23. BÖLÜM

2.3K 96 10
                                    

YİNE UZUN BİR ARADAN SONRA BİRLİKTEYİZ. MALUM SINAV HAFTASI ESKİŞEHİR'İN HAVA DURUMUNDAN DOLAYI OLAN TATİLLERDEN SONRA SINAV AYINA DÖNDÜ. BU YÜZDEN BÖLÜM ÇOK GECİKTİ. ÇOK ÖZÜR DİLERİM. 

BU BÖLÜM KISA OLDU. UMARIM BEĞENİRSİNİZ. HERKESİ ÇOK ÇOK ÖPÜYORUM....

URAS

Belki şans demeli insan buna. Belki de kader. Ne demeli bilmiyorum aslında. Tek bildiğim yanımda yatan bu hatun benim. Benim kadınım. Soyismimi alacak olan hatun.

Konuşmadan baktığında dedim ki ‘’Olmadı yine! Beceremedin!’’ Korktum. Çok korktum. Üzülecek diye, beğenmeyecek diye… Ama ben o kadar şanslıyım ki bu güzellik benim karım olacak. Kabul etti. Evlenirim dedi.

Teklifimi kabul ettikten sonra otele gelmiştik. Aslında eve gitsin ve ailesine evleneceğimizi söylesin istemiştim. Ama o bu gece benimle olmak istemişti. Yanımda yatan kadını kendime daha da çekip sıkıca sarıldım. Kokusu bundan sonra hep benimle olacaktı. Kelebekler uçuşacaktı evimizde.

Sabah kalktığımda yanımda beklediğim hatun yoktu. Yastığın üzerindeki notu aldım. ‘’Aşkım annemlere konuşmaya gidiyorum. Seni seviyorum!’’

Saate baktığımda 12 olduğunu görmemle yataktan kalkmam bir oldu. Kelebek çoktan konuşmuştur ailesiyle. Hemen telefonumu elime alıp Kelebek’i aradım.

‘’Hayatım ben yeni uyandım ve sen ailenle konuştun mu?’’ Kelebek’den ses çıkmıyordu. Beni daha da meraklandırmıştı. ‘’Kelebek ne oldu?’’ Hala konuşmuyordu. Tam konuşacaktım sesini duydum. Ağlayan sesini…

‘’Hemen bize gel Uras’’

Üzerimi emen değiştirdim ve otelden çıktım.

1)Kelebek neden ağlıyordu?

2)Onu kim ağlatmıştı?

3)O herifse onu öldürürüm!

4)Neler oluyor lan!

Arabayı nasıl sürdüm. O yıl nasıl uzadı hiçbir fikrim yok. Arabayı park edip hemen Kelebeklerin kapısını çaldım. Nurgül Teyze açtı kapıyı. İşin kötü yanı o da ağlıyordu.

‘’Kelebek nerede?’’ kükremiştim resmen. Kim olursa olsun onu kimse üzemezdi. Nurgül Teyze ‘’Odasında ama bir din…’’ cümlesinin devamını söyleyemeden Mustafa Amca kapıya gelmişti. İşte o an ne olduğunu anlamadan yediğim yumrukla yere yığıldım. Burnum kırılmıştı galiba. Kelebek’in koşarak yanıma geldiğini ve bana sarılıp babasına bağırdığını hatırlıyordum. Ama gerisi yoktu.

Uyandığımda bir yatakta yattığımı fark ettim. Kelebek’in odasındaydım. Kelebek koltukta uzanmış bana bakıyordu. ‘’Neler oluyor Kelebek?’’

Sessizce yerinden kalkıp yanıma geldi. Bana sıkıca sarıldı. ‘’Ben eve geldim. Annemler yemek yiyordu. Ben de oturdum ve yüzüğümü göstererek dün olanları anlattım. Ama… Ama babam evlenmemize karşı çıktı.’’

‘’Ne demek karşı çıktı ya? Nasıl çıkar ya? Bu olamaz anladın mı sen benim karım olacaksın. Gerekirse kaçırırım seni. Şimdi sil o göz yaşlarını ve tut elimi. Babanın yanına gidiyoruz!’’

Kelebek ile el ele Mustafa Amcanın karşısına çıktığımızda önce yüzüme sonrada ellerimize bakıp oturduğu yerde dikleşti. Oturmamızı gösteren eline bakarak konuşmaya başladım. Oturmaya niyetim yoktu. ‘’Mustafa Amca ben Kelebek’i seviyorum ve evleneceğim. Her ne olursa olsun o benim kadınım. Yarın akşam iste…’’ Mustafa Amca lafımı kesmişti.

DÜŞTEN GÜZELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin