Kör edici bir beyazlığa ağır ağır açtı gözlerini, uyandığı anda hissettiği ağrı ile gözlerini kıstı. Hafif bir inilti çıktı ağızından.
“Tony...”
Gelen sesle yavaşça gözlerini o tarafa çevirdi, Peggy şişmiş gözlerle başında duruyordu. Gece boyu uyumadığı belliydi.
“Tanrıya şükürler olsun iyisin” diyip yatağın boş kısmına oturdu. Tony acı içinde Peggy'nin ne dediğini anlamaya çalışıyordu.
“Başım...” dedi, keşke sadece orası olsaydı. Saç telinden ayak parmağına kadar her yeri ağrıyordu.
“Tamam ben hemen doktoru çağırıyorum” diyip hışımla ayağa kalktı. Kapıyı açıp “Doktor!” diye bağırdı. Onun bağırması ile kapıda bir kaç kişi daha belirdi. Steve, Fury, Scarlet ve Carol. Hepsi endişeli gözlerle ona bakıyordu.
Doktor ve hemşireler içeri geçip kısa bir kontrol yaptılar, ardından durumu bildirmek için ailesinin yanına gittiler. “Durumu nasıl? Ne zaman iyileşir?” diye sordu Peggy hemen.
“İki, üç gün hastane de gözetim altında tutmak istiyorum, her türlü ihtimale karşı. Çok fazla darbe almış. Şu an beyninde kalıcı bir hasar yok ama bu olmayacağı anlamına da gelmez bu yüzden bir kaç test daha yapmalıyım-” konuşmasına nefes alıp devam etti “Kolunda bir ezilme olmuş, fazla değil sadece beş gün kolundaki bandajı çıkarmayın yeter. Karnında ve sırtında morluklar var onların ağrısının ve izinin geçmesi uzun bir zaman alacaktır. Ben ağrılarını hafifletmesi için size bir ağrı kesici vereceğim. Aynı şekilde yüzünde de yara izleri var, pek mühim değil bir kaç güne geçer onlar da.”
“Şimdilik endişe edilecek bir durum yok o zaman” dedi Fury, iyice emin olmak istiyordu.
“Evet, şimdilik yok herşey testten sonra belli olacak.”
“Herşey için teşekkür ederiz.” Doktor teşekkürleri aldıktan sonra oradan ayrıldı. Hepsi odaya girdi. Hasta yatağında acı içinde yatan genç adama bakıyorlardı.
“Tony, nasıl hissediyorsun?” diye sordu
Fury yatağın başına oturup. Diğer tarafa da Peggy geçti. Tony'nin serum takılmış elinden tuttu.“Dövülmüş gibi hissediyorum” diye alayla bir cevap verdi Tony. Öksürerek konuşuyordu, her öksürüğünde de kaburgaları kırılmış gibi hissediyordu. “Zaten dövüldün Tony” dedi Steve de gülerek.
“Sağol ya hiç farketmedim” diyip gözlerini devirdi. Bir nebze de olsa neşeli olan ortamı Fury bozdu.
“Ne olduğunu anlatmak ister misin?” diyip sinirle Steve'e döndü “Bize senin arkadaşında kaldığını söyledi, bizde eve döndük ama sonra bizi bir aradı 'Tony'i kanlar içinde yerde buldum hastaneye gidiyoruz!' Bizim o an ne yaşadığımızdan haberiniz var mı?!”
“Bunları eve döndüğümüz zaman konuşsak. Çocuk zaten yorgun” dedi Peggy gergin ortamın aksine gayet sakince. Tony minnettarca baktı ona. Fury de karısının sözü üzerine bir söz söyleyemedi. Konu şimdilik kapanmıştı.
“Tony ben herşey için özür dilerim...” diye araya girdi Carol. Gerçekten mahcupdu.
“Önemli değil” dedi Tony de, bu yaşananlar kimsenin suçu değildi, gerçi Carol da başka bir olay için özür dilemişti ama o da onun suçu değildi. Tüm suçları kendine buluyordu. Neden içmişti de saatin farkına varamamıştı? Neden insanların ağzına laf vermişti? Hepsinde kendini hatalı görüyordu.
Gözleri herkesin arasında sevdiği kadını aradı, ilaç bile ağrılarına fayda edemezken ona tek iyi gelecek olan Natasha'ydı.
“Haber verdik geliyordur” dedi Peggy neyi merak ettiğini anlayıp. Tony derin bir nefes aldı, yanaklarını şişirdi, sadece onu görmek istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DARK PARADISE {IRONWIDOW}
Teen FictionGözlerimi Kapattığım Her An Every time I close my eyes Karanlık bir cennet gibi It's like a dark paradise ✨ |TAMAMLANDI|