi güzelce kulübenin içine koyup üzerimi düzelttim.
Ders zili kulağıma ilişince koşar adım oradan ayrılıp sınıfa girdim. Ben girer girmez de arkamdan hoca gelmişti.
Ders başlayıp bitene kadar elimdeki kalemi evirip çevirmiştim. Sayısal dersleri sözellere kesinlikle tercih ederim. Bu dersten sonra beden eğitimine girecektik.
Ofladım. Beden hocası zorla voleybol oynatıyordu ve bunu hiç sevmiyordum. Çantamdaki eşofmanları aldım ve sıramdan kalktım.
"Hey Eflal!" Sesin nereden geldiğini ne yazık ki biliyordum. Sakinleşmek adına gözlerimi birkaç saniyeliğine kapattım.
"Ne var Hale?" Bir an evvel konuşmasını bekleyip gitmek istiyordum. Beni kenara doğru çekti ve birkaç kişinin sınıftan çıkmasına izin verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bugün Günlerden Liya | Texting
TeenfikceOkula gitmek için giden bir kızdım. Arkadaşlarım yoktu, bundan muzdarip değildim çünkü ne sınıf benden haz ediyordu ne de ben sınıftan haz ediyordum. Umursamazdım, ta ki yaptığım bir yanlışı hiç istemeyeceğim insanın öğrenip, beni istemediğim bir ş...