Bu bölüm, Godric Gryffindor | Bölüm 11 ve William Payne | Bölüm 1 bölümlerini takip etmektedir.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Gerard, hiç korkmadan bekleyen kazanlara baktı. İki düzgün sıra halinde dizilmiş sekiz kazan vardı ve duvarın karşısındaki masa, boş cam şişelerle kaplıydı. Gerard yutkundu; İksirde kötü değildi, kesinlikle William kadar berbat değildi, ama en iyi olduğu alan da sayılmazdı. Bu, Profesör Hufflepuff'ın cezalarından daha zorlayıcı olacak gibi görünüyordu. Castor'un Profesör Ravenclaw'la birlikte olduğunu hatırlamadan önce otomatik olarak etrafına baktı ve iç çekişini bastırdı. Kardeşi etrafındayken her şey daha kolaydı.
Slytherin'in ona bakmaması da yardımcı olmuyordu.
Gerard, Hufflepuff'a yerleştirilmiş olabilirdi, ancak Castor cesareti olan tek kişi değildi. Doğruldu ve boğazını temizledi.
"Affedersiniz, Profesör?"
Slytherin önündeki parşömene başka bir satır yazdı, sonra tüy kalemini mürekkep kutusuna geri koydu ve parşömeni dikkatlice bir kenara çekti. Ancak o zaman Gerard'a baktı ve çocuk ağzını açtığına pişman oldu.
"Otur."Gerard en yakın sandalyeye koştu. Slytherin uzun bir süre onu inceledi ve Gerard, inceleme altında seğirmesine engel olamadı. Hiçbir öğrenci Salazar Slytherin'in kötü tarafını görmek istemezdi. Slytherin aniden ayağa kalktı ve masasının etrafında dolaştı.
"Acı Giderici İksir, Sıradan ve Sıradışı Zehirlere Panzehir ve Kan Yenileyici İksirler yapacaksın." Yumuşak sesi, sessiz sınıfta mükemmel bir şekilde yankılandı. Gerard bir kez daha yutkundu ve başını salladı.
"Kaç tane, efendim?"
Slytherin boş kapların olduğu masaya baktı. Gerard ona baktı. "Tüm bunları yapmak saatler alır!"Slytherin soğuk bir sesle, "Bu yüzden sonraki iki geceyi de burada geçireceksin," dedi. "Zaman kaybetmeyi bırakmanı öneririm." Raftan bir kitap seçti ve sandalyeye oturdu, anlaşılan Gerard'ı yine görmezden gelecekti.
Çocuk dişlerini gıcırdattı ve Castor'un yanında olmasını diledi. İkizi bu tür iksirlerde ondan çok daha iyiydi ve o bile tüm bunları yapmak için epey bir uğraşırdı. "Evet efendim," dedi.
Sınıfın arkasına yürüdü ve malzemeleri kollarına yığmaya başladı. Neyse ki bu iksirleri oldukça yakın zamanda öğrenmişlerdi ve detaylar zihninde hâlâ tazeydi. Malzemeleri masasına bıraktı ve bir bıçak kaptı. Tek başına hazırlık çalışması uzun zaman alacaktı. Bekleyen kaplara bakmak için bir anını ayırdı. "Neden bu kadar çok ihtiyacımız olduğunu anlamıyorum," diye mırıldandı nefesi altında.
Slytherin bir kaşını kaldırdı ve Gerard, öğretmenin efsanevi duyma yetisini unuttuğu için kendine küfretti. Adam kitabı bıraktı ve Gerard'ı başka bir keskin bakışla sabitledi.
"Hiç bir tür ağrı kesici olmadan kırık bir kemiği yerleştirmeyi denedin mi?" diye sordu. Ses tonu yeterince hafifti ama altında Gerard'ın titremesine neden olan sert bir ton vardı.
"Hayır efendim."
"Ben de öyle düşünmüştüm. Peki ya bir oku çıkarmaya ne dersin? Veya vücuttan bir zehir atmaya ne dersin?" Ayağa kalktı ve öne doğru ilerledi, gözlerini Gerard'ın gözlerinden hiç ayırmıyordu. "Bir savaş sırasında neler olduğunu anlıyor musun?"
"Elbette anlıyorum," diye bağırdı Gerard. Genç olabilirdi ama anne babasından ve Hogsmeade'deki köylülerden çok şey duymuştu. Slytherin'in gözleri kısıldı.
"O zaman neden birine sebebiyet vermeye çalıştın?"
Gerard, "Öyle bir şey yapmadık," diye itiraz etti. "Biz sadece Hengist'e bir şaka yapmak istedik. Onun umurunda olmuyor. Daha önce sizin de umurunuzda olmadı!"
"Siz de daha önce bu okuldaki herkesin güvenliğini tehdit etmemiştiniz," diye homurdandı Slytherin ve Gerard bakışlarını kaçırmaktan kendini alamadı. Slytherin'in gücü havada hissediliyordu ve öğretmenlerinin geçmişine dair söylentiler birdenbire her zamankinden çok daha sert çarpmıştı yüzüne. Slytherin'i daha önce kızgın görmüştü ama hiç bu denli öfkeli görmemişti.
"Biz-biz öyle bir şey yapmadık," diye mırıldandı. "Sadece bir şakaydı."
Slytherin bir an ona baktı, sonra nefesinin altında bir şeyler mırıldandı ve gözle görülür bir çabayla kendini kontrol altına aldı. "Herkesin bildiği bir gizli geçidin artık gizli olmaması hiç aklınıza gelmedi mi?" diye homurdandı."Ama kimseye söylemedik!"
"Tabii. Bir taverna dolusu insan haricinde kimseye belli etmediniz!" Bıkkınlıkla başını salladı. "Hiçbiriniz bunu düşünmediniz mi?"
Gerard hiçbir şey söylemedi. Aslında, dördü de gizli geçitler fikrinden o kadar heyecanlanmıştı ki hiçbiri bundan ötesini düşünmemişti. Slytherin ona baktı ve içini çekti.
"Neden gizli geçitler inşa ettiğimizi merak etmedin mi?" Başını çevirdi ve Gerard, asasını sıkıca kavradığını gördü. "Ya da bir düşmanın haberi olsa, onlarla ne yapabileceğini? Kardeşinin peşinden gitmeden önce bunları hiç düşündün mü?"
Gerard, sadece başını sallayıp kazanına geri dönebildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Four Fouders
FanfictionHepimiz Hogwarts'ı biliyoruz. Rowena Ravenclaw'un rüyasında bir yaban domuzu görerek arkadaşları ile inşa etmeye karar verdiği ve adı dünyanın her bir köşesine nam salmış ilk Cadılık ve Büyücülük Okulu. Peki Harry Potter kendi hikayesi ile bize bu...