6 ay sonra
"Yukarı baba, yukarı!" Neşeli sesiyle ve kelimelerin yarısını yutarak konuştu Pandia. Altın sarısı dalgalı saçlarına güneş vuruyordu, gözüne vuran ışınlar mavi gözlerini kırpıştırmasına sebep oluyordu. Sevimli ve güzel yüzünde kocaman bir gülümseme vardı, babasıyla oyun oynamaya bayılıyordu.
Steve gülümsedi ve hayranlık dolu bakışlarını kızının yüzünde dolaştırdı. Salıncağı bir kez daha itti. Sevinçle ellerini birbirine çarptı ve minik ellerini gökyüzüne doğru uzattı Pandia. Babasıyla birlikte bulutları yakalamaya çalışıyordu.
Pandia, henüz altı aylık olmasına rağmen konuşup yürüyebilecek kadar hızlı gelişiyordu. Minik bedeninin yaptıkları şaşırtıcıydı, Selene ve Steve'in tam bir kopyasıydı. O çok güzel bir bebekti.
Steve salıncağın önüne dolandı ve kollarını uzattı. Salıncak tekrar öne geldiğinde Steve kızını salıncaktan aldı ve havaya kaldırdı. Pandia'nın gülüşlerine Steve de eşlik ediyordu. "Bu yüksekiği sevdin mi babacığım?"
Pandia bacaklarını sallarken gülüyordu. "Daha yukarı baba, bulutları tutamıyorum."
Steve kızını kollarına aldı ve pamuk gibi yanaklarına bir öpücük kondurdu. Bu sırada Pandia da minik ellerin babasının yanaklarına koymuştu. Minik elleri Steve'in sakalları yüzünden gıdıklanıyordu ve o bu hissi seviyordu.
Steve gülümseyerek kızını tek koluyla tuttu ve kendilerini izleyen Selene'e doğru yürüdü. Yere serili örtünün üstünde oturmuştu ve sırtını ağaca yaslayıp onları izliyordu. "Bebeğim." Dedi Selene kızına. "Bulutları tutamazsın ki."
Pandia annesine bakıp dudaklarını büzdü. O sırada Steve de Selene'in yanına oturmuştu. Selene'in yanağına bir öpücük kondurdu. Pandia da babasının kucağından inip annesinin kucağına tırmanmıştı. Selene kızını kucağına aldı ve dalgalı saçlarını düzeltti eliyle. "Ama anne sen istediğin her şeyi yapabilirsin. Lütfen bir kere bulutlara dokunayım."
Selene kızının kocaman mavi gözleriyle kendine bulunduğu isteği kıramadı. O kadar tatlıydı ki o bir şey isteyince reddedemiyordu. "Pekala ama bu sadece bir kerelik. Tekrarı olmayacak ve sen de benim yaptığım şeyi kendi başına yapmayacaksın. Anlaştık mı Pandia?"
"Tanrıça sözü." Dediğinde gülümsedi Selene, Steve de gülümsüyordu. İkisini izlemeye bayılıyordu.
Selene elini gökyüzüne uzattı, Pandia da gözlerini kocaman açmıştı ve gökyüzüne bakıyordu. Bulutlardan birini kendine doğru çekti Selene. Bulut onlara doğru gelirken Pandia heyecanla ellerini kavuşturmuş bulutun gelişini izliyordu. Bulut önlerinde durduğunda Pandia ayağa kalktı ve bulutun önünde durdu. Minik ellerini buluta dokunmak için uzattığında elleri bulutun içinden geçti. Şaşkınlıkla ellerini tekrar uzattı ama elleri yine beyaz gaz topunun içinden geçti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐒𝐄𝐋𝐄𝐍𝐄 • 𝐒𝐭𝐞𝐯𝐞 𝐑𝐨𝐠𝐞𝐫𝐬
Fanfictionİyilik her zaman olduğu gibi yenilmişti ve dünyayı yine sevgi kurtaramamıştı. İyiler daima kazanır sözü de yalnızca masallarda kalmıştı. Yunan mitolojisindeki Ay Tanrıçası Selene'in MCU'ya uyarlamasıdır.✨