35. Burası Dark Daffy Pink Duck

511 152 194
                                    

-BURASI LİSE-
Dark Daffy Pink Duck
35. Bölüm

#Okul bahçesi- Bank toplantısı

Özel saray niteliği taşımaya başlamış, mülk haline getirilmiş ağacın altındaki bank bugün nufüs artırmıştı. Okul bahçesinde olmasına rağmen onları dertten uzak tutan bank her gün gittikleri park gibi hissettiriyordu.

Yeni katılımcı: Meriç’ti... Karşısına Kardi, Acayip Gizli Cemiyeti örgütündekileri almıştı. Üçlü kardi -Ufuk, Uzay, Y.Efe- onlara bakarken yanında oturan Aslı’da kafasını ona çevirmişti.

Ne söyleceğini hepsi merak ediyordu. Fakat Uzay ve Aslı’nın aklında geçen öldürüp gömme planları birbirlerine gizemli bakış atmaları ile belli oluyordu. Aslı tehlike saçan bakışları ile Meriç’in boynuna bakıp nereye vursa direk bayılır diye hesaplamaya çalıştı.

Dün kankiloştoşko buluşması nedeniyle minnettardı. Ufuk’a gerçeği açıklama cesaretini o vermişti. Fakat abisinin sürekli baskıladığı psikolog meselesinin kaynağı da Meriç'ti.

Meriç dibine kadar yaklaşan Aslı’nın bu halinden çekinerek ondan biraz uzaklaştıktan sonra açıklama yaptı.

“Size aradığınız şeyi göstereceğim.” diyerek açık bir çekin yüzünü onlara gösterdi. Uzay burun kıvırıp onu ciddiye almadı. “Sen ne biliyorsun, biz ne arıyoruz?” ortalarında oturduğu arkadaşlarından Yağız Efe’ye kafasını çevirdi.

“Bu kötü çocuğun da işi gücü artistlik.”

Meriç, sürekli kendisine karşı cepe alan Uzay’a sitem etti. “Uzi, bi sal beni.”

Ona Uzi diye hitap etmesi herkesi şaşırttı. En çokta Uzay’ı, gözlerini kırpmadan Meriç’i incelerken “Aa, adımı biliyor. Şey gibi hissettim.” diye ağzında bir şeyler geveledi.

Onun sözlerini tamamlamaya çalışan Ufuk hevesli bir şekilde sırıtırken arkadaşına yakınlaştı. “Baba demiş gibi mi hissettin?”

Baba kelimesinin şoku kendine gelen Uzay, neredeyse yüzüne değecek olan arkadaşını kendinden uzaklaştırdı. “Tövbe de bunun gibi çocuğum olsun diye nasıl bir günah çukuruna düşmüş olabilirim.”

Meriç elini onlara doğru uzatıp havada salladı. Bir mola bayrağı gibi salladığı eli ile dikkatleri kendine çekmeyi becerdi. “Bana bakın, dinliyor musunuz beni?”

Yağız Efe bacağının kenarına sakladığı telefonu havaya kaldırıp gizlediği kulaklığını ortaya çıkararak cevap verdi. “Yok. Yeni şarkı çıkmış ben onu dinliyorum.”

Ufuk kollarını birbirine bağlayıp örnek öğrenci moduna girdi. Sevecen bir şekilde “Tamam yeni canım arkadaşım, pek değerli Meriçciğim, ben dinliyorum seni.” dedi.

Uzay onların duymasını pek önemsemeden Yağız Efe’ye dönüp aşikâr dedikodularını yaptı. “Bu da güya Meriç onları kavuşturdu diye sevgi selinde.”

Bu işin gittikçe uzayacağını anlayan Meriç, zil çalmadan ve onlarla takıldığını diğer öğrenciler daha fazla görmesin diye hızlı oldu. “Okul çıkışı ben sizi götüreceğim. Aradığınız şeyi vereceğim ama bir şartım var.”

Sözleri bittiğinde karşısındaki üçlünün elleri hemen ceplerine gitti. Ufuk, cebinde bulamayınca elini koynuna atıp para bulmaya çalıştı. Hazır elini koynuna sokmuşken bir şey bulamayınca göğsünü kaşıyıp elini çıkardı. Meriç yüzünü buruşturarak ona tepki verirken Uzay masaya para koydu.

“Benim yirmi liram var.”

Sırasını savma peşinde olan Yazğı Efe hızlı hareketlerde bulunarak belki dikkat çekmez diye masaya bozuklukları bırakıp çekildi. “Bende de bir iki lira çıktı.”

BURASI LİSEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin