@Talihabrl: Güzel sözler ile mi kalbimi kazanmayı planlıyorsun?
@B: Sadece severek olmuyor birkaç güzel kelime işi kolaylaştırır diye düşündüm :(
@Talihabrl: Bak ben karşılıklı sevgi nedir bilmiyorum. Bu yüzden hislerine karşılık veremezsem üzülmeni de istemiyorum.
@B: Biliyor musun ben de karşılıklı sevgi nedir bildiğimi zannederken hiç bilmediğimi öğrendim.
@Talihabrl: Başından kötü bir tecrübe geçti sanırım. Anlatmak istersen dinleyebilirim.
@B: Eğer anlatırsam kim olduğumu anlarsın. Bu yüzden bunu daha sonra konuşmak üzere kenara bırakıyorum. Öğrendiğim tek bir şey var o da herkesin söylediği şeylere hemen güvenip, inanmamak gerekiyor.
@Talihabrl: Doğru, insanlar acımasızca davranabiliyor.
@B: Hem de fazlasıyla.
Kalbimin üzerine bir ağırlık çöktüğünü hissettim. Ne zaman birinin acısına şahit olsam kendimi böyle kötü hissederdim ve şimdi de onun acısına az da olsa şahit olmuştum. Sevdiği kişi tarafından bir darbe aldığını tahmin etsem de olayı anlattığında kim olduğunu bilebileceğim biri olduğuna göre yaşadığı olay okulda ses getiren bir şeydi. Her ne kadar araştırmak ve kim olduğunu öğrenmek istesem de bu olay üzerinden yapmam doğru olmazdı. Acısının üzerine gidip, yarasını deşerek ona ulaşmak uygun bir hareket olmamakla birlikte acımasızcaydı. Bu yüzden bu fikri zihnimin arka planlarında bir yerlere ittim ve telefonu elimden bıraktım. Son mesajına ne cevap vereceğimi bilemediğimden görüldü olarak bırakmıştım ve şimdi de tek istediğim uyumaktı.
Alarmın yüksek seviyedeki sesi zihnimin içinde yankılanırken zorlukla gözlerimi açtım. Sabahları uyanmakta zorlanan insanlardandım ve uyanabilmem için ses seviyesini en yüksekte kullanırdım. Başımı yastığımdan ayırmakta zorlanırken alarmım çalmaya, beni uyandırmak için çabalamaya devam ediyordu. Biraz daha çalmaya devam ederse annemin odama geleceğini bildiğimden yatakta doğruldum ve alarmı kapattım. Başımı yastıktan ayırana, yattığım yerden doğrulana kadar alarmı kapatmazdım. Yoksa tekrardan uyur ve okula geç kalırdım ki bu hiç istemediğim bir şeydi. Yataktan kalkıp, odamın karşısındaki banyoya girdim. İşlerimi hallettikten sonra tekrardan odama döndüm ve sandalyemin üzerindeki okul üniformamı giydim. Masanın üzerindeki ders programından ve günlük planımdan ne yapmam gerektiğine kısa bir göz attıktan sonra çantamı koluma asıp, telefonumu komodinden alarak odamdan çıktım. Mutfaktan gelen seslerden anladığım kadarıyla annemle babam henüz işe gitmemişti. Hızlıca merdivenleri inip, mutfağa ulaştığımda annem masaya oturmak üzereydi. ''Günaydın!'' neşeyle konuşmamı garipseyen ailem bana şaşkınlıkla bakarken yerime oturdum. Emre'ye olan hislerim başladığı günden beri her geçen gün neşemin solup gittiğini hissettiğim için özellikle sabahları çok huysuz olurdum. Son günlerde ise kendimi daha iyi hissediyor, sabahları eskisi kadar huysuz olmuyordum. ''Günaydın kızım,'' diyen babama gülümseyerek karşılık verirken annem de onunla aynı karşılığı vermişti. Tabağıma sevdiğim şeylerden alıp, yemeye başladığım sıralarda babam telefonundan başını kaldırdı ve sormasından korktuğum soruyu sordu: ''Üniversite sınavı için çalışmaların nasıl gidiyor kızım?'' Ağzımdaki lokmayı yutup, yanıtladım: ''İyi gidiyor baba.'' Cümlemin ardından geleceğimin ne kadar önemli olduğuna dair bir konuşma yapmaya başladı. Son zamanlardaki halim onu endişelendiriyor, sınava zevkle çalışan o kızın nereye gittiğini anlamaya çalışıyordu. Keşke bilsem o kızın nereye gittiğini. Düşüncelerimden sıyrılıp, babamı dinlemeye devam ederken telefonuma gelen bildirim sesi ile tüm dikkatim dağılmıştı. Babam konuşmasını bitirdikten sonra yemeğimi yemeye devam ederken masadaki telefonu elime aldım ve gelen bildirime baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gör Beni | Texting (tamamlandı)
Teen FictionBirileri tarafından fark edilme arzumuz... Genç kızımız âşık olduğu çocuğun artık kendisini görmesi için tüm dileklerini sarf ederken; genç kızın onu görmesi için tüm dileklerini sarf eden biri daha vardı...