Bölüm 22 : kaos (part 2)

245 23 28
                                    

Ram'in bölümü

P'King'in evinden nasıl çıktım bilmiyorum. Hala bu olanların kötü bir rüya olduğuna inanmak istiyorum. Açıkçası beni kandırdığını düşündüm. Ona yaptığımın aynısını yaptı... Bu bir oyun olmalı diye düşündüm ve apartmanın önünde bekledim. Geri gelip bana sarılmasını, oyunu için özür dilemesini bekledim.

Gelmedi.

Bir süre soğuk rüzgarı üzerimde hissettim ve göz yaşlarımın düşmesine izin verdim. Çığlık atmak istiyorum, geri dönüp o adama vurmak istiyorum, sormak istiyorum...

Neden?

Nefesimi tuttum ve arabayı çalıştırana kadar vermedim. Verdiğim nefesi düşündüm ve tekrar almak içimden gelmese de aldım. Yol bomboştu.

02.46

Saate baktım. Bu saatte fazla araç olmaması çok normaldi. Evime giden yolun uzun olmasına seviniyorum çünkü evde beni onun fotoğrafları bekliyor. Hepsinden nasıl kurtulacağım? Gerçekten bitti mi yani? Devlerim bir daha onu göremeyeceği için üzülecek.

Öyleyse neden bana gülümsedi? Madem aramızda hiçbir şey yoktu... neden beni öptü? Neden bana sarıldı? P'Art nasıl biri böyle? Onda bıraktığım izlere rağmen...

Apartmanın önüne geldiğimde bir süre arabadan çıkmadım. Gülüşü, sesi, kokusu, teni... hepsi aklımdaydı. Onu istiyorum...

Başımı direksiyondan kaldırdım ve inip arabayı kitledim. Derin bir nefes aldım ve yıldızlara baktım.

Kendimi her üzgün hissettiğimde karşımda onu buluyordum. Koruyucu yıldızımdı o benim. Şimdi beni kim koruyacak? Kime sarılacağım?

P'King çok şanslı çünkü onun koruyucu yıldızı hiçbir yere gitmiyor...

Aldığım nefesi verdim ve apartmana yöneldim. Daireme çıkmak için merdivenleri kullanmak istedim. Her adımda vücudum daha da ağırlaşıyordu. Eve varıp devlerime sarılacağım düşüncesi biraz rahatlamamı sağladı.

Kapıyı açmak için anahtarımı çıkardığımda zaten açık olduğunu fark ettim. Neden? Hırsız falan mı girdi?

Yumruğumu sıkıp kapının kolunu bir anda ittirdim ancak bütün ışıklar ardına kadar açıktı. Devlerim her zamanki gibi beni karşılamak için hazır bir şekilde dizildiler. Onlara oturmalarını söyledim ve başlarını sevip etrafıma baktım.

Eğer hırsız girmiş olsaydı bu kadar sakin kalmazlardı. Mutlaka etraf dağılmış olurdu çünkü gelen yabancıyı kovmak için kesinlikle mücadele verirlerdi. Öyleyse kim geldi? Ben mi açık unuttum?

Evden en son sabah çıktığım için pek mümkün değildi.

Koridor boyunca yürüdüm. Salonun kapısında sarı postitle yapıştırılmış bir not vardı.

IŞIKLARI KAPATIP YUKARI BAK!

Postiti geri yapıştırdım ve koridorun ışıklarını kapatıp yukarı baktım. Tavan komple yıldızlarla çevriliydi. Beyaz fosforlu yıldızlar...

Küçükken hemen hemen her çocuğun tavanında üç beş tane olurdu bunlardan. Tek farkı yüzlerce olması falan herhalde. Bütün tavan komple yıldızlarla kaplıydı. Ortada duran bir tanesi diğerlerine göre en büyüğüydü ve en çok o parlıyordu.

Salona geri döndüm ve kapıyı açmaya hazırlandım. Devlerime oldukları yerde kalmaları için talimat verdim. Kapıyı açtığımda siyah beyaz salonumun farklı renklerde küçük gece lambalarıyla süslenmiş olmasına şaşırsam mı gülsem mi bilemedim. Tavana baktım ve aynı yıldız dekorasyonunu burada da buldum.

My Engineer Ram&King {fanfic} Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin