Akın'danAVM'den ayrıldıktan sonra hemen eve geçmeye karar verdim. Hala aklıma takılan bir şey vardı, o kıza gerçekten de kaba davranmıştım öyle yaparak. Ama ne yapayım? Ben bir kadına samimi davranamıyorum, bana uymuyor, beni sıkıyor. Bunları düşünürken Oya beni aradı.
Telefon konuşması
-Akın çabuk benim evime gel. (Oya)
-Ne oldu? (Akın)
-Gel işte çok kötü bir şey oldu! (Oya)
-Tamam geliyorum hemen. (Akın)Telefon konuşması bitti
Vitesi hızlandırıp hemen Oya'nın evine gittim. 10 dk sonra evine vardım, çok yakındı zaten evi. Kapısını çalacaktım ki kapı zaten açıktı.
İçeri girdim, her yer karanlıktı. Salonun kapısını açtım ve ödüm koptu.-SÜRPRİZZZZZ!!! (Oya)
-DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN AKINNNN!!! (Arkadaşlar)
-Ne oluyor burda? (Akın)
-Akın bugün senin doğum günün! Unutacağımızı mı zannettin? (Oya)Ben her yıl zaten bugünü hatırlamamak için elimden geleni yapıyorum, Oya'da her yıl aynı şeyi yapıyor.
-Parti bitti arkadaşlar, hadi herkes gitsin! (Akın)
-Nasıl yani? Gidelim mi biz? Akın biz bugün senin için toplandık burda. Bizi kovuyor musun? (Arkadaş)
-Toplanmayın bir daha benim için, istemiyorum! (Akın)Salondaki herkes gitti evden. Sadece ben ve Oya kalmıştık.
-Neden yapıyorsun? Her sene aynı şeyi yapıyorsun! Sıkıldım artık. Ben bugünü unutmaya çalışırken sen bana her seferinde hatırlatıyorsun! (Akın)
-Seni hayata bağlamaya çalışıyorum! Görmüyor musun?! (Oya)
-Çalışma, istemiyorum! Sen anlamıyorsun beni. Ben bugünü hafızamdan silmek istiyorum. Hatta hiç doğmamış olayım istiyorum. Sen benim yaralarımı deşiyorsun! Gerçekten sıkıldım artık! (Akın)
-Defol git o zaman! (Oya)
-Giderim ben ama sonra arkamdan çok ağlama. (Akın)
-Ağlamam! (Oya)Evden çıkıp arabama bindim. Bu her sene olan konuşmayı yine tekrarlamıştık ama bu sefer daha kötüydü. O kadar çok sinirlenmiştim ki şu an 150'yle gidiyordum. Birden önüme bir araba çıktı, frene bastım ama çok geçti. Birbirimize çarptık. Neyseki çok bir şey olmamıştı.
Ebru'dan
Hayvanın biri bana çarpmıştı. Neyseki bana bir şey olmamıştı. Sadece kafam direksiyona çapmıştı ama o da çok acımamıştı.
Arabadan indim. Arabama çarpan adam kim olabilir dersiniz? Karşımda samimiyetsizlikte zirve yapmış adam duruyordu; AKIN AKINÖZÜ. Şimdi bir kaza yüzünden karşı karşıyaydık.-Yine mi sen? (Akın)
-Tesadüf işte😒. (Ebru)
-Biz bu işi polis çağırmadan halletsek olur mu? Hiç bununla uğraşacak vaktim yok. (Akın)
-Bende uğraşmak istemiyorum zaten. (Ebru)
-Arabanın sigortası var mı? Yoksa ben karşılarım. (Akın)
-Arabamın sigortası var, hem olmasa bile ben kendim karşılarım. (Ebru)Akın bana yaklaştı, baya baya yaklaştıktan sonra cebinden peçete çıkarttı ve başıma tuttu.
-Başın kanıyor, hastaneye gitmemiz gerekiyor. (Akın)
-Başım mı kanıyor? Acımıyor ama. (Ebru)Birden başım dönmeye başladı. Daha fazla dayanamayıp bayıldım.
Akın'dan
Ebru bayılmıştı. Yere düşmesine izin vermeden tuttum. Arabam çalışır durumda olduğu için onu kendi arabama götürdüm. Ebru'nun arabasının anahtarını kontaktan çıkartıp arabayı kilitledim. Hızlıca onu hastaneye götürdüm.
Ebru'yu müşahede odasına aldılar. Oradaki bir sandalyeye oturdum ve beklemeye başladım.
Bugün hiç bitmeyecekti sanırım, hayatım belalardan ibaretti zaten. 15 dk sonra doktorladan biri çıktı.-Hastanın yakını siz misiniz? (Doktor)
-Arkadaşıyım. (Akın)
-Arkadaşınız kafasına sert bir darbe almış. (Doktor)
-Az önce kaza yaptı, ondan olabilir mi? (Akın)
-Olabilir, zaten şu an iyi durumda. Endişelenecek bir şey yok. Sadece gece burda kalsa iyi olur. Siz yanında kalabilir misiniz? Uyumaması lazım bütün gece boyunca. (Doktor)
-Tabi, ben kalırım yanında. (Akın)
-Biz şimdi onu normal odaya alıcaz. Siz ilgilenirsiniz. Sabaha kadar bir şey olmazsa taburcu olur. (Doktor)
-Tamam. Çok teşekkürler. (Akın)Bir kaç dakika sonra normal odaya alındı. Hemen bende odaya geçtim.
-Ben kafamı direksiyona çarptım ama acımamıştı. Neden böyle oldu ki şimdi? (Ebru)
-Demek ki bir şeyler olmuş ama sen hissetmemişsin. Bu arada sabaha kadar uyumaman lazım. Uyumaman için yanında durucam sabaha kadar. (Akın)
-Sanada rahatsızlık veriyorum. Çok özür dilerim. (Ebru)
-Sorun değil, kaza benim yüzümden oldu zaten. (Akın)
-Teşekkürler. (Ebru)
-E madem tüm gece uyumayacaksın anlat yani kendini anlat. (Akın)
-27 yaşındayım, 5 yıldır oyunculuk yapıyorum. Son 2 yıldır da bir dizide oyunuyorum. Sen? (Ebru)
-30 yaşındayım, 7 yıldır oyunculuk yapıyorum.
Bende 1,5 yıldır bir dizide oynuyorum. (Akın)
-Sevgilin de var sanırım. Değil mi? (Ebru)
-Herkes öyle düşünüyor ama öyle değil. Biz Oya'yla aynı ajanstaydık, orda tanıştık. Nerdeyse 10 yıldır birbirimizi tanıyoruz. Çok yakın arkadaşız, insanlar neden böyle düşünüyor anlamıyorum. (Akın)
-Seni anlıyorum, benimde partnerimle böyle haberlerim çıktı. Zor gerçekten. Yalan olsa bile bir sevgilin var mı peki? (Ebru)
-Yok, ben pek aşk adamı değilim zaten. (Akın)
-Biliyor musun ben aşkı çok severim, farklı bir duygu. Her şeyi iyileştiriyor bence. (Ebru)
-Ne demiş minik serçe? "Aşk için ölmeli, aşk o zaman aşk". (Akın)
-Vay aşk acısı mı çektin yoksa? (Ebru)
-Kim bilir? (Akın)
-'Hakk'ın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın. "Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir" diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını? Demiş Şems-i Tebrizi. Hayatı akışına bırak belki bir gün doğru kişi çıkar diyorum ben. (Ebru)
-Şems-i Tebrizi demekki, çok severim ama ben aşka olan inancımı kaybettim. Yani aşk kötü bir duygu, masallar diyarı değil benim için. (Akın)
-O kadar emin konuşuyorsun ki... belkide aşık olacağın kişi çok yakınındadır ve sen ona aşık olunca bütün o imkansız dediğin her şey bir bir gerçekleşir. (Ebru)
-Hayatta neler olacağını bilemeyiz tabikide ama benim kalbim izin verse mantığım izin vermez aşka. (Akın)
-Neyse, bu konuyu kapatalım. Güzel şeylerden bahsedelim. Doğum günün ne zaman? (Ebru)
-Bugün, bugün benim doğum günüm. (Akın)
-Gerçekten mi? (Ebru)
-Gerçekten. (Akın)
-Doğum günün kutlu olsun, nice yaşların olsun. (Ebru)
-Benim için bu günün pek önemi yok aslında, pek umursamıyorum. (Akın)
-Neden ki? Doğum günleri her zaman benim için çok özel olmuştur. (Ebru)
-Bana saçma geliy... (Akın)Telefonum çaldı. Oya arıyordu, açtım.
Telefon konuşması
-Akın ben özür diliyorum. (Oya)
-Neden? (Akın)
-Yaptıklarım için. Kötü bir niyetim yoktu. (Oya)
-Oya bak biz bunları hep tekrarlıyoruz, hemde her sene. Sen benden özür diliyorsun ben seni affediyorum. Artık buna bir son verelim. Yapma olur mu? Doğum günümü bir daha kutlama. (Akın)
-Tamam, söz bir daha olmayacak. Beni affediyor musun? (Oya)
-Ben seninle küs kalabilir miyim ki? Affediyorum tabi. (Akın)
-Bir daha beni affetmeyeceksin sandım. Nerdesin şimdi? (Oya)
-Hastanedeyim. (Akın)
-Ne?! Ne yapıyorsun hastanede?! Sana bir şey mi oldu? (Oya)
-Hayır bana bir şey olmadı. Kaza yaptım, bir araca çarptım. Araçtaki arkadaş bayıldı onu hastaneye getirdim. (Akın)
-Ohhh. Peki iyi mi şu an bayılan kişi? (Oya)
-İyi iyi, sadece sabaha kadar uyanık kalması lazım her ihtimale karşı, onun yanında duruyorum şu an. (Akın)
-İyi o zaman, sen arkadaşınla ilgilen biz sonra konuşuruz. Görüşürüz. (Oya)
-Görüşürüz👋. (Akın)Telefon konuşması bitti
Canlar selam, yeni bölüm geldi. Bakalım beğenecek misiniz. Umarım çok beğenirsiniz çünkü ben çok keyif alıyorum. Bu arada 2 hafta sonra neler olacağını hala öğrenemedik. Bakalım neler olacak. Yorumlarınızı bekliyorum 😉⚡️💫
15 vote
20 yorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son bir defa - AkRu (DURDURULDU)
FanfictionAkın ve Ebru'nun çok farklı hayatları birden kesişir. İkisi de hayatlarında çok şey yaşamış insanlar... Peki aşk her şeyi affeder mi? Ya da kabuk tutmamış yaraları iyileştirir mi? (Gerçek kişilerle alakası yoktur)