•𝙑𝙚𝙙𝙖•

47 8 8
                                    

En son milattan önce bölüm attığım hikayeme hoş geldiniz.

<•>

• 1 Ay Sonra

Tony o günden sonra bir daha babasının yüzünü görmemişti. Normalde mutlu olması gerekirdi ama öyle olmuyordu, neden üzgün hissediyordu? Bunca zamandır kurtulmak isteyen kendisi değil miydi?!

Evet oydu.

Anlam veremiyordu beyninin ona karşı açtığı savaşa. Daha düne kadar ondan nefret ediyordu. Şimdi ona karşı beslemeye başladığı sevgi de neyin nesi oluyordu?

"Senden nefret ediyorum." Dedi aynaya bakarken. Kendini buna inandırmalıydı. Çünkü o ondan nefret ediyordu, etmeliydi.

"Seni hiç bir zaman sevmedim. Sevmeyeceğim." Dedi bu sefer. Kalbine, beynine, tüm organlarına söz geçirmeye çalışıyordu. Burda hakim oydu. Onun sözleri geçerdi.

Ellerini yıkadıktan sonra yemekhaneye doğru ilerledi. Asık suratı sevdiklerini gördüğü anda düzelmişti. Tabağına yemekleri aldıktan sonra Natasha'nın yanına geçip oturdu. Bir elini onun sandalyesine dayarken diğer eli kaşığındaydı.

"Bu mutluluğunun sebebini neye borçluyuz Bay Stark." Dedi Steve alayla. Tony ile eğlenmek hep hoşuna gitmişti.

"Üzgün olmamı gerektiren bir sebep göremiyorum da ondan." Dedi Tony de. Ardından gözleri Natasha'nın parlayan yeşilleriyle buluştu. Ağzına attığı havucu çiğnerken sevdiği kadını izliyordu.

Garip bir ortamdı.

"Ne?" Dedi Natasha bu garipliği fark ederken. "Önüne dön!" Diye de tembihledi.

"Önümdeki beni mutlu etmiyor." Dedi Steve'e yandan bir bakış atarak. Steve ise yüzünü ekşitti.

"Ben sanki sana bakınca çok mutlu oluyorum." Dedi, ardından yanındaki güzeller güzeli sevgilisine döndü. "Hem ayrıca böyle güzel bir sevgiliye sahipken neden sana bakmak istiyim ki?"

"Kalbimi kırıyorsun ama Rogers. Benim gibi mükemmel bir insana bakılmaz mı?"

"Ben bakmam." Dedi Steve üsteleyerek. Ama işin gerçeğine dönecek olursak, Tony'e bakılmaz mıydı be!

"Boşver onları, ben sana bakıyorum." Dedi Natasha da. Tony nispet yapar gibi Steve bakarken Stephen dördünün arasında ki saçma kavgayı sonlandırdı.

"Tony hoca bizi çağırıyor. Yarışma için." Dedi hepsine iğrenerek bakarken. Bu dörtlüyü sevmiyordu. Çünkü o salaktı.

Bıkkın bir nefes verdi Tony "Tamam geliyorum." Diyip ayağa kalktı. "Ben birazdan gelirim." Dedi Natasha'ya doğru.

"Bizi o güzel suratından mahrum bırakma." Steve'in sesi tüm yemekhane de yankılanırken Tony sessizce güldü. Seviyordu bu çocuğu.

Uzun bir yürüyüşün ardından öğretmenler odasına ulaştılar. İçerisi ana baba günü gibi kalabalıktı. Hepsinin arasında kendi hocalarını görünce yorucu bir çabanın ardından hedefe ulaştılar.

"Ah, çocuklar bende sizi bekliyordum." Dedi hoca elindeki bir kaç kağıt parçasını masaya bırakırken. "Biletleriniz hazır. Yarın uçmaya hazırız." Sesi heyecan doluydu. Öğrencilerine çok güveniyordu.

"Hocam biraz fazla erken değil mi?" Diye sordu Tony. Daha yarışmaya bir hafta varken yarından yola çıkmak saçma geliyordu. Bu kadar çabuk ayrılmaya hazır değildi.

"Hem ayrıca bir kere kazanmak neyimize yetmiyor. İlla başka bir yarışmaya katılmak zorunda mıyız?" Diye de söylendi. Kim bilir bu kaçıncı itirazıydı. Ama gerçekten bu yarışmaya katılmak istemiyordu. Egosunu tatmin etmek için de olsa uzun bir süre buralardan ayrılmayı kabul edemezdi.

"Bu sana kaçıncı diyişim bilmiyorum ama bu yarışmaya gidiyoruz Anthony!" Sesi bu sefer yüksek çıkmıştı. "Hemde yarın!"

Tony bu kadınla boy ölçüşemeyeceğini anlayınca susmayı tercih etti. Şimdilik tek isteği daha fazla sevdiklerinin yanında olmaktı.

"Gidebilir miyim?" Diye sordu hocaya. Sesi buruk çıkıyordu. Çünkü cidden gitmek falan istemiyordu. Ne gerek vardı ki şimdi?

"Tamam ayrılabilirsin. Ben Stephen ile örnek soru gönderirim sana, akşam çözersin." Dedi ama ikisi de onların çöpü bulacağını biliyordu.

Birşey demeden ayrıldı ordan, ardından telefonunu çıkarıp Natasha'ya bahçeye gelmesini isteyen bir mesaj yolladı. Ardından adımları bahçedeki heybetini oldukça belli eden ağacın yanına ulaştı.

Güneşli havada ağacın gölgesinde saklanıyordu. Neşesi Natasha'nın ona doğru yaklaşması ile biraz artsa da hala üzgündü.

"Noldu?" Diye sordu yanına otururken. Tony bir elini onun omzuna atarken Natasha da göğsüne sokulmuştu.

"Biraz can sıkıcı haberlerim var." Natasha iyice meraklanmıştı. "Yarın gidiyorum."

Başını hafifçe yukarıya kaldırdı. "Nereye?" Diye sordu.

"Kanada'ya. Yarışma için." Sıkıntılı bir nefes doldurdu ciğerlerine. "Aptal bir yarışma için!"

"Ne kadar kalacaksınız ki?" Diye sordu. Onun sesi daha sakindi, Tony'nin daha fazla üzülmemesi adına duygularını bastırıyordu ama o da çok üzülüyordu. Kanada uzak bir yerdi.

"En az bir hafta." Dedi "Seni çok özleyeceğim."

"Bir hafta beni görmeden dayanaz mısın?" Moralinin yükselmesi için onunla dalga geçiyordu. Ama cidden üzgündü.

Bunun üzerine gülümsedi Tony. "Haklısın aslında, dayanırım. Gece hayatı güzeldir-" Karnında hissettiği ağrı ile nefesi kesildi "Hey! Napıyorsun."

"Yanında olduğumun farkındasın değil mi?" Natasha'nın sinirli olduğu sesinin kalınlığından belli oluyordu.

"Sadece ufak bir şakaydı!" Dedi Tony hala acı içinde kıvranırken. Natasha'nın eli cidden sertti.

"Bir daha benim yanımda sakın şaka yapma o zaman!"

Tony yüzüne gülümsemesini takınıp Natasha'nın iyice yanına sokuldu. "Bu akşamı beraber geçirelim mi? Veda gecesi gibi."

"Çok güzel olur." Dedi Natasha da. Ardından dudaklarını Tony'nin dudaklarına kapadı. "Eğer birinci olmadan gelirsen seni pataklarım."

<•>

Herkese merhaba, umarım güzel bir bölüm olmuştur. Ve finale son iki bölüm kaldı. Yanlız bölüm baya kısa olmuş. Pardon.

 Pardon

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
DARK PARADISE {IRONWIDOW}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin