| 20. Bölüm |

1.5K 135 22
                                    

1 ay sonra

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

1 ay sonra

Tatlı meltem tanrıçanın ipeksi tenini ılık ılık okşarken Selene sevgisi ve aşkıyla içini yakan adamın elini tutmuş, onu kendiyle birlikte bir tepenin zirvesine çekiştiriyordu. İçi içine sığmıyordu, Steve uyandığından beri Selene'e yepyeni bir canlılık gelmişti.

Artık güneş bile bir başka parlıyordu. Herkes daha neşeli, daha canlıydı. Mevsim bile tazelenmişti. Ağaçlar daha taze meyveler veriyor, çiçekler daha canlı açıyordu. Ay, tanrıçasından aldığı ışığı dokuz diyara daha büyüleyici sergiliyordu.

Selene'in beyaz uçuş uçuş elbisesi hafifçe esen meltemde dans ediyordu. Altın sarısı, ipeksi saçları rüzgarda savruluyordu. Her rüzgarın saçlarını dağıtışında büyüleyici kokusu Steve'e gidiyor, Steve de bu güzellik karşısında daha çok mest oluyordu. Steve'in elini daha sıkı kavradı ve ona döndü Selene. "Çok yavaşsın."

Steve, Selene'in bu heyecanına güldü. Ona sevgi dolu bir bakış gönderdi. Selene'e olan aşkı ve sevgisi gözlerinden okunuyordu.

Gün batmak üzereydi ve Selene, Steve'e Asgard'ın en güzel manzarasını göstermek istiyordu. Telaşı bu yüzdendi. "Sen bir tanrıçasın." Dedi Steve, Selene'in cümlesine yanıt olarak. "Gücüm seninle bir değil."

Selene onun sözlerini duymazdan geldi ve yemyeşil tepenin son tümseğini de tırmandı, beraberindeki Steve'le. Düzlüğe ulaştıklarında durdu ve Steve'in elini bıraktı. Uçurumun kenarına doğru yürüdü ve adımlarını durdurdu. Nefesini kesen manzarayı izledi. Gökyüzü tatlı bir turunculuğa, kızıllığa boyanmıştı. Güneş, usulca Asgard'ı terk ediyor; ay, yükselen geceye merhaba diyordu.

Kıyıya vuran dalgaların çıkardığı ses huzuru simgeliyordu, dinginlik veriyordu. Karşılarında akan şelale ve tepenin kenarında açan rengarenk, ucu bucağı görünmeyen çiçekler insanı büyülüyordu. "Çok güzel değil mi?" Dedi Selene dudaklarındaki kocaman gülümsemeyle. Başını hafifçe Steve'e çevirdi.

Steve bakışlarını izlediği manzaradan aldı ve Selene'e baktı. İpeksi tenine yansıyan kızıllık onu sanki dahası mümkünmüş gibi olduğundan daha fazla nefes kesici gösteriyordu. Altın sarısı saçlarına yansıyan güneşin son demleri ateş düşmüş gibi gözüküyordu. Güzelliği nefes kesiyordu. Bir bakışıyla Steve'in nefesini kesiyordu. Mavi gözleri öyle belirgindi ki Steve'in kalbi bir atışını kaçırıyordu. "Senin kadar değil." Dedi derin bir iç çekip.

Savaşır gözIerimle gönlüm öldüresiye senin güzelliğinin ganimeti yüzünden; gözüm kovar gönlümü seni görmesin diye, gönlüm ister gözüme pay vermemek yüzünden.*¹

Güzelliği karşısında kayıtsız kalmak imkansızdı. O bu sistemdeki en güzel kadındı. Ama sadece yüzüyle değil, yüreğiyle de bu mertebeyi hak ediyordu.

𝐒𝐄𝐋𝐄𝐍𝐄 • 𝐒𝐭𝐞𝐯𝐞 𝐑𝐨𝐠𝐞𝐫𝐬 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin