1 ay sonraEbru'dan
O günün ardından tam 1 ay geçmişti, herkes ayrılığımızı konuşuyordu. Bu geçen 1 ayda ben hala toparlanamamıştım. Kabullenememiştim bu ihaneti. Evet sahte bir ilişkiydi ama yinede beni yarı yolda bırakmıştı. Akın'dan başkası olsaydı canımı bu kadar acıtmazdı belkide.
Artık kendime çeki düzen vermem lazımdı. Dışarıya çıkıp bir şeyler yapıp kafamı dağıtmam lazımdı. Bütün diziler sezon finali yapmıştı benimde dizim dahil. Bu yüzden çok zamanım vardı. Bu akşam dışarda yemek yemeye karar verdim. Hazırlanıp evden çıktım. Arabama bindim ve en sevdiğim mekanlardan birine gittim. Bir masaya oturdum ve masayı donatmalarını istedim. Kendimi bir erkek yüzünden üzüyordum resmen. O benim üzüntümün yarısını bile yaşamamıştır. Hem artık 1 ay geçmişti, beni unutmuştur bile. Ben neden kendimi bu kadar üzüyordum acaba. Birde ne göreyim? Bu saçmalıklar hep beni bulur zaten. Akın bu mekandaydı. Beni görmüştü çoktan, boş masa olmadığı için çok yakınımda olan bir masaya oturdu. Görmeyeli sakalı ve saçlarını az bile olsa kestirmişti. Bu detaylar neden gözümden kaçmıyordu? Ona bakmayı kesip, önüme baktım. Bir şarkı çalmaya başladı. Ergenliğimde deli gibi dinlediğim şarkı "Pembe Mezarlık". Ne çok dinlerdim. Aklıma bunlar geldiğinde küçük bir kahkaha attım. Gerçekten de çok severdim bu şarkıyı...
-Çok güzel gülüyorsun. (Akın)
-Rahat bırak beni. (Ebru)
-Nasıl? (Akın)
-Ne nasıl? Beni rahat bırakmanı istiyorum. (Ebru)
-Yapamıyorum. Evet sana yanlış yaptım ama sen neyi bildiğimi bilmiyorsun. (Akın)
-Neyi biliyorsun? (Ebru)
-Sence sana bunu söyleyebilseydim bitirir miydim bu oyunu? (Akın)
-O zaman ne diye benimle konuşuyorsun? Bak Akın 1 ay geçti nerdeyse, ben seni unuttum. Beni rahatsız etme. (Ebru)Akın'dan
"Ben seni unutmadım, hala seni düşünüyorum her gün. Demekki sen beni unuttun. İnanmam. Sen beni unutmadın, biliyorum unutmadın." (İç ses)
-Ebru seni üzdüğüm için gerçekten çok özür diliyorum. O günden sonra anladım bencillik yaptığımı. Benden nefret ettiğini biliyorum ama lütfen nefret etme. (Akın)
-Senden nefret bile etmiyorum, insan sadece sevdiği kişilere karşı nefret duyar. Seni sevmediğime göre. (Ebru)
-Arkadaş olarakta mı sevmedin beni? (Akın)
-Sevmedim. (Ebru)
-Ben sevdim seni biliyor musun? Hemde iyi bir dost gibi. (Akın)
-Öyle düşünseydin beni yarı yolda bırakmazdın. (Ebru)
-Emin ol ki öyle düşünüyorum. (Akın)
-Lütfen artık rahat bırak beni, buraya seninle konuşmak için gelmedim. (Ebru)
-Öyle olsun. (Akın)Ebru'dan
Önümde çok güzel bir masa vardı, hepsini teker teker yemek istiyordum şu an. İlk önce mezemi yemeye başladım. Sonra düşündüm de ben sadece acımı dindirmek için buradaydım. Ağlamaya başladım, buna ihtiyacım vardı. Elimde olan bıçağı o kadar sıkmıştım ki elim kanamaya başlamıştı. Elimin kanadığını fark ettiğimde acısını da hissedebiliyordum.
-Ahh. (Ebru)
-Elin kanıyor. (Akın)
-Karışma! (Ebru)Ne dediğimi umursamadan yanıma geldi. Masanın üzerinden peçete alıp elimin üstüne bastırdı.
-Neden yapıyorsun bunu kendine? (Akın)
-Ne yapıyor muşum? (Ebru)
-Ağlıyorsun, elini kesiyorsun. Madem benden nefret bile etmiyorsun, neden bu kadar acı çektiriyorsun kendine? (Akın)
-Fark etmeden oldu. Bilerek elimi kesmem. (Ebru)
-Kalk hadi, hastaneye gidelim. (Akın)
-Gelmene gerek yok, ben kendim giderim. (Ebru)
-Arabayı kanlı elinle mi süreceksin? Hiç sanmam. Israr etme hadi seni hastaneye götürüyorum. (Akın)Daha fazla ısrar etmedim zaten öyle bir şansım yoktu. Ayağa kalktım, hesabı ödemek için garsonu çağıracaktım ki Akın masanın üstüne 100 lıra attı. Şu an çantamdan para çıkartacak gücüm yoktu o yüzden bunu da boşverdim. Koluma girdi ve arabasına bindirdi. Beni bindirdikten sonra kendisi bindi. Hastane 10 dk uzaklıktaydı arabayla. Hemen vardık. İçeri girdiğimizde Akın bir doktor çağırdı. Bizi acil servise aldılar. Beni bir yatağa oturttular.
-Çok derin ve uzun bir yara, en az 5 dikiş gerektirir. Daha fazla zaman kaybetmeyelim o zaman. İlk önce kanı durduralım. (Doktor)
-Çok canı yanar mı? (Akın)
-Maalesef acıyacak, derin bir yara olduğu için ilaç süremeyiz. (Doktor)
-Bir şey olmaz bana, ben acıya dayanıklıyım. (Ebru)
-Umarım öyledir. (Akın)Doktor kanın durması için elime bir şeyler bastırdı. Sonunda kan durduğunda elimin hali berbattı. Gerçekten de çok derindi, nasıl becermiştim elimi bu kadar kesmeyi.
-Dikişlere şimdi başlıyoruz. (Doktor)
-Başlayın. (Ebru)Acıya dayanıklı olduğumu söylemiştim, bu büyük bir yalandı bunu şimdi anlamıştım.
-Ahhhhhh! Akın yardım et! (Ebru)
-Ebru bana bak. (Akın)Ona baktım.
-Hatırlıyor musun kaza yaptığımız günü? Sen kollarımda bayılmıştın. Bütün gece yanında durmuştum. (Akın)
-Evet hatırlıyorum. O gün ne kadar da iyi davranmıştın bana. Tabi AVM'deki o ilk tanışmamız hariç. (Ebru)
-Biraz kaba davranmıştım. Ben aslında seni ilk orda görmemiştim, bir mağazada kıyafet deniyordun. Camın arkasından görmüştüm. Çok güzeldin orda, halada öylesin. (Akın)
-Gala günü giydiğim kıyafeti deniyordum. O mahvolan gala günü. (Ebru)
-Hani unutmuştun unutmamışsın işte. (Akın)
-Evet unutmadım, ihanete uğradığım anları unutamıyorum maalesef. (Ebru)
-Unutturacam sana o anları. (Akın)
-Unutturamazsın. Hem bu zaten sahte bir ilişkiydi. Bitecekti ama bu kadar erken değil. (Ebru)
-Sence biz gerçekten sevgili olsaydık iyi anlaşır mıydık? (Akın)
-Bilmem, bu hiç bir zaman olmayacağına göre fikir de üretemiyorum. (Ebru)
-Ben seni çok severdim, canın yansa kıyamazdım, sadece ben sana aşık gözlerle bakardım. (Akın)
-Ne yapmaya çalışıyorsun? Neden beni kendine aşık ettirmeye çalışıyorsun Akınözü? (Ebru)
-Hahah öyle bir şey yapmaya çalışmıyorum. Hem sen bana aşık olmazsın ki, az önce bir ilişki yaşamamızın mümkün olmadığını söyledin bana. (Akın)
-Bu sana aşık olmayacağım anlamına gelmez😏. (Ebru)
-Yoksa bana aşık mı oldun😏? (Akın)
-Belkide. (Ebru)
-Bitti. (Doktor)
-Bitti mi? Çok hızlı bitti. Hiç acımadı. (Ebru)
-Bana o kadar aşıksın ki benimle konuşurken acıyı bile hissetmiyorsun Ebrucum. (Akın)
-Aynen Akıncım. (Ebru)
-10 gün sonra tekrar gelirseniz sevinirim. Dikişleri alacağız. (Doktor)
-Teşekkürler doktor bey. (Ebru)
-Geçmiş olsun, gidebilirsiniz. (Doktor)Hastane kayıtlarını hallettikten sonra çıktık.
-Sağol. (Ebru)
-Bir şey değil. Hadi gel biraz yürüyelim, hem biraz hava almış oluruz. (Akın)
-Olur ama unutma biz arkadaş değiliz. (Ebru)
-Tamamdır. (Akın)Hastane deniz kenarına yakın olduğu için deniz kenarından yürümeye başladık. Biraz yürüdükten sonra bir banka oturduk. İkimizde denizi izlemeye başladık.
-Deniz ne kadar güzel. (Ebru)
-Dışı güzel ama içi o kadar da güzel değildir belki. (Akın)
-Neyi kastediyorsun? (Ebru)
-Dışına aldanmamak gerekir diyorum içi paramparça olabilir. (Akın)
-Ben çok yoruldum, hayattan yoruldum, üzerime gelenlerden yoruldum. Biraz dinlenmek istiyorum artık. (Ebru)Omzuna başımı yasladım ve gözlerimi kapattım.
Canlarım yeni bölüm geldi. Umarım bu bölümü de çok seversiniz. Hadi bakalım sorularınızı, yorumlarınızı ve vote'larınızı bekliyorum.
15 yorum
15 vote
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son bir defa - AkRu (DURDURULDU)
FanfictionAkın ve Ebru'nun çok farklı hayatları birden kesişir. İkisi de hayatlarında çok şey yaşamış insanlar... Peki aşk her şeyi affeder mi? Ya da kabuk tutmamış yaraları iyileştirir mi? (Gerçek kişilerle alakası yoktur)