Bölüm 12 : ışık

247 26 36
                                    

King'in bölümü

"O zaman kalıyorum, Ai'Ning"

Bileğimi tutan çocuğa baktım. Şiddetli yağan yağmur durmuş, yerini dolunay almıştı. Yüzüne yansıyan ay ışığı beyaz cildinin iyice soluk kesici bir hale bürünmesine sebep oluyordu. Arkasındaki duvarda duran gölgesindeyse keskin burnu ve yüz hatları iyice belli olmuştu. Bahçeye bakan açık mavi gözleri ay ışığı ile birleşince bembeyaz olmuşlardı.

Korkutucu bir güzellik...

Onun yüzünü böyle incelediğimde ne kadar genç olduğunu daha iyi anlıyorum. Ancak bedenine baktığımda, bu kocaman vücut bana tam tersini söylüyor.

Bileğimi tutan elini hafifçe gevşetti. Bir sonraki adımı tahmin etmek zor değil, bırakacak. Elini usulca kaldırdığında havada yakaladım ve tuttum. Bu yaptığıma şaşırmıştı ancak herhangi bir mimik ile belli etmedi. Sadece güzel gözlerinin anlık titremesinden anladım şaşırdığını.

Tuttuğum eli bırakmadan yanına oturdum. Ona neyi olduğunu sormak istiyordum. Güzel gözlerine aniden çöken bu karanlığın nereden geldiğini... Ancak sormama gerek yoktu çünkü muhtemelen cevap vermeyecek yerine kaçacaktı. Şu an onu kaçırmak ise yapmak istediğim son şey. Yanında olmamı istiyorsa, istediği kadar olacağım.

Öyle de yaptım. Bütün gece hiç konuşmadan yapraklardan yere düşen yağmur damlalarını izledik ve şiddetli fırtına sonrası güneşin açmasını bekledik.

Ram'in bölümü

Küçük eli bütün gece elimi bırakmamış ; ince parmaklarını üzerine kenetlemişti.

Bütün gece, sabaha kadar baktığım bahçeye bir defa daha baktım. Güneş doğmaya başlamıştı. Kıdemlime dönüp başımla teşekkür edecek ve yatağıma dönecektim ki şimdiye kadar gördüğüm en güzel şeyi gördüm.

Doğan güneşin ışığı yüzünü aydınlatmıştı. Pürüzsüz cildi güneşle beraber iyice parlamış, adeta ışık saçıyordu. Siyah saçlarını geriye attı ve onu daha iyi görmemi sağladı. Gelen ışık ile uzun kirpiklerinin gölgesi gözünün altına düşüyordu. Küçük burnu sevimli bir şekilde oynadı. Bu oynayışı biliyordum. Hemen ardından dünyanın en güzel gülüşü gelecekti. Öyle de oldu.

Güzel yüzü döndüğünde güneşi arkasına aldı ve bana baktığında koyu gözlerinin içi parladı. Kırmızı dudaklarının kenarı yukarı doğru kıvrıldı ve kocaman açıldı. Beyaz dişleri ardından geldi ve yüzünü her zamanki sıcak gülümsemesi kapladı.

Önüne geçtiği için güneşi göremiyordum ancak bu adamın ışığı gözlerimi almaya yetiyordu.

"Günaydın Ai'Ning"

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

"Sonunda sınavlar bitti!" diye sevinç çığlığı attı Phu.

Bugün uzun zamandır hayalini kurduğum gündü ancak ben rahatlayamıyordum çünkü aklım hala babamdaydı. Bu konuda ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Sadece açıklaması olduğuna inanmak istiyorum. Ancak henüz soracak cesareti bulamadım. Babam her zamanki gibi davranıyor. Annemi, bizi çok seviyor. Belki de sadece bir yanlış anlaşılmaydı, olamaz mı?

"Peki bundan sonra ne yapacaksın Ram? Bizimle geliyor musun?" diye sordu Duen.

Sınavlar bittiği için herkes kutlamak istiyordu ancak ben hiç de parti havamda değilim. P'King'in evinde içeli daha 2 gün oldu ve canım herhangi bir şey içmek istemiyor.

My Engineer Ram&King {fanfic} Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin