Bölümü müzik dinleyerek okumak isterseniz yukarıdaki parçayı tercih edin bence. Bu parçayla çok güzel oluyor bence bir deneyin.
Ben bugün kendimi aştım. Bir kaç saat içerisinde üç bölüm yayınlamak 👌 kwkekdkeklffmmf
•
Beyni işlevini geri kazandığı anda koşmaya başladı. Adımları hem uzun hem de çok hızlıydı, araba ile yarışa girse kazanırdı herhalde. Kendini herşeyden soyutlamış sadece eve gitmeye odaklanmıştı. Sevdiklerini kurtarmak istiyordu. Onlar olmadan yaşam olmazdı, tutunacak tek bir dalı kalmazsa düşmekten başka ne yapabilirdi?
Arabaların arasından geçiyor, çalan kornaların hiç birini umursamıyor sadece evine ulaşmak istiyordu. Işıktan bile hızlıydı. Çünkü böyle olması gerekiyordu, kaybedeceği her bir saniye, yavaşladığı her an onları kaybetme riski artıyordu.
Aşık olduğu kadın ordaydı, ona anne ve babadan farksız davranan ailesi ordaydı, daha yeni kazandığı babası ordaydı, en yakın arkadaşları ordaydı, herkesten önce hep yanında olan köpeği ordaydı.
Hiç birini kaybetmek istemiyordu. Onlar ölürse o da ölürdü. Kısa ve Net, eğer onlar ölürse o da ölürdü!
Sokağın başına adım attı, çok az bir mesafe kalmıştı. Çok az. Bir kaç ev ötede sevdikleri duruyordu. Derin bir nefes alıp adımlarını tekrardan hızlandırdı...
∞
Kulağında amansız bir uğultu vardı, ne ara yere düşmüştü? Etrafa panik havası hakimdi. Herkes çığlık çığlığa kaçıyordu.
Ev.... Onları kurtarması gerekiyordu.
Ama kurtaramadı.
“Hayır...”
Zor bela kalktı ayağa, sarsak ve korkak adımlarını gözünün önünde alev alev yanan eve çevirdi. Yutkunamasını bile duyuyordu, kulağı kendini dışarıdaki seslere kapamış sadece içindeki sesleri duyuyordu. Odunun alev de yanması gibi ses çıkıyordu içinden, onun da kalbi yanıyordu sonuçta.
Tenine değen ateşi umursamadan kapıyı tekmeleyip girdi içeriye. Yanağından süzülen yaşlar arasında sevdiklerine bakmaya çalışıyordu. Ağzı titriyordu, göğüs kafesi özgür olmak istercesine atıyordu.
Gözleri önce yerde kanlar arasında yatan arkadaşlarını buldu. Hepsinin bakışları donuktu. Yavaş yavaş ilerledi aralarında. Babasına takıldı gözleri, uzun bir süre... Yanına ilerledi, gözyaşları tek tek yanmış suratına düşüyordu.
“Baba...” diye fısıldadı, sesi titriyordu “Baba.... Özür dilerim.... Çok özür dilerim....”
Pişmanlık gözyaşları döküyordu, o kadar isterdi ki doya doya sarılıp dert gidermeyi.
Sonra biraz arkasına baktı, yan yana yatıyordu ölü bedenleri Peggy ve Fury'nin....
Yerde sürünerek gitti yanlarına, ikisinin de elini tuttu, buz gibi olan ellerini tuttu.
“Peggy....” dedi dudakları titrerken “Söz vermiştin.... Herkes gitse de sen gitmezdin....”
Kimseden ses çıkmayınca gözleri bu sefer sevdiği kadını aradı. Bir umut yerde sırt üstü yatan bedenin yanına ilerledi, kendine doğru çevirdi.
Bu sefer hiç birşey çıkmadı ağızından, çıkamadı.... İçinden konuşuyordu onunla “Sevgilim” diyordu “Uyansana...”
Korktuğu başına gelmişti. Herkes gitmişti. Onu geride bir başına bırakıp gitmişlerdi.
“Biz herşeyi beraber aşabiliriz, biliyorsun değil mi güzelim? Ben sana anne de olurum baba da.... yeri gelir kardeş de olurum, ama lütfen aç gözlerini, el ele çıkalım burdan.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DARK PARADISE {IRONWIDOW}
Teen FictionGözlerimi Kapattığım Her An Every time I close my eyes Karanlık bir cennet gibi It's like a dark paradise ✨ |TAMAMLANDI|