Ebru'danAras'la yemeklerimizi bitirmiştik. Çay içiyorduk. Sohbeti çok iyidi. Evet şu an Türkiye şartlarına göre ünlüydüm ama sonuçta Aras Bulut İynemli'den bahsediyoruz. Benden çok daha iyi yerlerde ve başarılı bir oyuncuydu. Şu an oynadığı dizinin de çok izlendiğini biliyordum. Benim karşımda bile oturması bana garip geliyordu. Fotoğraf çekmek isteyen bir hayran gibi hissediyordum kendimi.
-Hop Ebru. Daldın. (Aras)
-Sana bir şey söyleyecem, garip gelebilir ama. (Ebru)
-Söyle bakalım. (Aras)
-Az önce, "Sizden daha yetenekli olduğum aşikar". Dedin. (Ebru)
-Şaka yapıyordum. Umarım yanlış anlamamışsındır. (Aras)
-Yok yanlış anlamadım. Tam tersi haklı olduğunu düşünüyorum. Ben kendimi senin yanında çok küçük hissediyorum her halde. Nerdeyse oynadığın bütün film ve dizileri izlemişimdir. Her defasında bu adam nasıl bu kadar iyi ve gerçekçi oynayabiliyor diyorum. Kendime bakınca ise hiç bir şey görmüyorum. (Ebru)
-Ebru sana bir tavsiye vereyim. Kendini hiç bir zaman başkalarıyla karşılaştırma, hele oyuncuysan sakın. Kendini başkalarıyla karşılaştırmayı bırakırsan rahatlayacaksın. Sen iyi bir oyuncusun. Bu kadar sevenin varsa bir sebebi vardır değil mi? Dizi ve filmlerimi izlediğin içinde teşekkür ediyorum ayrıca😅. (Aras)
-Hıhııııı😁. (Ebru)Biraz daha konuştuktan sonra kalktık. Sete gidecektik artık. Otelden çıktık. Magazinciler yine burdaydı tabikide.
-Ebru hanım, Aras bey! Film çekimleri nasıl gidiyor? Ebru hanım eski sevgilinizle çalışmak zor oluyor mu? (Magazinci)
-Arkadaşlar film çekimleri iyi gidiyor, bizim gitmemiz lazım. Başka zaman konuşalım. (Aras)Hızlıca bir taksiye atlayıp gittik. Yarın yine magazinlerde ben olacaktım. Hiç düşmüyordum zaten. İnsan neden eski sevgilinizle çalışmak zor oluyor mu diye bir soru sorar? Azcık saygı yok mu? Göründüğü üzere yok.
Akın'dan
Sete gelmiştim. Aras bey ve Ebru hanımın gelmesini bekliyorduk sahneyi çekmek için.
Karavanımda boş boş otururken telefonum çaldı. Açtım ve...Ebru'dan
15 dakika sonra sete geldik. Herkes'in bizi beklediği belliydi. Karavanlarımıza geçip kostümlerimizi giydik. Makyajımız yapıldıktan sonra hemen sahneye geçtik. Akın'da ordaydı. İyi gözükmüyordu, berbat gözüküyordu hatta.
-Akın iyi misin? (Yönetmen)
-.... (Akın)
-Akın! Sana diyorum. (Yönetmen)
-Efendim hocam. Bir şey mi dediniz? (Akın)
-İyi misin? Dalgınsın. (Yönetmen)
-İyiyim hocam. Herkes hazırsa sahneyi çekmeye geçelim mi? (Akın)
-Çekelim. (Yönetmen)Herkes yerini aldı ve sahneyi çekmeye geçtik. Sahnede Aras ile bir yakınlaşma sahnemiz vardı ama Akın onu bile takmadı. Sakin sakin oynuyordu. Bir şey vardı, anlamadığım bir şey vardı. Sahneyi çekmeyi bitirdiğimizde Akın hızlıca karavanına gitti.
Akın'dan
Yaşadıklarımı hala kavrayamıyordum. Bugün benim en acı 2.günümdü. Babamı kaybettim bugün. Bana bir kere sevgi göstermemiş babam ölmüştü. Ona bir kere bile sarılamadan gitti. Ona bir derdimi bile anlatamadan gitti. Ne yapacaktım şimdi? O beni hayatı boyunca sevmemiş olsa bile ben onu çok seviyordum. O benim babamdı babam. Artık geride hiç kimsem kalmamıştı. Kaybedecek hiç bir şeyim yoktu.
Vardı belkide, Oya vardı, Ebru var... Cümlenin sonunu getiremiyordum. Ebru benim için gerçekten kaybetmekten korktuğum bir insan mıydı?
Ayrı kaldığımız bir ay boyunca ne kadar acı çektiğimi hatırladım, her gün mutsuz olduğumu hatırladım, Allah'ın her günü onu deli gibi düşündüğümü hatırladım. Acaba şu an ne yapıyordur? Mutlu mudur? Diye düşünüp duruyordum hep.
Şimdi anlamıştım ki Ebru benim için kaybetmekten en çok korktuğum insandı. Benim için ondan daha değerlisi yoktu. Aşk yok demiştim hep, şu kalbimi kimseye açamam zannediyordum. Öyle değilmiş. İnsan bir kere kapılınca geri dönüşü olmuyormuş. Gala günü Oya'ya söylediğim şey aklıma geldi.
"Ben kalbimi kilitledim, anahtarlarını da yaktım kül ettim. Hiç bir kadın benim bu taştan kalbimin kapılarını açamayacak".
Aynen böyle söylemiştim. Bunları anlamam için babamın ölmesi mi gerekiyordu peki? Bazı şeylerin değerini anlamak için onu kaybetmek gerekiyormuş. Bazı şeyler içinse hala geç değildir.
-Geç kalmayacam! Hayatımda birisini daha kaybetmeye gücüm yok! (Akın)
-Akın? (Ebru)Ebru tam zamanında gelmişti, şimdi her şeyi düzeltecektim.
-İyi misin? Kötü gözüküyordun az önce. (Ebru)
-Babam ölmüş, sahneyi çekmeden önce öğrendim. (Akın)Ebru bunu duyduktan sonra bir kaç dakika sustu. Bir süre sonra konuşmaya devam etti.
-Başın sağ olsun. Güçlü ol ya da düzelecek demeyecem. Ağla, içinde kalan tüm gözyaşlarını dök. İçinde kalmasın. Hatta gel beraber ağlayalım. (Ebru)
-"Ağlamak için gözden yaş mı akmalı? Dudaklar gülerken insan ağlayamaz mı?". Demiş Victor Hugo. (Akın)
-"Kimseye göstermem üzüntümü. Gündüz gülerim, geceleri yalnız ağlarım." Demiş Oğuz Atay. Yapma Akın, kendine bunu yapma. Yeterince kaybetmedin mi? Bırak kendini suçlamayı, senin bir suçun yok. (Ebru)
-Bir daha hata yapmayacam Ebru. Artık sevdiklerimi kaybetmeyecem. (Akın)
-O zaman git yanlarına. Söyle onlara. (Ebru)
-Benim sevdiğim yanımda zaten. Kalbimin anahtarı sende. Onu bulmaya çalışıyormuşum meğersem yıllardır. Kurtar lütfen beni bu bataklıktan. (Akın)Canlar selam, size çok güzel bir bölümle geldim🥺. Sizce bölüm nasıl olmuş? Akın Ebru'nun elini tuttu sonunda. Zor oldu ama başardı. Hımmm size bir şey daha söylemek istiyorum unutmamanız için. Önceki bölümlerde Ebru'nun arkadaşım dediği birisinin öldüğünü öğrenmiştik. Sizce o arkadaş kim? Onun da Ebru'nun hikayesinde önemli bir yeri var. Bu kadar çaktırmalık bilgi yeter😂. Gerisi sizin tahmin gücünüzde. Hadi bakalım yorumları bekliyorum. Ve votelarınızı da tabiki. Öptüm sizi canlarım❤️✨
20 vote ve 15 yorum
——————————————————————
"Aşk için ölmeli, aşk o zaman aşk".
Sezen Aksu 🦅
——————————————————————
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son bir defa - AkRu (DURDURULDU)
Fiksi PenggemarAkın ve Ebru'nun çok farklı hayatları birden kesişir. İkisi de hayatlarında çok şey yaşamış insanlar... Peki aşk her şeyi affeder mi? Ya da kabuk tutmamış yaraları iyileştirir mi? (Gerçek kişilerle alakası yoktur)