Milattan Sonra 988
İskoçya. Mayıs Ayı.
"Öyle ve temel bilgiye sahip olan herkes bunu anlardı."
"Evet, çünkü panzehir hazırlama mekaniğini bilmek çok hayati bir beceri."
"Önemli bulduğun bazı saçmalıklardan çok daha yararlı olduğu kesin."
Godric, sesler koridorda süzülürken inledi. Cidden, savaş çıkması için sadece beş dakikacık yalnız bırakması yetmişti. İkisini kendi haline bırakma fikri çok cazip geliyordu, ama bu muhtemelen işin sonunda ikisinden birinin lanet savurmasına yol açacaktı ve olayı düzeltmek ona kalacaktı. Yine. Godric yüzünü buruşturarak adımlarını hızlandırdı ve kapıyı iterek açtı.
Odadaki hava gerginlikle çatırdıyordu. Rowena, elleri belinde, dudakları öfkeyle bembeyaz kesilmiş halde odanın ortasında duruyor, Salazar karşıdaki sandalyede uzanıyordu. Yüzünün ifadesi hafif eğlenceydi, ama sandalyenin kolunu tutan parlmaklarının beyaz rengi gerginliğini ele veriyordu. Her ikisi de içeri girişini fark etmediğinde Godric gözlerini devirdi.
"En azından çalışmalarım İksir tarifleri ve Karanlık Sanatlardan ibaret değil."
"Hayır, uzmanlığın kesinlikle hiçbir pratik kullanımı olmayan uzun sayı dizilerinde."
"Kendi cehaletini mi sergilemeye çalışıyorsun? Öyleyse, başarıyorsun."
Salazar'ın elinin asasına doğru seğirdiğini gören Godric, müdahale etme zamanının geldiğine karar verdi. "Pekala, bu kadar yeter." İkisi ona şaşkın ifadeler çevirdiklerinde kollarını kavuşturdu. "İçinizden birinin neler olduğunu açıklamasının sakıncası olur mu?"
"Çalışmama hakaret etti."
"Rowena, dinlemeyi reddediyor."
"Dinlemeye değer bir şey söyleseydin ..."
Godric burnunun kemerini sıkıştırdı. İkisinin birbirine bu kadar yakın yerlerde kalmasına karar vermenin mantıklı olup olmadığı hakkında tereddüt etti. Rowena, Salazar'ı ilk gördüklerinde neredeyse hiç sevmemişti ve kısa süre sonra Salazar'ın da ona saygısı olmadığı anlaşıldı. Ve o zamandan beri kavga ediyorlardı. Godric yakın iki arkadaşı arasındaki çatışmanın git gide yıpratıcı bir hal aldığını fark ediyordu.
Ve hala devam ediyorlardı.Rowena, "Bu konu farklı," diye tersledi. "Entelektüel kapasitenin dışında olabilir ki çok geniş olduğunu da sanmıyorum, ancak Aritmansi, gelecekteki gelişmeler için kritik öneme sahip olacak."
Salazar başını yana eğdi. "Ne kadar tuhaf."
Rowena'nın gözleri kısıldı. "Neden bahsediyorsun?"
Godric gözlerini kapattı. Salazar'ın yüzüne yayılan sırıtışı gayet iyi biliyordu."Gözlerin açık ve ağzın hareket ediyor, ancak temel zekanın her türü epey bir süre önce yok olmuş."
Godric, onu lanetleme dürtüsüne direndi. İşler pek iyi gitmeyecek gibiydi. Rowena'nın yanaklarının kızgınlıktan al al olduğunu fark etti. "Çok zeki olduğunu sanıyorsun," diye tısladı. "Yine de yaptığın tek şey, ne kadar acınası olduğunu göstermek." Godric'e döndü. "Bıktım artık. Ya arkadaşına biraz terbiye öğret ya da bir sonraki ziyaretimde onun yanında olmadığından emin ol."
Salazar'ın dudağı kıvrıldı. "Ah, yapma ama. Sızlanman olmadan hayatıma nasıl devam ederim?"
Görünüşe göre Salazar'ın sözleri bardağı taşıran son damla olmuştu. Rowena ona son bir nefret dolu bakış attı ve kayboldu.
Godric gözlerini kapadı ve kendini kontrol etmeye zorladı. Ne zaman onları konuşturmaya çalışsa, iş sözlü savaşa dönüşüyordu. İki zeki insan nasıl bu kadar çocuksu olabiliyordu? Başını salladı ve gözlerini açtı. Salazar kolları bağlamış ve yere öyle bir öfkeyle bakıyordu ki, sanki içinde bir delik açmaya çalışıyor gibiydi. Godric dişlerini gıcırdattı.
"Onu kızdırmayacağını söylemiştin."
"Deneyeceğimi söyledim," diye mırıldandı Salazar. "Ve o başlattı."
Godric tek kaşını kaldırdı. "O mu başlattı?"
"Uzman olmadığı herhangi bir şeyin bilinmeye değer olmadığını düşünüyor ve aksini açıklamaya çalıştığımda dinlemeyi reddediyor."
"Bazı insanların bilinen her zehir için nasıl panzehir yapılacağını bilmesine gerek yok."
Salazar onu görmezden geldi. "Ve her fırsatta zekamı küçümsemeye devam ediyor."
"Yanılıyorsam düzelt, ama sen de tam olarak aynı şeyi yapmıyor musun?" İçini çekti. "Rowena'nın zor olabileceğini biliyorum ..."
"O bir kabus."
"Ama sen de bir o kadar zorsun."
Salazar kaşlarını çattı ama hiçbir şey söylemedi. Godric başını salladı, hayal kırıklığı arttı."Neyin var senin?" Diye sordu. "İlk başta benden nefret ettin ama asla böyle değildin."
"Çünkü yeteneklerime saygı duyuyordun ve bana hiç cahil bir çocuk gibi davranmadın. İkinizden de yaşça büyük olmama rağmen Rowena'nın eline geçen her fırsatta yaptığının aksine yani." İfadesi karardı. "Ve beni sürekli olarak birini öldürmek üzereymişim gibi izlemedin."
Godric yüzünü buruşturdu. Rowena'nın ailesi her zaman Karanlık Sanatlara karşı çıkmıştı ve Salazar'ın ilk çalışmalarının açığa çıkması pek iyi karşılanmamıştı. İçten hoşlanmama durumundan tamamen düşmanlığa geçişe neden olan buydu.
"Karanlık Sanatlar konusunda hiçbir tecrübesi yok," dedi. "Ve onlara güvenmemekte oldukça haklı."
"Evet, ama bu bana karşı tavrının bir mazereti değil. Bazılarının yaptığı gibi bu becerileri kullansaydım seninle arkadaş olacağımızı ya da babanın bana ve Aldith'e kalacak bir yer bulacağını gerçekten düşünüyor mu?" Kafasını salladı. "Rowena, bazı şeyleri fark edemeyecek kadar kör."
"Sen de ona yardım edemeyecek kadar inatçısın," diye tersledi Godric. "Bugüne bir bak; sadece birkaç dakikalığına odadan çıkmıştım, yine de neredeyse darbe yapacaktınız. Bu böyle devam edemez."
Salazar kaşlarını çattı. "Peki bu konuda benim ne yapmamı bekliyorsun?"
Godric, keskin bir bakışla ona baktı. "Senden biraz daha çaba göstermeni bekliyorum. Onu kızdırma, araştırmasını küçümseme ve fikirleriyle alay etme." İçini çekti, öfkesi azaldı. "Senden onun arkadaşı olmanı beklemiyorum, ama geçinebilmeniz gerekiyor."
Salazar uzun bir süre onu inceledi. "Bu senin için gerçekten önemli, değil mi?"
Godric gözlerini kırpıştırdı. "Elbette öyle. En iyi arkadaşlarımı sürekli anlaşmazlık halinde görmekten hoşlanıyor muyum sanıyorsun? İkinizi de kaybetmeyi reddediyorum, bu yüzden birbirinizi öldürmeye çalışmadan aynı odada olmanın bir yolunu bulacaksınız."
Salazar onu incelemeye devam etti, ancak cevap vermedi. Godric sabırla bekledi; yıllar birlikte ona Salazar'ı acele ettirmeye çalışmanın beyhudeliğini öğretmişti. Sonunda yavaşça başını salladı.
"Eğer bu kadar gerekliyse deneyebilirim."
Tepkisi, Godric'in umduğu kadar hevesli değildi, ama beklediğinden daha fazlaydı. "Teşekkür ederim."
Salazar kaşlarını çattı. "Ama aynı şey onun için de geçerli. Benimle alay ederse-"
Godric, "Onunla konuşacağım," diye söz verdi. Yapması gerekecekti; Rowena da en az Salazar kadar fenaydı. "Bu yaptığını takdir ediyorum."
Salazar omuzlarını silkti ve raftan bir kitap çıkardı. "Sürekli hakarete uğramaktan ben de pek hoşlanmıyorum. Eğer o medeni olabilirse, ben de yaparım."
Godric başını salladı; daha fazlasını bekleyemeyeceğini biliyordu. Şimdi geriye kalan tek şey Rowena'yı ikna etmekti. Böylece bir saat sonra kendisini evinin önünde dikilmiş, çılgınca ne söyleyeceğine karar vermeye çalışırken buldu. Rowena'nın kendisinin yokluğunda aldığı kararını kabul etmiş ve arkadaşlıklarını düzeltmişlerdi, ama yine de onunla yüzleşmek konusunda temkinli hissediyordu.
"Godric?"
Godric bir an gözlerini kapadı. Tam da tüm bu berbat günün üstüne görmek istediğim kişi. Zorla yüzüne gülümsedi ve arkasına döndü.
"Robert."
Rowena'nın kocası ahırdan geliyordu. Yorgun görünüyordu ama Godric'e sıcak bir gülümsemeyle baktı. "Her şey yolunda mı?"
"Oldukça." Sesindeki ciddiyeti korumaya çalıştı; Robert iyi bir adamdı, Godric ve Rowena'nın geçmişini bilmesine rağmen asla kibar olmaktan başka bir şekilde davranmamıştı. "Rowena ile konuşmayı umuyordum."
Robert ona baktı. "Bunun, erkenden buraya hücum edip bana yarım saat bağırıp sonra kütüphanede barikat kurmasıyla bir ilgisi var mı?"
Godric yüzünü buruşturdu. "Küçük bir tartışma olmuş olabilir."
"Ben de öyle düşündüm." Durdu, ifadesi ciddileşti. "Godric, bu kontrolden çıkıyor artık."
"Bunu bana söylemene gerek yok," diye mırıldandı Godric.
"Ciddiyim. Salazar iyi bir adam, ama onu kışkırtmaya devam ederse ..."
Godric, "Suçun tamamı ona ait değil," diye tersledi. Robert kaşını kaldırdığında içini çekti. "Üzgünüm."
Robert başını salladı. "Biliyorum ve bunu kastetmedim. İkisi de en az birbirleri kadar inatçı."
"Bu, durumu kibarca söylemek olur." Gözlerini ovuşturdu. "Salazar'ın kendisini kasten sinirlendirmeyeceğine dair sözünü almayı başardım, ama Rowena'nın nasıl davranmasını istediği hakkında hiçbir şey söylemedi."
Robert, "Bu bir başlangıç" dedi. "Ama Ro, kendini daha iyi bir insan olarak kanıtlamak için de aynısını yapacaktır."
Godric ona sırıttı. "Ben de buna güveniyordum."
"O zaman seni tutmayayım. Sanırım hala kütüphanede."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Four Fouders
FanficHepimiz Hogwarts'ı biliyoruz. Rowena Ravenclaw'un rüyasında bir yaban domuzu görerek arkadaşları ile inşa etmeye karar verdiği ve adı dünyanın her bir köşesine nam salmış ilk Cadılık ve Büyücülük Okulu. Peki Harry Potter kendi hikayesi ile bize bu...