12.Bölüm

44 4 2
                                    

  Büyük gün gelip çatmıştı. Bugün ayak bileğimdeki bandajı çıkarmış, okul için hazırlanmıştım. Sonunda iyi olmama sevinirken kapüşonluyu göreceğim için heyecandan karnıma ağrılar giriyordu. Kim olduğunu o kadar çok merak ediyordum ki gece boyunca doğru düzgün uyuyamamıştım.

   Dün, geceye kadar konuşmuştuk. Onu nasıl tanıyacağıma dair sorular sormaya başlayacakken o sadece okul çıkışında, okul kapısının sağ tarafında beyaz bir arabanın önünde bekleyeceğini söylemişti. Bir an önce okula gitmek ve çıkış saatinin gelmesini istiyordum. Bunun için bileğimi de zorlamamaya özen göstererek, mutfağa indim. Annemle babam okula döneceğim için bu kadar neşeli olmamı anlamlandıramamış olacak ki bana garipser gibi bakıyorlardı. Okul aşkıyla yanıp tutuşan bir öğrenci değildim, farkındalardı. Muhtemelen bu neşemi arkadaşlarımı göreceğime yorup, fazla düşünmemişlerdi.

   Kahvaltımın ardından ayakkabılarımı giydim ve evden çıktım. Bu sırada kapüşonluya henüz yazabiliyordum.

@Talihabrl: Günaydın.

@B: Sen yazdığın saniye benim için aydınlandı.

@Talihabrl: Günün bu saatinde bile romantikliğini kaybetmiyorsun, bravo.

@B: Konu sen olunca romantik olmadan duramıyorum kurbağa :(

@Talihabrl: Sen bunu nereden biliyorsun?

@B: Okul gezisinde, seni kurbağa çadırına kadar takip ettiği için arkadaşlarının, özellikle de Eda'nın sana 'kurbağa' diye seslendiğini mi?

@B: Güzelim, aynı okulda okuyoruz ve ben de oradaydım.

@Talihabrl: Daha yüzünü göremeden rezil oldum desene...

@B: Merak etme, ben seni yeşil olsan da severim.

@B: Telefonuna bakarak yürüme, bileğini burkacaksın yine. Bir haftayı daha sensiz geçiremem :(

@Talihabrl: Tamam o zaman okulda görüşürüz, kapüşonlu.

@B: Görüşürüz, kurbağa.

   Son yazdığına göz devirirken telefona bakmayı bıraktım ve okula doğru yürümeye devam ettim. Sevdiğim şarkının sonlarına doğru gelirken okulun kapısının önündeydim. Kulaklığımı çıkartıp, çantama koyarken Eda'yı görüp, ona doğru ilerlemeye başladım. Henüz diğerleri gelmemişti. Onları beklerken bugün hakkında konuşmaya başladık. ''Sence nasıl biri?'' diye sordu Eda. Herhangi bir tahmin yürütmemiştim aslında. ''Hiçbir fikrim yok,'' dediğimde gözlerini devirdi. ''İnsan bir tahmin etmeye çalışır Taliha, merak etmiyor musun?'' dedi. ''Çok merak ediyorum ama dış görünüşüne dair fikir yürütmek aklıma gelmedi. Tek istediğim kim olduğunu bilmek.'' Söylediklerime gülümsedi. ''Umarım istediğin gibi olur her şey. Ayrıca ben de aşırı merak ediyorum. Bana akşam her şeyi anlatacaksın yoksa asla konuşmam seninle!'' Sonlara doğru sesi biraz sitemliydi. Ona olanları sonradan anlattığım için meraktan ölüyordu. Zilin çalmasına iki dakika kala İrem ve Selçuk geldi. Hep birlikte sınıfa geçtik.

   Uzun, bol test çözmeli ve yorucu bir günün ardından nihayet okul bitmişti. Bizimkilerden ayrılıp, dikkatli ama aceleci bir şekilde bahçenin çıkış kapısına doğru ilerlerken kalbimin sesini herkesin duyabileceğine emindim. Sonunda bahçeden çıktığımda sağ tarafa doğru başımı çevirdim ve beyaz bir arabanın önünde duran kapüşonluyu fark ettim. Bu, oydu. Adımlarım yavaşlamış, kalbimin sesi daha da artmıştı. Yavaş adımlarla ona doğru ilerledim ve önünde durdum. Kapüşonunu çıkarıp, başını yukarı kaldırdığında hayatım boyunca bu kadar büyük bir şoku bir daha yaşayamayacağımı düşündüm ve isminin dudaklarımın arasından çıkmasına engel olamadım: ''Bartuğ...''

* * * 

Sonunda öğrendik! Peki sizce Taliha neden bu kadar şaşırdı? Düşüncelerinizi yorumlarda belirtmeyi unutmayın! 

Bana Ulaşabileceğiniz Hesaplar
Instagram: curlykoalasworld
Twitter: tansutzl

Gör Beni | Texting (tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin